27 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 1 – YENİDEN CUMHURİYETÇİLİK

Ana Sayfa » GÜNCEL » ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 1 – YENİDEN CUMHURİYETÇİLİK

Eklenme : 27.07.2019 - 10:54

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 1 – YENİDEN CUMHURİYETÇİLİK

 

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP programının yenileneceğini açıkladı.

Durumdan vazife çıkarma sorumluluğuyla, sürece katkıda bulunma çabasına giriştik.

“Parti İdeolojisinde Güncellemenin ve Somutlamanın” öncelik taşıdığını saptadık.

Bununla ilgili düşüncelerimizi CHP PROGRAMININ YENİLENMESİNDE ÖNCELİKLER başlığında somutlaştırdık.

Sonuç olarak, “Yenilenmiş Altı Ok Sentezine ya da Tam Demokratik Cumhuriyet İlkeleri Sentezine” ulaştık.

Tam Demokratik Cumhuriyet İlkeleri Sentezi:

  1. YENİDEN CUMHURİYETÇİLİK: Parlamenter Demokrasi, Özgürlük ve Eşitlik Bütünlüğünde Yaşam Biçimi
  2. YENİDEN MİLLİYETÇİLİK: İnsan Odaklı Yurtseverlik
  3. YENİDEN HALKÇILIK: Emeğin Önceliğinde Sosyal Adaletçilik
  4. YENİDEN DEVLETÇİLİK: İnsan ve Üretim Odaklı Sosyal Devletçilik
  5. YENİDEN LAİKLİK:Devletin Dini Esaslara Dayandırılmaması ve Aklın Özgür Kılınması
  6. YENİDEN DEVRİMCİLİK:Gençliğin Omuzlarında Değişim ve Gelişim.

Düşüncelerimizi üç bölümlük bir yazı dizisi halinde “Yurtseverlik.com”da yayınladık. Bunlar, tartışılmaya ve olgunlaştırılmaya açık bir öneri paketi olarak görülmelidir.

Önümüzdeki aşama için ulaştığımız değişim sentezini ete kemiğe büründürmeye çalışmaktayız. İlgili metinleri TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ başlığı altında, altı bölümlük bir yazı dizisi halinde yayınlama kararındayız.

Cumhuriyetçilik İlkesi CHP Programında, aşağıdaki şekilde yer almıştır:

Cumhuriyet, tarihimizdeki en köklü dönüşümdür. Egemenliğin kaynağını ulusta bulan anlayıştır; saltanat kavramının yıkılması ve milli iradeye dayalı devlet düzeninin gerçekleştirilmesidir. Milli irade iktidarıyla, muhalefetiyle tüm halkı kapsar.

CHP Cumhuriyetçidir; Türkiye Cumhuriyeti tüm yurttaşların ilke ve ideal beraberliği üzerinde kurulmuştur. Cumhuriyet gücünü, bu beraberliği oluşturan tüm insanların hakları, eşitliği ve bütünlüğü ilkesinden almaktadır. Cumhuriyetçilik tebaanın yerini yurttaşın almasıdır.

  1. YENİDEN CUMHURİYETÇİLİK: Parlamenter Demokrasi, Özgürlük ve Eşitlik Bütünlüğünde Yaşam Biçimi

Cumhuriyetçilik hem egemenliğin kayıtsız şartsız milletin elinde olduğunun tescilidir; hem de parlamenter demokrasi ile eşitliğin ve özgürlüğün tarihsel ön koşuludur.

Millet’in egemenlik hakkı esasen 1919 yılında Amasya tamimiyle kabul edilmiş ve Milli Mücadele’nin temel dayanağı olmuştur. Bu hakkın 1921 Anayasasına girmesiyle birlikte Cumhuriyet’in ilanı, iki yıl öncesinden müjdelenmiştir.

Cumhuriyetçilik, toprağımız insanının tebaa konumundan, eşit ve özgür yurttaş konumuna geçirilmesidir. Milli iradenin egemen kılınması, tebaanın yerini yurttaşın almasıdır.Gerek yurttaşın, gerekse devletin her türlü vesayetten kurtarılmasıdır.

Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Bu itibarla Türkiye Devleti bir  Cumhuriyet’tir. İnsan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine (insan odaklı yurtseverliğe) bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir. Ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.

