27 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 2 -YENİDEN MİLLİYETÇİLİK

Ana Sayfa » GÜNCEL » ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 2 -YENİDEN MİLLİYETÇİLİK

Eklenme : 04.08.2019 - 13:04

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 2 -YENİDEN MİLLİYETÇİLİK

 

 

CHP Programında Milliyetçilik İlkesi Şöyle Yer Almıştır:

CHP Atatürk milliyetçiliğini benimsemektedir: Türkiye Cumhuriyeti din, dil, ırk ve etnik köken temelleri üzerinde değil, siyasal bilinç ve ideal beraberliği zemininde kurulmuştur. Milliyetçilik, ırk, köken, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının, ulusal düzeyde aşılmasıdır. Türkiye hiçbir zaman ırk, kan ve kafatası esasına göre yönetilen bir devlet olmamıştır, olmayacaktır. Ülkenin sorunlarının çözümüne ırk temelinde değil yurttaş temelinde yaklaşmaktayız. Türkiye’nin bölünmesine ve parçalanmasına yönelik tüm düşünceleri CHP kesinlikle reddeder. CHP sosyal demokrat anlayışın gereği olarak iktisaden ve siyasi açıdan güçlü sınıfın bu güce sahip olmayan sınıflar üzerinde egemenlik kurmasını redder.

Bizim Milliyetçiliğimiz;

Çoğulculuk anlayışını benimser, tüm etnik ve kültürel kimliklere saygılıdır. Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konuşursa konuşsun ve hangi inancı paylaşırsa paylaşsın, tüm yurttaşların hukuk önündeki eşitliğidir, bütün vatandaşların ülkenin sahibi olduğu anlayışıdır.

Farklı etnik kökenler arasında bir tercih ve ayrım ölçüsü olarak değerlendirilemez.

Tüm etnik ve inanç farklılıklarını kapsayan, bu farklılıkların Türkiye’nin ulusal bütünlüğü çerçevesinde bir zenginlik olduğunu benimseyen, bireysel haklara çağdaş anlayışla sahip çıkan, demokratik farklılaşma özgürlüğünü tanıyan, farklılık içinde bütünleşmeyi öngören, ulusal birliği korumayı hedefleyen bütünlük idealini tanımlayan kapsayıcı bir değerdir. Devletin ırkı olmaz, devlet tüm etnik kimliklere eşit mesafede durur, kültürel çoğulculuğun güvencesini oluşturur görüşüne sahip çıkar.

Farklı etnik kökenlere sahip yurttaşlarımızın karşılaştıkları sorunların ülke bütünlüğü içinde ve çağdaş bir yaklaşımla çözüme kavuşturulmasını benimser.

Bireysel Kültürel Haklara Saygı ilkesini savunur.Türkiye Cumhuriyeti’ni oluşturan tüm yurttaşların birliğinin ve güvenliğinin, ülkenin bağımsızlığının ve egemenliğinin, Türkiye’nin toprakları ve halkı ile bütünlüğünün koşulsuz olarak korunmasını öngörür.

  1. YENİDEN MİLLİYETÇİLİK: İnsan Odaklı Yurtseverlik

Ön Gerekçe:

CHP Programında açıkça anlatılmasına rağmen, Atatürk Milliyetçiliği ile ilgili olarak, ipe sapa gelmez kimi yorumların hala yapılmakta olduğuna üzüntüyle tanık olmaktayız.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Sayın R. T. Erdoğan’ın, etnik temelde siyaset yapan partileri eleştirirken, “Biz tüm Milliyetçilikleri ayaklarının altına almış bir iktidarız” demesi, üzüntümüzü daha da artırmaktadır. Çünkü, Sayın Cumhurbaşkanı bu açıklamasıyla Atatürk Milliyetçiliğini de ayaklar altına almış olmaktadır.

Ortadoğu’da sınırların değişmesini öngören Büyük Ortadoğu Projesi (BOP), bir yandan siyasal İslam ayağı, diğer yandan PKK’da temsil edilen kafatasçı, bölücü ayağı ile hem Atatürk Milliyetçiliğini, hem de Ulus Devlet anlayışını hedef tahtasına oturtmuştur.

