10 Ekim 2015’te Ankara’da IŞİD tarafından düzenlenen ve 103 kişinin ölümüyle sonuçlanan katliamla ilgili açılan bir davada mahkemenin verdiği karar çok tartışılacağa benziyor.
Odatv’de yer alan habere göre mahkeme “Saldırıyı önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen” İçişleri Bakanlığı’nı 350 bin TL maddi-manevi tazminata mahkum etti.
Haberin ayrıntılarına geçmeden önce o sürece ilişkin bazı gelişmeleri anımsamakta fayda var.
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde Meclis’te çoğunluğunu kaybeden AKP ile CHP arasında iki aya yakın koalisyon pazarlığı yapılmıştı. Bu arada yandaş medyada sürekli olarak koalisyonların istikrarsızlık yarattığı yönünde çıkan haberlerle yeniden seçimin kaçınılmazlığı vurgulanmıştı. Yine aynı süreçte terör birden bire azmış, toplu katliamlar ülkeyi derinden sarsmaya başlamıştı. 10 Ekim 2015 Ankara Garı Katliamı bunlardan biriydi. Sonuçta halk istikrar istiyor söylemleri eşliğinde 1 Kasım’da yeniden seçime gidilmiş ve AKP Meclis’te çoğunluğu sağlayarak tek başına iktidara gelmişti. Buna ilişkin son bir hatırlatma daha: 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde büyük kentlerde yenilgiye uğrayan AKP’nin İstanbul’da seçimin yenilenmesi amacıyla başlattığı girişimler YSK’da karşılığını bulmuş ve 23 Haziran’da yeniden seçim kararı alınmıştı. Erdoğan’ın 31 Mart’tan sonra AKP kadrolarına 7 Haziran’ı anımsatarak 1 Kasım’da nasıl yeniden tek başına iktidar olduysak, 23 Haziran’da da İstanbul’u alabiliriz, hatta bundan yüzde yüz eminim dediği yandaş medya haberlerinde yazılıp çizilmişti.
1 Kasım ve 23 Haziran seçimleri artık gerilerde kaldı.
23 Haziran AKP iktidarının seçimlerde şimdiye kadar uyguladığı ve başarıya ulaştığı bütün yöntem ve uygulamalarının iflas ettiği bir gün olarak tarihe geçecek.
Şimdi 1 Kasım 2105 öncesine ilişkin çarpıcı bir gelişme daha yaşandı.
10 Ekim 2015 tarihinde, Ankara’da; KESK, DİSK, TMMOB ve TTB “Emek, Barış ve Demokrasi” mitingi gerçekleştirmek için toplanmıştı. Ancak mitinge IŞİD tarafından hain bir saldırı gerçekleştirilmiş ve 103 kişi yaşamını yitirmişti.
Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olan ve tarihe “Ankara Garı Katliamı” olarak geçen bu saldırıyla ilgili olarak dikkat çeken bir gelişme yaşandı.
SOYLU’YA TAZMİNAT CEZASI
IŞİD’in saldırısında hayatını kaybeden inşaat işçisi Tekin Arslan için; eşi Nebahat Arslan ile çocukları Suna Arslan ve Berfin Arslan bir dava açtı.
Davacılardan Nebahat Arslan, Suna Arslan ve Berfin Arslan; Tekin Arslan’ın saldırıda hayatını kaybetmesiyle ilgili olarak idarenin hizmet kusuru olduğunu, maddi ve manevi zarara uğradıklarını, idarenin bozulan ekonomik dengeyi yeniden sağlaması gerektiğini ileri sürdü.
Açılan davada, mahkeme, maddi-manevi tazminat talebini kısmen kabul etti.
Eski CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün de davacıların avukatlığını üstlendiği davada, Ankara 17. İdare Mahkemesi, “Saldırıyı önlemekle yükümlü olduğu halde önleyemeyen” İçişleri Bakanlığı’nı 350 bin TL maddi-manevi tazminata mahkum etti.
YAYIN İLKELERİ
———————-
YURTSEVERLİK.COM sitesi Türkiye’nin birlik ve beraberliğinden, hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumsal barışın korunmasından, insanın en yüce varlık ve emeğin en yüce değer olduğu savından, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, sosyal adaletin hakim kılınması düşüncesinden hareketle yayıncılık yapar. Sınırları bu noktalardan geçen ilkeler çerçevesinde sitede yazılarına yer verilen herkesten aynı sorumluluğu eksiksiz göstermelerini bekler. Dolayısıyla YAYIMLANAN YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU TAMAMEN YAZARLARINA AİTTİR.
İLETİŞİM
———————-
f.sayliman@gmail.com