Türkiye’de Cumhuriyet yönetimi kurumlarıyla, mekanizmalarıyla çökertilmiştir. Kamu kurumları kimi tarikat ve İslami cemaatlerin vesayeti altına sokulmuştur. Ucube başkanlık sisteminin tek adam diktatörlüğünde Türkiye, adım adım İslami Cumhuriyet yapılanmasına sürüklenmektedir. Bu nedenle tüm kamu yönetimi acilen, çağdaş bir Anayasa ile katılımcı-çoğulcu parlamenter demokrasinin gereklerine göre yeniden yapılandırılmalıdır.

Cumhuriyetçiliğin demokrasi anlayışı güçler ayrılığı ve denge denetim mekanizmaları temelinde yürütmenin, yasama organının denetiminde olduğu gerçek parlamenter demokrasidir.

Demokrasi Atatürk’ün dünyasında, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmanın olmazsa olmazıdır. O, esasen çok partili sistemi ve parlamenter demokrasiyi işaret etmiştir:

“Gerçek demokrasi ile bu memleketin kurtulabileceği inancında samimi olduğuma inanmanız ve bana güvenmeniz gerekir.”

“Türk Milleti’ni demokrasiden başka bir şekilde yönetme imkanı yoktur.

“Türk Milleti’nin esas hamuru demokrasidir.”

Bu bağlamda Atatürk, demokrasinin Cumhuriyet’in bağrından doğacağını öngörmüştür. Bu nedenle Cumhuriyet’i eksilterek demokrasiyi arttırmak ya da demokrasiyi Cumhuriyet’e yönelik bir tehdit gibi algılamak kesinlikle söz konusu olamaz.

Çünkü Demokrasi esasen bir yaşam biçimi ve bir kültür olayıdır.Bu bağlamda sendikalar, meslek odaları, tüketici koruma hareketleri, okul aile birlikleri, yöresel güzelleştirme dernekleri, çevre kuruluşları gibi tüm yurttaş beraberlikleri ve dayanışma toplulukları özendirilmeli ve devletçe desteklenmelidir.

Toplumda “özgürce farklılaşıp tartışarak, uygarca uzlaşma yetenekleri”, “farklı olanların birlikte yaşayabilme olanakları”, “karşıtların meşruiyeti anlayışları”, “hoşgörü ve sentez alışkanlıkları” yaşamın tüm alanlarında sahiplenilmelidir. Aynı çerçevede insanların farklılaşma özgürlüğü de temel bir hak kabul edilmeli, demokrasiye ve toplumsal saygı kurallarına uyulması koşuluyla titizlikle korunmalıdır.

Cumhuriyetçiliğin özgürlük anlayışı, insanı evrende en yüce varlık konumuna taşıyan yaratıcılık melekesinin en etkin şekilde kullanılmasını yaşamsal görmektedir. Bu bağlamda düşünsel, toplumsal, dinsel ve bireysel özgürlüklerin tümü aynı bütünsellik içinde yaşama geçirilmelidir.

Kadın hakları, çocuk hakları, çevre hakkı ve hayvan haklarıyla güçlendirilmiş insanlık aleminin tüm hakları, her düzeyde korunmalıdır. Her düşünce konuşulabilmeli, yazılabilmeli ve örgütlenebilmelidir. Sendikal, siyasal, dinsel özgürlükler ile bunlara destek noktasındaki örgütsel özgürlükler, çağdaş demokrasilerin doğal ölçüleri içinde kullanılabilmelidir.

Habere, kültüre, bilgiye istenildiği anda ulaşabilir olmak temel özgürlükler arasında görülmelidir. Bu özgürlüğü her yurttaşın, en azından kitle iletişim araçlarıyla, güvenli bir şekilde kullanması teminat altına alınmalıdır.

Cumhuriyetçiliğin eşitlik anlayışı, gerek gelirlerin yaratılmasında, gerekse paylaşılmasında sosyal adalet ve eşitlik kurallarının gözetilmesini zorunlu sayar. Bu çerçevede, sosyal sınıflar arasında olduğu kadar, bölgeler arasındaki eşitsizlikler de giderilmelidir. Eğitimde fırsat eşitliği, istihdamda ve tüm yaşamda yarışma özgürlüğü bir bütünsellik içinde yaşama geçirilmelidir.

Türkiye’de kadın-erkek eşitliğinin eksik kalmış ve aksayan yönleri ivedilikle düzeltilmelidir. Bu itibarla kadın haklarına, yalnızca hukuk ve ekonomi alanında değil, siyasete ve yönetime katılımda, hatta aile içindeki eşitlik gibi yaşamın tüm evrelerinde sahip çıkılmalıdır.

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları