29 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

BÜLENT CAN YAZDI- “ÖTEKİ” OLMAK, ALEVİLİK ve KILIÇDAROĞLU’NUN ÇIKIŞI

Ana Sayfa » İÇ ve DIŞ SİYASET » BÜLENT CAN YAZDI- “ÖTEKİ” OLMAK, ALEVİLİK ve KILIÇDAROĞLU’NUN ÇIKIŞI

Eklenme : 22.04.2023 - 13:05

BÜLENT CAN YAZDI- “ÖTEKİ” OLMAK, ALEVİLİK ve KILIÇDAROĞLU’NUN ÇIKIŞI

 

 

“Biz”den uzak olanı tanımlamak için kullanılan bir kavramdır “öteki.” Çizilen çemberin dışındakileri belirtmek için kullanılan bir kavram. İşin özünde bir kabullenmeme, bir dışlama söz konusu. Ve ola ki çemberi aşma cesaretinde bulunurlarsa bu dışlananlar, dışlayanlar tarafından çok da hoş karşılanmayacakları dünyada yaşanan sayısız tecrübe ile sabittir. Kendini cesur sanıp adım atmaya teşebbüs edenler her türlü eziyeti çekmeyi de göze almış demektir. “Ötekileştirenlere” göre kanları bile akıtılsa yeridir ve de müstahaktır. İstenmiyorlar sonuçta. Zorla güzelliğin olamayacağını, kadim zamandan beri belletilmemiş miydi bu topluma? İstenmeyene düşen tek görev; istenmediği yerden gitmektir. Yoksa?

Yoksa göndermesini bilirler. Böyle göndermelerle yaşanmış sayısız trajedi mevcuttur şu gezegenimizin kısacık tarihinde. Ve biraz zorlarsak hafızalarımızı, bu “ötekileştirmeler” sonucunda birçok acıyı bu coğrafyamızın da yaşadığını görmemiz mümkün.

“Ötekileştirmenin” ilk koşulu erki elinde bulunduran “çoğunluk” olmaktır. Başka bir deyişle “azınlıkta” kalanlar, erki elinde bulunduran “çoğunluk” tarafından her an ötekileştirilebilirler.

Dünyada ve ülkemizde bunun sayısız örneğini görmemiz mümkündür: Amerika’da Siyahiler,  Almanya’da Türkler, Türkiye’de Kürtler, Arabistan’da Şiiler, İran’da Sünniler ve yine ülkemizde Aleviler “ötekidir” mesela. Ve bir coğrafyada “diğerleri”ni “ötekileştirenler,” başka bir coğrafyada “azınlığa” düştüklerinde, “diğerleri” tarafından “öteki”leştirilebilinmektedirler.

Türkiye’de egemen olan Sünni Türklerin; Kürtleri, Alevileri, Hristiyanları, Ermenileri… “ötekileştirmeleri,” Almanya’da kendilerinin “öteki” durumuna düşmelerine engel olamamaktadır mesela. “Öteki” olmak hoş bir durum değil kısacası.

Eee, o halde Kılıçdaroğlu neden durup dururken, kurulduğu günden beri bu ülkede “öteki” görülen bir inancın mensubu olduğunu açıkladı?

Gerçek şu ki bu ülkede, zaman zaman oyunlar, mezhepçilik üzerine kuruldu ve de kurulmakta. Hatırlayalım; Reyhanlı katliamında bile denklem mezhep üzerine kuruldu ve en yetkili ağızdan bile “Orada elli iki Sünni yurttaşımız öldü” dendi.

Ya da şehit olan askerlerin, cemevinde yapılan cenaze törenlerine devlet erkânı katılmaz mesela.

Ya da 2012 yılında Malatya’nın Sürgü Beldesinde Ramazan davulcusuna “Biz oruç tutmuyoruz. Sabah işe gideceğiz. Burada davul çalmayın.” diyen Alevi ailenin evi, tekbir getiren, İstiklal Marşı söyleyen kalabalık tarafından taşlanması,  ahırının yakılması, Saldırganlar tarafından ‘Bu aile bugün buradan gidecek’ denmesi üzerine yetkililerin onları koruyamayacaklarını belirtmesinden sonra aynı gün o ailenin şehri terk etmek zorunda kalması örnek olarak verilebilir.

Geçmişte yaşanmış Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını ya da Muğla Ortaca’da “tahtacı” katliamını,  hatta bizim ilimizde bile 1971’de yaşanan Kırıkhan katliamını saymıyorum bile.

Hiçbir zaman eşit yurttaş olarak görülmedik maalesef biz, bu ülkede. Çoğu zaman şu veya bu şekilde ayrımcılığa maruz kaldık. Hâlihazırda 81 ilin hiçbirinde bir Alevi vali göremezsiniz mesela. Ya da bir il milli eğitim müdürü… Hatta KPSS’de yüksek puan alıp mülakatlarda elenen Alevi gençlere yönelik sayısız haber düştü medyaya zamanında.

Son zamanlarda gerek sosyal medyada gerekse de siyasi arenada Kılıçdaroğlu’nun Aleviliği, ima yoluyla da olsa dillendirilmekte ve böylece olası kutuplaşmalarda mezhepçiliğin harç görevi görmesi istenmektedir.

Hatta bırakın bu seçim zamanlarını, Kılıçdaroğlu’nun adaylığı dillendirilirken daha, başta Ahmet Şık olmak üzere, kendini solda tanımlayan birçok kişi “Kılıçdaroğlu aday olmasın çünkü bu ülkede Alevi bir insanın kazanması imkânsız” gibi, demokratlığa yakışmayacak söylemlerde bulundular.

Daha birkaç gün önce, Millet İttifakı’nın bileşenlerinden İyi Partili Aytun Çıray, “Kılıçdaroğlu’nun 15 Mayıs sabahında 85 milyonun cumhurbaşkanı olarak tüm Türkiye’yi selamlayacak olması, Obama’nın ABD Başkanı olmasından daha büyük bir tarihi hadisedir.” diyerek onun Aleviliğine ve hatta bu ülkede Aleviliğin Afroamerikalılardan bile daha “öteki” görüldüğüne dair göndermede bulundu.

İşte tam da bu yüzden, “Bizim seçemediğimiz kimliklerin, mezheplerin değil:  kişiliklerin, birikimlerin, düşüncelerin tartışılması gerektiğini” belirterek, halkın ve gençliğin ferasetine güvenen, toplumun vicdanına seslenen Kılıçdaroğlu, kendisinin Alevi olduğunu açıklayarak, kimi insanların kullandıkları bu argümanı tarihin çöplüğüne süpürmeyi hedefledi.

Kılıçdaroğlu hedefine ulaşır mı ulaşmaz mı bunu zaman gösterecek şüphesiz.  Ama bu konuşmanın bugünden tarihe yazıldığı bir gerçek…

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları