30 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- DEMOKRASİ VARSA, HESAP VERMEK DE VAR, SARKOZY YOLSUZLUKLARI NEDENİYLE MAHKUM EDİLDİ, YA TRUMP?

Ana Sayfa » DÜNYA » SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- DEMOKRASİ VARSA, HESAP VERMEK DE VAR, SARKOZY YOLSUZLUKLARI NEDENİYLE MAHKUM EDİLDİ, YA TRUMP?

Eklenme : 02.03.2021 - 17:48

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- DEMOKRASİ VARSA, HESAP VERMEK DE VAR, SARKOZY YOLSUZLUKLARI NEDENİYLE MAHKUM EDİLDİ, YA TRUMP?

 

 Fransa’nın eski cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında süren yolsuzluk davalarından birinde nihayet dün karar çıktı.

Sarkozy cumhurbaşkanlığı döneminde bulaştığı yolsuzluklar ve nüfuzunu şahsi çıkarı için kötüye kullanmaktan (influence peddling) üç yıl hapse mahkum edildi.

Bu cezanın iki yıllık döneminin askıya alınması nedeniyle, eğer talep ederse geriye kalan bir yılı elektronik pranga ile evinde geçirmesine izin verilebilecek.

Böylece Sarkozy, cumhurbaşkanlığı döneminde yaptığı yolsuzluklar nedeniyle ilk hapis cezası alan siyasetçi olarak Fransa siyasi tarihindeki “yerini” alacak.

Hatırlanacağı gibi Sarkozy’den önceki cumhurbaşkanı Jacques Chirac da, cumhurbaşkanlığı öncesi Paris belediye başkanlığı döneminde yaptığı yolsuzlukların sabit bulunması nedeniyle iki yıl hapis cezasına çarptırılmış ancak bu ceza askıya alınmıştı.

2007/12 yılları arasında Fransa cumhurbaşkanlığı görevini yürüten  Sarkozy, ülkesindeki etnik azınlıklar ve göçmenlere karşı aşırı sağcı görüşleri yanında, anayasal normları hiçe sayarak yargıyı politize etmekten çekinmeyen tavır ve söylemleriyle çok tepki çekmişti. Toplumu iyice kutuplaştıran bu tutumu yanında, hakkındaki yolsuzluk iddialarından yorulan Fransız seçmen, ülkenin bir an evvel normalleşmesi için yapılan ilk seçimde Sarkozy’yi görevden aldı.

Böylece cumhurbaşkanlığı ”zırhı” kalkan Sarkozy, bir anda kendisini, çok sayıda davaların sardığı kıskaç içinde buldu. Bütün bunları kendince “adi bir cadı avı” olarak niteleyip, bağıra çağıra savuşturmaya kalksa da, sonunda Fransa yargısı önünde “rezil bir hesaplaşma”dan kurtulamadı.

 

Sarkozy ne ile suçlanıyordu?

 2014’de artık cumhurbaşkanı olmayan Sarkozy’nin, özel avukatı Thierry Herzog ile yaptığı bir telefon konuşması Ulusal Finans Savcılığı Bürosu’nun ağına takıldı. Bu konuşmada, Sarkozy’nin 2007 seçim kampanyasını finanse etmek için dönemin Libya Lideri Muammer Kaddafi’den aldığı iddia edilen milyonlarca avro ile ilgili suçlamalardan söz edilmişti. Aynı günlerde, Sarkozy’nin, cumhurbaşkanlığı kampanyası için  L’Oreal şirketi varisi milyarder  Lilliane Bettencourt’tan aldığı iddia edilen finansal destek konusunda ise araştırmalar sürmekteydi.

Sarkozy’nin avukatıyla yaptığı telefon konuşması kayıtlarını inceleyen Finans Savcısı, eski başkanın, muhatap olduğu L’Oreal davası ile ilgili yargısal gelişmeler hakkında bilgi vermesi karşılığında, kıdemli hakim Gilbert Azibert’in, Monaco’da çok prestijli bir göreve atanması için nüfuzunu sonuna kadar kullanabileceğini söylediğini öğrendi.

Daha sonra 30 Ocak 2014 tarihinde yapılan bir telefon konuşmasında, avukat Herzog, hakim Gilbert ile görüştüğünü, kendisinin söz konusu davada görevi olmamasına karşın, gizli bilgilere ulaşabileceğini ifade ettiğini bildirdi. Telefonunun izlendiğinden kuşkulanan Sarkozy iki gün sonra avukatını arayarak,  kendisini Paul Bismuth adına kayıtlı yeni  telefondan aramasını istedi.

Birkaç gün sonra, avukat Herzog,yeni telefon numarası üzerinden Sarkozy’yi arayarak, “hakim Azibert’in L’Oreal davası açısından Sarkozy’nin kaygı duymasını  gerektiren bir durum olmadığını” ifade ettiğini belirterek, “hakim Azibert’in Monaco’daki yüksek düzey pozisyon ile ilgili tekliften çok memnun olduğunu” ekledi. Bunun üzerine Sarkozy de, “hakime yardımcı olacağını” söyledi.

