80 öncesi gençlik kollarının mücadeleci gençleri, ülkenin ve partinin yaşananlardan kendilerine görev çıkararak ne yapmalı, nasıl yapmalı sorularını tartışmak üzere Antalya’da buluşmaya karar verdiler.
Toplantının ev sahipliğini Recep Durmasür yapacak.
Öncelikle 1970-1980 yılları arasında Gaziantep il gençlik kolu başkanlığı yapan Hamit Kılıç, sadece Gaziantep’te değil tüm Güney Anadolu’nun örgütlenmesinde de görev aldı. Türkiye’de birçok ilde Ecevit Mitinglerinin düzenleyicisi oldu.
Hamit Kılıç’ın 7 Aralık toplantısıyla ilgili şunları söyledi:
”Biz Ecevit”i Başbakan, CHP’ni de iktidar yapmak için ölümleri göze alan gençleriz. Sosyal Demokrasiyi sadece teoride değil pratikte uygulama olanağı da bulduk. .Güney Doğu’da feodalizme karşı Toprak İşleyenin, Su Kullananın ‘ diye haykırarak halkın içinde köy köy çalıştık. Ben faşistlerce vurulduğumda ölümlerden döndüm. O günün gençleri olarak Ecevit’in en yakınında mücadele ettik. 12 Eylül askeri darbesi bizi yıllarca yargıladı. İşkenceler gördük. İşsiz kaldık. Sadece biz değil çocuklarımızda bedel ödedi. Direndik ama asla yılmadık. Hala partimizin iktidar olma mücadelesini veriyoruz. Bu onuru taşıyan bizler, 50 yıllık birikim ve deneyimlerimizi CHP’ni yeniden iktidar olması için aktaracağız. CHP seçmenine aynı onuru yeniden yaşatacağız. Buna tüm kalbimizle inanıyoruz, yeter ki o günlerdeki birlik ve beraberliğimizi sağlayarak tekrar umut olalım.”
80 öncesi mücadelenin anlamını kavramak açısından Hamit Kılıç’ın söyledikleri adeta ders niteliğinde. İşte bu deneyimlerin pratiğe yansıtılması noktasında 7 Aralık toplantısı ateşleyici bir güç olabilir.
Öte yandan 1970-1980 yılları arasında Karadeniz Fırtınaları olarak anılan Rize il gençlik kolu başkanı Halil İbrahim Çağatay, Trabzon İl sekreteri Necip Yıldız ve Samsun İl Başkanı Yılmaz Türkoğlu tüm Karadeniz’i adım adım örgütledi.
Peki Halil İbrahim Çağatay yaşananlarla ilgili neler söyledi:
”Biz CHP gençlik kollarının yarattığı örgütlenme becerisi içinde, gençliği aynı hedefte buluşturan kuşaklar olarak, bireysel değil toplumsal mücadeleden gelen insanlarız. Yağmurlu, çamurlu yollarda Karadeniz Yaylalarını karış karış gezerek, Karaoğlan Ecevit’in adını dağlara taşlara kazıdık. Karadeniz İlleri olarak her dönem Meclis’e milletvekili gönderirdik. Biz sokaklarda örgütlenerek iktidara geldik. Salonlara değil, meydanlara bile sığmadık. Ecevit’in mitinglerini binlerce genç doldurarak şölen havasına çevirirdik. Biz bunun ödülünü 12 Eylül Faşizminin getirdiği yasakçı zihniyet nedeniyle yıllarca işkencelerden geçerek, cezaevlerinde yatarak aldık. Bizim kuşağın bedel ödeyen gençleri, Altı Ok ilkeleriyle yoğruldu.” Emek En Yüce Değerdir” diye fabrikalarda örgütlendik. Yediğimiz kurşunlar, yattığımız cezalar bizim bu günlere taşıdığımız madalyalarımız oldu. Biz partimize sadece emek vermedik, canlarımızı da verdik. Birçok il başkanı arkadaşlarımız suikasta kurban gitti. Sakat kalanlarımız oldu. İşte biz 7 Aralıkta bunun için bir araya gelerek hem yaşadıklarımızdan ders çıkaracak hem de CHP nasıl iktidara geliri tartışacağız.”
1975- 1977, 1977- 1978 dönemlerinde İl gençlik kolları sekreteri 1979’da kısa bir dönem İl başkanlığı yapan Ersin Ertürk ise toplantıyı bir başka açıdan değerlendirdi.
”CHP Cumhuriyet kuran bir parti olarak Cumhuriyet’i de korumak zorundadır. Bizim Cumhuriyetçilik anlayışımız dar anlamda bir Cumhuriyet anlayışı değildir. Bizim anladığımız Cumhuriyet, emperyalizme karşı verilen halk savaşı sonucu kurulan, Atatürk’ün çizdiği çağdaş ve uygar çizgide demokratik parlamenter sistemle yönetilen bir Cumhuriyet’tir. Ancak bu gün gelinen noktaya baktığımızda rejim değişmiş ve ülke dönüştürülmüş durumdadır. Gelinen bu noktada CHP’nin de sorumluluğu çok büyüktür. Kendi iç sorunlarıyla boğuşurken umut olmaktan uzaklaşmıştır. Seçmen AKP’den umudunu keserken, CHP umut olamamıştır. O günün emek harcayan gençleri olarak tabi ki genel merkeze kırgınlıklarımız yok değil. Bu partinin hafızası yok edilmiş durumda. Partiye bu kadar emeği geçenler ya dışlanmış ya da ötekileştirilmiş durumda. Ülkedeki tabloya bakıldığında: Atatürk’ün başlattığı Anadolu Aydınlanmasının önü kesilmiş, eğitimsiz bir genç nesil yaratılmıştır. Ekonomi dibe vurmuş, üretim yerine tüketim toplumu oluşturulmuştur. İşte bu nedenle CHP tekrar kuvaa-i milliye ruhuyla altı ok ilkelerine sahip çıkarak tekrar umut olmayı başarabilmelidir. Sosyal demokrasinin olmazsa olmazı eşitlik, özgürlük ilkelerini savunan CHP’nin ve Hak Hukuk Adalet yürüyüşü başlatan bir genel başkanın bir an önce parti içi demokrasiyi uygulayarak parti tabanında heyecanı seçmende de umudu yaratmalıdır. Örgütlenme eylem içinde o gerçekleşir. İşte bunun için ülkenin her bir yanından gelen o dönemin gençleri Antalya’da bir araya gelerek iktidar olmanın yol haritasını belirleyeceklerdir. Bu toplantıdan çıkan sonuç ta en kısa zamanda genel başkan ve yöneticileri ile paylaşılarak, iktidar yürüyüşüne omuz omuza destek verilecektir.”
Benzer Haberler
Facebook'ta Biz