29 Mart 2024 - Hoş geldiniz

ALMANYA’NIN SEÇİMİ..YEŞİLLER MİLLETVEKİLİ KATHARİNA DRÖGE: MODERN BİR VATANDAŞLIK YASASINA İHTİYACIMIZ VAR

Ana Sayfa » DÜNYA » ALMANYA’NIN SEÇİMİ..YEŞİLLER MİLLETVEKİLİ KATHARİNA DRÖGE: MODERN BİR VATANDAŞLIK YASASINA İHTİYACIMIZ VAR

Eklenme : 20.09.2021 - 9:40

ALMANYA’NIN SEÇİMİ..YEŞİLLER MİLLETVEKİLİ KATHARİNA DRÖGE: MODERN BİR VATANDAŞLIK YASASINA İHTİYACIMIZ VAR

 Almanya’da genel seçimlere tam bir hafta kaldı. Sosyal Demokrat Parti (SPD) anketlerde liderliğini sürdürüyor. Nasıl bir koalisyon kurulacağı da merak konusu olmaya devam ediyor. Tüm partiler son günleri değerlendirip korona kısıtlamalarına rağmen seçmenlere ulaşmaya çalışıyor. 16 yıllık Merkel iktidarının bitmesiyle bir dönem kapanırken akıllarda olan soru ise 26 Eylül’de halk iklim krizinden, mülteciler ve göç konusuna, insan haklarından, sosyal adaletin yeniden inşasına kadar siyasette değişim mi isteyecek yoksa var olan mevcut durum devam etsin mi diyecek?

Artı Gerçek’ten Ayşegül Karakülhancı değişimin adresi olarak kendisini gösteren Yeşiller Partisi’nin Berlin Parlamentosu’na Köln’den milletvekili seçilmiş olan aynı zamanda partisinin ekonomi politikası sözcüsü ve Ekonomi ve Enerji Komitesi üyesi olan ve yeniden milletvekilliği için aday olan Katharina Dröge ile seçimlerden önce Almanya’da iş sorununu, göçmenlere Yeşiller’in nasıl bir iş perspektif sunduğunu ayrıntıları ile konuştu:

Ağır endüstrinin merkezi olan Almanya, sanayileşme sonrası hem ürettiği metalar hem de ihraç ettiği tüketim kültürü neticesinde gezegeni kirleten en organize merkezlerden biri oldu. Alman otomobil endüstrisi hileye başvurup kirlilik emisyonlarını düşük bile gösterdi. Böylece her şeyiyle bu endüstrinin nimetlerinden faydalanan yurttaşların veya şirketlerin yeri geldiğinde hileye başvurduklarını da görmüş olduk. Şimdiye kadar bu türden sanayi suçları da çok cezalandırılmadı. Sizin önderliğinizde bu tarz suç işleyenler cezasını ödeyecek mi? Nasıl?

Alman endüstrisinin iklim açısından nötr olmasını ve temiz teknolojilerde öncü olmasını istiyoruz. Özellikle hammadde sanayi, Almanya’daki karbondioksit emisyonlarının %15’inden sorumludur. Endüstri sektörüne kesin talimatlarımız olacak ve bunları yerine getirmeleri için dönüşümleri sürecinde gerekli yatırımları da desteklemek istiyoruz.
Almanya’daki otomotiv endüstrisi, çok uzun süre içten yanmalı motora yatırım yaptı ve elektrikli mobiliteyi göz ardı etti. Artık bu dönüşümü kararlılıkla yapmalıdır. En geç 2030 yılında sadece emisyonsuz arabalara ruhsat verilmesi kanununu geçireceğiz. Çalışanları ve tedarikçileri yenilenme sürecinde nitelikli eğitimlerle desteklemek istiyoruz.

Çevreyi korumak adına trenle seyahat edilsin deniliyor ama hem tren bileti fiyatları çok pahalı hem de bazen saatler süren gecikmeler yaşanıyor. Bu sorunu partiniz nasıl çözmeyi düşünüyor?

