Türkiye 2005 yılında 98. sıradaydı. Ancak 2006 sonrası yaşanan hukuksuzluklar, basın ve ifade özgürlüğündeki kısıtlamalar, bu süreçlerde gazetecilerin hedefe konması, uzun süren tutukluluklar, tutuklamaların bir adil kontrol yöntemi olarak benimsenmesi ile birlikte Türkiye 2010 yılında 138. sıraya , 2015’te 149. sıraya 2020’de ise 154. sıraya kadar düşmüştü. Geçtiğimiz yıl ise bir basamamak yükselerek 153. sıraya çıkmıştı.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNDE LİBYA’NIN BİLE GERİSİNDE OLMAK

Dünya Basın Özgürlüğü listesinde Türkiye’nin üzerinde yer alan ülkeler arasında dikkat çeken ülkeler var.

 

Burundi 107., Etiyopya 114., Endonezya 117., daha Ocak ayında darbe girişimine sahne olan Kazakistan 122., Guatemala 124., Özbekistan 133., demokrasinin olmadığı Birleşik Arap Emirlikleri 138., Somali 140., Kamboçya 142., iç savaşın hala sürdüğü Libya 143., hala sendikacıların ve siyasetçilerin öldürüldüğü Kolombiya 146. sırada yer alıyor.

Türkiye’nin ardında kalan ülkeler arasında ise Hindistan (150), Azerbaycan (154), Rusya (155), Afganistan (156), Pakistan (157), Venezüela (159), Mısır (168), Suriye (171), Irak (172) yer alıyor.

Kuzey Kore’nin en son sırada yer aldığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde Çin (175) ve İran (178) en kötü durumda bulunan altı ülke içinde.

Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nin 2022 yılı sonuçlarına göre 180 ülkeden 8’inde özgürlük durumu “iyi”, 40’ında “tatmin edici”, 62’sinde “sorunlu”, Türkiye’nin de aralarında olduğu 42 ülkede “kötü”, 28 ülkede ise “çok kötü” kategorisinde bulunuyor.

 

‘‘ERDOĞAN’IN AŞIRI YETKİLERLE DONATILMIŞ CUMHURBAŞKANLIĞINA VE OTORİTERLİĞİNE, YARGI SİSTEMİNE MÜDAHALELER EŞLİK ETTİ’’

RSF Endeksi’nde Türkiye ile ilgili olarak şu ifadeler kullanıldı:

“Recep Tayyip Erdoğan’ın aşırı yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığına ve otoriterliğine, basın özgürlüğünün hiçe sayılması ve yargı sistemine müdahaleler eşlik etti. Yargı, Erdoğan’ın talebi üzerine tutuklamalar yapsa da bazı hakimler ‘aşırıya kaçan baskıya’ ses çıkarmaya başladı: Bazı gazeteciler, ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘örgüt üyeliği’ veya ‘örgüt propagandası’ gerekçelerine dayandırılan keyfi kovuşturmalarda beraat etti. Gazetecilere

yönelik tutuklamanın yerini adli kontrol aldı. Temmuz 2021’de gazeteciler, AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç’ın şiddet görerek gözaltına alınmasının ardından, Olağanüstü Hal (OHAL) ilanından sonra ilk kez kitlesel eylem yaptı. Son iki yılda Türkiye’de iki gazeteci öldürüldü: Ses Kocaeli gazetesi sahibi Güngör Arslan 19 Şubat 2022’de; Bursa Rahmet FM çalışanı Hazım Özsu da Mart 2021’de uğradıkları silahlı saldırılar sonucu yaşamlarını yitirdiler. Cinayet zanlıları tutuklandılar.”