CHP Parti Meclisi’nin dün yapılan (PM) toplantısında, dış politikadan hukuk alanına, pandemi yönetiminden ekonomiye kadar birçok konu masaya yatırıldı. Hükümetin, pandemi koşullarında toplumsal eşitsizliği derinleştiren uygulamalarının araştırılmasına karar verildi.
Edinilen bilgilere göre; CHP Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, Azerbaycan ile Ermenistan arasında süren çatışmalar hakkında bilgi verdi.
Artı Gerçek’te yer alan habere göre toplantıda; Doğu Akdeniz’de yeniden ısınan sular, pazar günü yapılacak KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimleri ve yaklaşan ABD seçimleri de ele alındı. Son dönemde uluslararası politika bağlamında Türkiye’nin artan yalnızlığının endişe verici olduğu üzerinde duruldu. Türkiye’nin haklı olduğu konularda dahi yalnız kaldığı belirtildi. Özellikle hükümetin İhvan odaklı dış politika yaklaşımının bu yalnızlıktaki en önemli sebeplerden biri olduğu değerlendirmesi yapıldı.
‘HÜKÜMET DIŞ POLİTİKADA SIKIŞTI’
Toplantıda, “hukuk ve özgürlüklerin ayaklar altına alındığı” üzerinde duruldu, güvenlikçi politikaların arkasında; ekonomi ve dış politikada sıkışan hükümetin kendini yönetimde kalmaya mahkum görmesinin bulunduğunu belirtildi.
‘MİLLETE DAHA AĞIR FATURALAR YÜKLENECEK’
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulmamasının meşruiyet sorunu yarattığının üzerinde duruldu. 20 Temmuz 2016 OHAL ilanı ile yargıya erişim hakkının ihlal edildiği belirtildi. Hukuk yoksa kimsenin mal ve can güvenliğinin olmadığı ifade edildi. Hukukun yokluğunun, milletin cebinde yangın çıkarttığı, mutfaktaki tencereyi boşalttığı belirtildi. İktidarın yanlış politikalarının bundan sonra milletin sırtına çok daha ağır faturalar yükleyeceği söylendi. Özellikle son dönemde tefeci faizleriyle, altınla, dövizle yapılan kamu borçlanmalarının, geleceği ipotek altına aldığı ifade edildi.
‘SALGIN RAKAMLARI SAYDAM OLMALI’
Covid-19 salgını sürecinde hükümetin hem alınan önlemler ile ilgili olarak hem de salgınla ilgili rakamları verirken daha saydam olması gerektiği belirtildi. Önlemlerin ve hastalıkla ilgili istatistiklerin Sağlık Bakanı tarafından değil, Bilim Kurulu tarafından seçilecek bir sözcü tarafından açıklanmasının güveni arttıracağının altın çizildi.
‘DESTEK YETERSİZLİĞİ YOKSULLUĞU ARTIRIYOR’
Tıbbi malzeme ve ilaç firmalarına yapılacak ödemelerin aksamasının tekelleşmeye ve güvensiz malzeme kullanımına yol açma riskine değinildi. Pandemi sürecinde artan yoksulluk da gündeme alındı. Hükümetin bu süreçte kredilere, borçların yeniden yapılandırmasına ve ödemelerin faizle ertelenmesine ağırlık verdiği, buna karşın Türkiye’nin doğrudan gelir desteklerinde, milli gelire oranla, G-20 ülkeleri içinde son sıralarda kaldığı, doğrudan desteklerin yetersizliğinin yoksulluğu daha da arttırdığı belirtildi.
‘TOPLUMSAL EŞİTSİZLİĞE YOL AÇAN KARARLAR ARAŞTIRILACAK’
Pandemi sürecindeki eşitsizliğin sadece gelir dağılımında değil salgınla mücadelede de yaşandığını, Sarayın her gün test yaptırmasına karşı vatandaşın teste ulaşmakta sıkıntı içinde olduğuna dikkat çekildi. Filyasyon uygulamalarında yükü, muhtarların taşıdığı ve muhtarların bu konuda ciddi sorunları olduğuna vurgu yapıldı. Hükümetin, pandemi koşullarında toplumsal eşitsizliği derinleştiren kararlarının araştırılmasına karar verildi. Özellikle eğitim alanında dijital alt yapı yetersizliğinin, eşitsizliği gelecek nesillere de yansıyacak şekilde arttırdığı belirtildi.
İkinci Yüzyıla Çağrı metniyle ilgili İstanbul’da yapılan çalışmanın tüm örgütlere yaygınlaştırılması hususu ele alındı. Türkiye’nin her alanda bir gerileme döneminde olduğu ifade edildi. Ülkeyi idare edemeyen hükümetin vatandaşlardan gelen seçim taleplerinden ve halkın hakemliğinden korkmaması gerektiği belirtildi.