Tüm halkın toplu taşımayla iyi bir şekilde dilediği yere ulaşmasını garantilemek istiyoruz. Demiryollarını daha iyi finanse etmek, geliştirmek ve demiryolu ağını dijitalleştirmek istiyoruz. Böylelikle trenlerin vaktinde gelmesini iyileştireceğiz. Tren yolculuğu ve şehir içi toplu taşıma uygun fiyatlı olmalıdır. Özellikle okuyan gençleri uygun fiyatlı toplu taşımayla desteklemek istiyoruz. Eyaletler ve belediyeler, biletsiz yerel ulaşım da dâhil olmak üzere toplu taşımada cazip fiyatlar uygulamaları konusunda desteklenmelidir.

Uçakla seyahat edilmesini azaltmak için de uçak vergileri yükseltilsin veya ülke içi uçuşlar azaltılsın da deniliyor. Ancak dar gelirli insanlar zaten çok zor tatile gidebiliyorlar. Uçak vergileri yükselince bu da uçak bilet fiyatlarına yansıyacak ve bu insanların seyahat özgürlüğü daha da azalacak. Az kazanan insanların hayatlarını daha da kısıtlamadan bu sorunları çözebilecek ne gibi formülleriniz var?

Uçmak, iklime en çok zarar veren ulaşım şeklidir. Dolayısıyla bu sektördeki büyüme bu şekilde devam edemeyecek. Her şeyden önce, uçmaya alternatifler yaratmak istiyoruz. Hızlı ve ucuz tren bağlantılarının yaygınlaşması, kısa mesafeli uçuşları gereksiz kılacaktır. Avrupa çapında gece treni ve doğrudan bağlantılarla, daha uzak yolculuklar için iklim açısından nötr alternatifler yaratma ya çalışacağız. Uçmanın kaçınılmaz olduğu rotalarda, iklime zarar vermeyen yeniliklerin geliştirilmesi gerekiyor.

“BİLİMDE ÇALIŞMA KOŞULLARINI İYLEŞTİRMEK İSTİYORUZ”

Arkeoloji, antropoloji, etnoloji vb. beşeri bilim alanlarında eğitim almış insanların çoğu işsiz veya sürekli yenilenen iş sözleşmeleriyle saat ücreti üzerinden çalıştırılıyorlar. Bunu bizzat devlet böyle uyguluyor. Bu alanlarda eğitim görmüş insanlara kimse iş alanı açmadığı gibi bir de dijitalleşme ile daha da şansları azalıyor. İşletme, hukuk, bankacılık, mühendislik, IT, eğitim fakültesi gibi alanlarda okumadıysanız işsiz kalıyorsunuz. Bu sorun çözülebilir mi?

Beşeri bilimler önemli bir araştırma dalıdır. İş dünyasında, çok farklı alanlarda beşeri bilimler mezunları bulabilirsiniz. Bilim alanındaki birçok iş pozisyonun sadece geçici sözleşmeli olması büyük bir problem. Bilimde çalışma koşullarını iyileştirmek istiyoruz. Bilimde kalıcı görevler için kalıcı pozisyonlar olmalıdır. Bunu yanı sıra bilim dışında da iş sözleşmeleri istiyoruz. İş piyasasında şansı yükseltmek için önemli bir ön koşul, herkesin kendisini gerçekten ilgilendiren şeyleri öğrenip okuyabilmesidir. Eğitim finansmanının yenilenmesi ve öğrenciler ve çıraklar için parasal yardım için mücadele ediyoruz.

“MODERN BİR VATANDAŞLIK YASASI GEREKLİ”

Almanya’da göçmen olarak iş bulmak çok zor, çok sert bir meslek eğitimi anlayışı var. Üniversite mezunu olsanız, Almanca öğrenseniz bile iş bulmada yeterli olmuyor. Normal zekâ ve beceriye sahip bir insanın bir ayda öğrenebileceği bir iş için bile sizden üç yıllık bir meslek eğitimi isteniyor. Her göçmen de bu ülkeye 20 yaşında gelmiyor. Partiniz çalışma hayatındaki bu katılığın farkında mı? Eğer öyleyse, bunun üstesinden gelmek için hangi çözümleriniz var?

Çoğu ülkede kalifiye ile vasıfsız iş arasında bir ayrım vardır. Vasıfsız iş herhangi bir eğitim gerektirmez ve hemen veya kısa bir eğitim süresinin ardından yapılabilir. Vasıfsız faaliyetlere genellikle daha az ücret ödenir ve bu nedenle çalışırken mesleki eğitim yapma olasılığı vardır. Kalifiye bir işçi, meslek eğitimi görmüş ya da üniversite okumuş olsun, Alman yasalarına göre belirlenmiş süre okuyup eğitimini tamamlamak zorundadır. Eğitimi henüz bitirmemişlere, kısmi kalifikasyon sunmayı istiyoruz. Yani henüz eğitim devam ederken, o ana kadar elde edilmiş bilgi ve beceriler, iş ararken ve maaş belirlenirken çalışanın lehine olacak şekilde düzenleyeceğiz.
Göçmenlerin iş piyasasına daha iyi girebilmeleri için, yurtdışında tamamladıkları mesleki eğitim veya üniversite diplomalarının daha kolay ve hızlı tanınmasını istiyoruz. Ayrıca modern bir göç yasası çıkaracağız. Bu, eğitim ve emek göçü için yeni erişim yolları yaratmalı; aynı zamanda yeteneklerini resmi eğitimle kanıtlayamayan kişiler için de geçerli olmalıdır. Şeffaf, bürokratik olmayan ve adil bir prosedür sunmalı ayrıca küresel ve bölgesel ihtiyaçlar dikkate alınmalıdır. Burslar ve eğitim vizelerinin yanı sıra süresiz oturum izni gereklilikleri ile beyin göçünü kolaylaştıracağız. Almanya’da oturma izni olmadan burada yaşayan, ancak iş piyasasına entegre olmuş veya nitelikleri işçi ihtiyacına uygun kişiler için gerçek alternatifler sunacağız.

2005’ten beri Almanya bir göç ülkesi olduğunu kabul edildi. Ama nedense her zaman göçmenlerin ülkeye uyum sağlamasından konuşuldu. Fakat Alman toplumunun da göçmenlere uyum sağlaması gerekmez mi?

Uyum tek yönlü bir yol değildir, çünkü göçmenlik toplumumuzun şekillendirilmesini de kapsayan toplumu bir bütün olarak içeren bir süreçtir: Almanya’ya gelenlere buradaki yaşamın tüm alanlarına eşit erişim ve katılım fırsatları yaratmayı amaçlayan iki yönlü bir süreçtir. Ve bu süreç hem bize gelenlerden, hem de burada yaşayanlardan bir şeyler talep eder. Ancak tüm bu gerekliliklerin yerine getirilmesiyle ve herkesin ortak bir yola girmesiyle de başarıya ulaşır.

Bu nedenle amaç, tüm toplumsal grupların kendi yaşadıkları toplumda olup bitenler hakkında konuşması, birbiriyle konuşması ve karar alabilmesi gerekmektedir. Göçmenlerin toplumumuzun kilit noktalarında daha iyi temsil edilmeleri için eşit katılım fırsatlarına ihtiyaç vardır. Bunu ancak modern bir vatandaşlık yasası ve federal bir katılım yasası ile sağlayabiliriz. Bu perspektiflerin, örneğin bir Federal Katılım Konseyi aracılığıyla yasama süreçlerine dâhil edilmesi, yapısal dezavantajın ortadan kaldırılmasına ve azaltılmasına yardımcı olur.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları