Enbursa.com’dan İsmail Kemankaş Bursa’da yaşanan talanı ayrıntılarıyla yazdı:
Önce yık, sonra yeniden yap ve adı Atatürk Spor Salonu olsun! Perhiz ve lahana turşusu tabiri gibi bir uygulama. Yıkarken kimseye sorulmadı, yaparken “akademik odalarla işbirliği” yaftasını yapıştırıp adını da “alın size bir Atatürk” diyerek oluşturursan puanı kazanırsın!.. Ama bu kadar kolay değil. Önce, yıktığın yerlerin özelliklerini, geçmişini, yapıldıkları dönemde ne anlam ifade ettiklerini bilecek, sonra da söz konusu alanda rant hesaplarının yapıldığı bir projenin, kamu kurumları tarafından nasıl reddedildiğini öğreneceksin.
Kulaklarınız çınlasın, Av. Eralp Atabek, Ali Arabacı, Niyazi Aşir ve Ali Küçüksarı başkanlığındaki BASKOD Yönetim Kurulu…
Ama nafile iş işten geçmiş, çaylar içilmiş!
Hızlı girdim ve konunun adını zikretmedim sanırım. Yer Atatürk Spor Sarayı ve yanındaki yüzme havuzu ile eski adı GSİM olan spor yönetiminin idari binaları.
Bursa Büyükşehir Belediyesi, büyük fedakârlıkla (!) ve boşa geçen 3 yılın ardından, sözüm ona kendi yaptığı bir proje ile sahaya çıkmaya çalışıyor. Görünen başka bir icraat olmayınca, bu projeyi üç kadın akademik oda başkanıyla bir güzel makyajlayıp piyasaya sürmeye çalışıyor. Eleştirim, bundan sonrası için değil. Zaten, manevi anlamı büyük Atatürk Stadyumu yıkılmış, açıldığında “Balkanlar ve Ortadoğu’nun en konforlu, en büyük salonu” diye nitelenen Atatürk Spor Sarayı yerle bir edilmiş, kentin merkezi ve doğusundaki çocuklara kolayca hizmet veren bir yüzme havuzu yok olmuş, şimdi yeni bir proje sahaya sürülüyor. Üstelik “işbirliği” sıfatıyla yüceltilerek… Sanki Bursa ve kamuoyu ile birlikte planlanmış gibi. Oysa buraların yıkım kararı daha 5 yıl önce Cumhurbaşkanı’nın helikopter teftişi sırasında “Stadyumu yıkın, yeşil alan yaparak yandaki ormanla birleştirin” talimatının günümüze uyarlanmış şekli…
Üstelik o dönemlerde buraya yapılan proje, Atatürk Lisesi ile İpekiş’in önemli bir bölümünü de içine alan ve Ulu Önder’in izlerini silecek bir alanı kapsıyordu. Yetmedi, kot farkıyla üstü alan, altı otopark ve belki de iş yerlerini içeren bir devasa düşünceydi. Sanırım aslında “Büyük Termal Bölge Projesi”nin bir parçası olacaktı. Bu proje de, eski tabakhanelerden, Merinos’a kadar olan bölgeyi ve güneyini de kapsıyordu. Hatta, meşhur Bursa-İzmir yolunun Sıcaksu bölümünün yerin altından geçirilme düşüncesi de dillerde dolaşıyordu. Bu proje her partinin adayına pazarlanmak istendi ama, parasızlık engel oldu da Bursa’nın mutena bir bölgesi kurtuldu.
Gelelim Atatürk Spor Salonu Projesi’ne… Haber aynen şöyle…
“Bursa Büyükşehir Belediyesi, çeşitli spor etkinliklerine ve kültür organizasyonlarına ev sahipliği yapan, ekonomik ömrünü tamamladığı için yıkılan Atatürk Spor Salonu’nu Türkiye’ye örnek bir çalışmayla yeniliyor. Hemen yandaki 42 dönümlük Millet Bahçesi ile bütünleşik bir yapı sergilemesi hedeflenen alanda ‘yine Atatürk ismiyle’ işlevsel ve modern yeni bir salon inşa edilecek.”
Bu haberin devamı ilk bölümden de ilginç!
“Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursalıların merakla beklediği yeni proje için Mimarlar Odası ile işbirliğine gitti. Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Mimarlar Odası Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek, Peyzaj Mimarları Odası Başkanı Nejla Yörüklü, İçmimarlar Odası Başkanı Nur Gül Arslan arasında işbirliği protokolü imzalanırken, işbirliğinin önemli bir örneği yeni yapılacak Atatürk Spor Salonu Projesi’nde sergilenecek.”
Aslında bu üçlü, proje için açılan yarışmaya katkıda bulunacakmış.
Bu açıklamaya dair sorularım da olacak:
Bir; bu projeyi hangi ilgi ve bilgiyle kimler merakla bekliyor?
İki; Millet Bahçesi’ni Bursa’nın görüşü alınmadan yapan Çevre Bakanlığı…
Bu nedenle bu projenin Millet Bahçesi ile bütünleşik bir yapıda gerçekleştirilmesi için kimin fikrine başvuruldu ve Bursalılar ile BŞB‘nin bu projede bir dahli var mı?
Üç; Atatürk Stadyumu Yıkılmasın Platformu’nda yer alan oda başkanlarından Nejla Yörüklü ile Mimarlar Odası’nın daha önceki başkanlarından ve yıkıma karşı önemli bir mücadele veren Can Şimşek’in eşi Şirin Rodoplu nasıl bir gelişme gördüler de bu işbirliğinin içindeler?
Bu soruyu sorarken, kamu ile meslek odalarının işbirliğine karşı olduğum sanılmasın. Üstelik yarışma için işbirliği sözü veren oda başkanlarının iyi niyetinden de şüphem yok. Ama geçmişte yaşananları da bir türlü sindiremiyorum! Sitemim bu yüzden…
Son sorum da şu olacak… Orman diye nitelenen Kültürpark dururken, beton arası yeşillikle bezenen “Millet Bahçesi” buraya nasıl uygun bulundu?
Söz sizin, başka sorum yok!..
Benzer Haberler
Facebook'ta Biz