Ancak başkasına kayıtlı telefonun da dinlenmeye takıldığını anlayan eski başkan Sarkozy Monaco nezdinde girişimde bulunmadı. Ancak avukatı Herzog ve kıdemli hakim Azibert de dahil olmak üzere bu “üçlü” hakkında 2014 yılı yazında dava açıldı. 2015 yılında başlaması gereken dava, Sarkozy’nin Fransa (Court de Cassation) yargıtayında açtığı “yetki” davası nedeniyle dört yıl uzadı ve yargıtayın davanın devamına karar vermesi ile nihayet 2019’da başladı.

L’Oreal’dan aldığı rüşvet nedeniyle açılan davada, delil yetersizliği gerekçesiyle beraat eden Sarkozy bu defa kurtulamadı. Ancak Sarkozy’yi bekleyen başka davalar da var. Onların başında da, partisinin 2012 seçim kampanyasında, yasal sınır olan miktarın iki katına ulaşan  42.8 milyon € harcanması ile ilgili dava geliyor. Bu dava nedeniyle Sarkozy’nin bu ayın sonunda hakim karşısına çıkması bekleniyor.

Ayrıca, Sarkozy’nin geçmişte bir hayli karmaşık ilişkiler içinde olduğu Libya Lideri Kaddafi’den 50 milyon €’nun üzerinde para almakla ilişkili olarak  2013 yılında Fransız savcılar tarafından başlatılan soruşturma dosyası da henüz kapanmış değil!

Yani sonuç olarak, suçlu kim olursa, isterse eski cumhurbaşkanı olsun, Fransız halkı adına görev yaptığının bilincinde olan  Fransız yargısı, önünde sonunda suçludan hesap sorma görevini hakkıyla yerine getirmekten geri durmuyor.

 

Trump’la ilgisi ne?

 İki ülke arasında siyaset bağlamında arada ciddi farklar olsa da, izledikleri siyaset pratikleri açısından bakıldığında, Sarkozy ve Trump ikilisinin birbirlerine çok benzediklerini söylemek abartılı olmaz. Nitekim  ABD’nin eski başkanı Barack Obama geçen yıl yayınlanan anılarında Sarkozy için “iflah olmaz narsisistik” kişilikli, göğsünü sürekli şişiren “ufak tefek horoz” olarak adlandırmıştır.

Le Monde dergisinde bir süre önce yer alan editöryal yazıda yer verildiği gibi, her ikisi de taraftarlarından mutlak sadakat istemişler, çevrelerine “ya bendensin, ya da düşmansın” diye bakmışlardır. Öyle olunca da, istediklerini gerçekleştirmek için toplumu bölmekten çekinmemiş, muhaliflerinin tüylerini diken diken eden söylemlerden kaçınmamışlardır.

CNN’den Cyril Vance’ın sözleriyle, Sarkozy’den sonra Fransa’da, tutkularını kontrol edilemez düzeyde hırçınca boşaltanlar yüzünden, ülke çok şey kaybetmiş; en kötüsü de ulusal birliğin sürdürülebilirliği büyük risk altına girmiştir.

Sonunda Trump, ABD tarihinde görülmemiş bir şekilde Kongre’nin Temsilciler Meclisi kanadı tarafından azil “kovulma” kararı ile yüz yüze gelmiş, Sarkozy ise hapishane günlerini düşünür olmuştur.

Trump Beyaz Saray’ı kaybetmenin ardından çekildiği Florida’daki malikanesinde ne denli yeni oyunlar planlasa ve güçlü olduğu eyalette taraftarlarını, 2024 seçimleri için şimdiden hazırlama denemeleri ile  coştursa da, etrafındaki yargısal kuşatmanın daraldığının da mutlaka farkındadır.

İkinci azil davasının görüldüğü Senato’da Cumhuriyetçi senatörlerce her ne kadar aklanmış olsa da, şimdilerde artık sade bir yurttaş olarak, kriminal olan, olmayan çok sayıda davanın kendisini beklediği açık bir gerçektir. Başta, 6 Ocak’ta Kongre Binası (the Capitol) baskınındaki tahrik ve teşvik suçlaması geliyor. Ayrıca, başkanlığı sırasındaki iş ilişkileri; vergi kaçırmaları; kendilerine tecavüz edildiğini iddia eden kadınlar gibi, Sarkozy’ye isnat edilen suçların hafif kaldığı çok sayıda dava dosyası Trump’ı bekliyor.

Şimdi sorulan soru şu: Sarkozy’yi mahkum eden Fransız Adaleti’nin dünyaya örnek olan kararına benzer bir kararı  acaba ABD Adaleti verebilecek mi?

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları