Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yaşlı olarak tanımlanan 65 yaş üstü bireylerimizin sayısını 2020 yılı verilerine göre 7 milyon 953 bin olarak bildiriyor. Bu sayının nüfusa oranı % 9.95. Oranın 2025 yılında % 11’e çıkması öngörülüyor. 2030 yılı öngörüsü ise % 12.9.
Yaşlı kişiler çoğunlukla yaşlılığın ilk evrelerinde göreceli olarak sağlıklı yaşamlarını sürdürebilseler de, yaşları ilerledikçe, yaşlılığa bağlı hastalıkların ortaya çıkmasıyla, kendilerine bakmakta zorlanıyorlar. İleri yaşlarda yaşlıların yaşamlarını sürdürebilmeleri için yardım alma gerekliliği ortaya çıkıyor.
Ülkemizde önceki dönemlerde, geleneksel çok bireyli Türk aile yapısı içinde, yaşlılar yaşamlarını evlerinde yakınları tarafından bakılarak sürdürürlerdi. Ancak kentleşme süreci geliştikçe aileler küçülmeye başladı. Kadınların artan ölçüde çalışma yaşamına katılması evlerde yaşlı bakımını neredeyse olanaksız kıldı.
Çözüm olarak, yaşlıların kendi evlerinde kalarak aylıkla tutulan bakıcılar yardımıyla yaşamlarını sürdürmeleri yoluna gidildi. Bu uygulama halen çok yaygın. Çoğunluğu yabancı uyruklu kişiler evlerde yaşlılara bakıyor. Ancak bu da ideal çözüm değil. Bakıcı dışında yaşlının bir yakının, arada bir de olsa, evin gereksinimlerini karşılaması gerekiyor. Yaşlıyı gerektiğinde hastaneye, doktora götürme de yine yakınlara düşen bir görev oluyor.
Yaşlıların evleri dışında bakımı huzurevlerinde sağlanabiliyor. Çoğunluğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı olmak üzere kamu kesiminin 150 bakım ve huzurevi var. Bakanlığa ait evlerde 13.970 yaşlı kalıyor. Kamuya ait diğer bakım evlerinde 2432 kişi bulunuyor. Özel kesimin huzurevi/bakım evlerinde ise 10.701 kişi kalıyor.
İstanbul ve Ankara’da 9 ar, İzmir’de 8 huzurevi/bakımevi bulunuyor. Geriye kalanlar yurt geneline yayılmış.
İki tür huzurevi/bakımevi var. Bunlardan huzurevlerini yaşlılar oteli gibi düşünmek mümkün. Buralara önemli sağlık sorunu olmayan yaşlılar kabul ediliyor.
Bakımevlerinde ise sürekli bakıma, tedaviye muhtaç kişiler kalıyor. Bunama ve ölümcül hastalıklı kişilere buralarda bakılıyor.
Ben Darüşşafaka Cemiyeti’nin Urla Yerleşkesinde kalıyorum. Buraya bir yıl önce eşimle birlikte yerleştik. Geçen yıl sonunda eşim aramızdan ayrıldı. Urla’da Rezidans olarak adlandırılan huzurevi ile Yaşam adlı bakım evinde 280 kişi kalıyor.
Darüşşafaka Cemiyeti bir hayır kurumu.1863 yılında kurulan Cemiyetin okullarında yetim çocuklara tam burslu eğitim sağlanıyor. (Bu yıl 220 öğrenci alınmış) Cemiyet’e ait İstanbul’daki üç (Yakacık, Maltepe ve Bostancı) ve İzmir Urla’da iki bölümlü bir tesiste yaşlılara hizmet veriliyor.
Urla Yerleşkesinin Rezidans bölümü huzurevi işlevini görüyor. Yaşam bölümü ise hasta bakımı amaçlı faaliyet gösteriyor. İki bölümde Ücretler Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının tesbit ettiği limitler içinde belirleniyor. Bağışta bulunup ücret ödemeden ömür boyu hizmet görmek başka bir olasılık.
Darüşşafaka Urla yerleşkesinde yaşlıların rahat, huzurlu günler geçirmeleri ve tıbbi bakımlarının sağlanması için gerekli ortam bulunuyor. Nitelikli personel yerleşke sakinlerine sıcak ilgi ve şefkatle hizmet veriyor. Burayı ileri yaşlardaki kişilerin bakımı alanında örnek bir kuruluş olarak nitelendirmek mümkün.