Türkiye genelinde ümmetçiliği öngören uygulamalar ön plana çıkarılmıştır.Cumhuriyetin ve demokrasinin teminatı olan Laiklik, özünden saptırılmış ve adeta mahkum edilmiştir. Merkezi ve yerel yönetim kurumları, tarikat ve cemaatler tarafından parsellenmiştir. Personel alımları bunların vizesine bağlanmıştır. Milletimizin harcını oluşturan Türkiye Müslümanlık yorumunda, eğitim-kültür-sanat-eğlence-dinlence gibi  ortak paydalarımızda, demokrasi ve siyaset anlayışlarımız da ciddi farklılaşmalar, hatta kamplaşmalar yaratılmıştır. AKP’nin, siyasal İslam uygulamalarına,bu kez kendi bekası açısından, bel bağlamaya başladığı anlaşılmaktadır.

BOP’nin kafatasçı, bölücü ayağına gelince, projenin maşası, taşeronu olarak kullanılan PKK, büyük can kayıplarına yol açmıştır. Bölgenin ve Türkiye’nin kalkınmasına harcanacak ekonomik kaynaklar, boş yere terörle mücadeleye gitmiştir. PKK’ya yüklenen maşa görevinin sürdürüleceği gözlenmektedir.

Bu nedenle, Kemalizmin/Atatürkçülüğün ve bu bağlamda Atatürk Milliyetçiliğinin, zamanın değişim/gelişim sürecinde güncellenerek,özellikle genç kuşaklara yeniden anlatılması gerekmektedir.

Türkiye’nin BOP bataklığında çırpınmasının önemli nedenlerinden biri,  Atatürk Milliyetçiliğinin temelinde yatan, Atatürk’ün Milli Mücadele iradesinin, insan  yüceliği anlayışının ve yurt/toprak sevgisinin yeterince anlaşılamamış olmasıdır.

Kurucu Babamız Atatürk, Osmanlı coğrafyasının esasen bir zenginliğini oluşturan din, mezhep, etnik ve kültür farklılıklarının, emperyalist güç odaklarınca nasıl istismar edildiğini görmüş ve bunun feci sonuçlarını da bizzat yaşamıştır.

Bu nedenle O, Türk Milleti tanımlamasında, 13. Yüzyıl Anadolu Felsefesi ve Hümanizması akımının “insan, sevgi, hoşgörü, barış ve dayanışma” bütünselliğinden hareket etmiştir. Bu bütünselliği, “Milli Mücadele iradesi” ve “yurt/toprak sevgisiyle”harmanlamış, kendi el yazısı ile, “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye Halkına, Türk Milleti denir” demiştir.

Bu tanımlamayı pekiştirmek için ise, “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü söylemiştir. Bu sözün etnisite ile bir ilgisinin olmadığını, “Ne Mutlu İnsanı Bilene ve Yurdunu Sevene” anlamına geldiğine inanmaktayız. (Gerekçenin tam metni, uzunluğu nedeniyle, ayrı bir yazı olarak yayınlanacaktır.)

 

YENİDEN MİLLİYETÇİLİK, Anadolu Felsefesi ve Hümanizmasının“insan, sevgi, hoşgörü, barış ve dayanışma değerleri” ile “Atatürk’ün insan ve yurt sevgisi”birlikteliğini,“Milli Mücadele İradesi” ile bütünleştiren “İnsan Odaklı Yurtseverlik’’tir.

Yeniden Milliyetçilik; Atatürk’ün “Türkiye cumhuriyetini kuran Türkiye Halkına Türk Milleti denir” tanımlamasını esas almaktadır. Bu tanımlama bir çatı kavram olarak, hiçbir dinsel, mezhepsel ve etnik farklılık gözetmeksizin Türkiye Cumhuriyetinin bütün yurttaşları ayrımsız kucaklayan, önce insan diyen bir anlayıştır. Sevgi, barış, eşitlik ve dayanışma birlikteliğinde Cumhuriyet Yurttaşlığını öngörür.

Atatürk, milliyetçilik tanımlamasını pekiştirmek için,  “Ne Mutlu Türküm Diyene” sözünü söylemiştir. Bu söz, Yeniden Milliyetçiliğe göre,“Ne Mutlu İnsanı Bilene ve Yurdunu Sevene” anlamındadır. Böylece dinsel, mezhepsel ve etnik aidiyetlerin aşılması, bu toprağın insanlarının “Cumhuriyet Yurttaşlığı” kimliğinde bütünleşmeleri öngörülmektedir.

Yurttaşlık, Cumhuriyet Türkiye’sinde temel öge ve temel tanımdır. Asıl olan, “Türkiye Cumhuriyeti Yurttaşlığı”dır. Bu nedenle Türkiye’de etnik, kültürel ve dinsel tanımlar, resmi ölçüt olmaktan kesinlikle çıkarılmalı ve sivil toplumun tercihlerine bırakılmalıdır.

Hangi kökenden gelirse gelsin, hangi dili konuşursa konuşsun ve hangi inancı paylaşırsa paylaşsın, hiç kimse azınlık konumuna indirgenemez. Her bir yurttaş aynı hak ve hukuka sahip eşit ve onurlu birer insan olarak ülkenin asli sahibidir.

Bu çerçevede Yeniden Milliyetçilik; ırk, soy sop, din, mezhep, bölgecilik, kavimcilik anlayışlarının ulusal düzeyde aşılmasıdır. Her türlü ırkçılığın reddidir. Türkiye bütününü oluşturan çok sayıdaki etnik özellik karşısında devletin yanlılığının veya öncelik tercihinin kesinlikle olmamasıdır. Devlet’in herkesi eşit şekilde temsil ve ifade etmesidir.

Yeniden Milliyetçilik; değişik etnik yapılara, kendi kültürel değerlerini koruyup geliştirerek,“Ulus” kimliğinin çatısı altında birleşme yolunu açan, Türkiye’nin ulusal bütünlüğü içinde demokratik farklılaşma özgürlüğünü tanıyan, farklılık içinde bütünleşmeyi öngören, kapsayıcı bir anlayıştır.

Yeniden Milliyetçilik, sosyal demokrasinin barış ve dayanışma ilkelerini de içermektedir.

Bu ilke Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünya’da Barış”düşüncesinde can bulur. Bu bağlamda Türkiye, öncelikle kendisi ile kavgalı olma konumundan kurtarılmalıdır. Karşılıklı anlayış, hoşgörü ve barış egemen kılınmalıdır. Farklı etnik, kültürel ve toplumsal duyarlılık kümeleri, farklı yarar grupları arasında, yeni anlayış ve hoşgörü kanalları açılmalıdır. Bu toprağın insanlarının kendi farklılıkları ile “Cumhuriyet Yurttaşlığı” temelinde, bütünleşmeleri sağlanmalıdır.

Türkiye’nin başka ülkelerin topraklarında gözü olmamalı, ancak başkalarının da Türkiye’nin topraklarına ve çıkarlarına göz koymasına kesinlikle izin verilmemelidir.

Yeniden Milliyetçilik, emperyalist sömürüye ve her hangi bir etnik yapının emperyalist çıkarlar için kullanmasına kesinlikle karşıdır. Her türlü saldırgan tutum ve yöntemleri reddeder, her alanda barışı savunur.

Yeniden Milliyetçiliğin dayanışma anlayışı; birbirleri arasındaki sevgi, hoşgörü, güven, şefkat ve dayanışma bağlarının arttırıldığı bir toplum düzeni öngörür. Bu nedenle, yurttaşların eğitim, çalışma, sağlık ve sosyal güvenlik hakları daha etkin kullandırılmalıdır. Dayanışmanın güçlendirilmesi için, özendirme yöntemlerinin tümünden yararlanılmalı; toplumsal ve bireysel duyarlılıklar, anlayışlar bu yönde seferber edilmelidir. Ayrıca her bir yurttaş gerektiğinde, bir diğerinin sorumluluğunu paylaşacak bir duyarlılığa sahip kılınmalıdır.

Devlet yurttaşlarını, kaderleriyle asla baş başa bırakmamalıdır. Tüm sahipsizleri koruma, tüm korunmaya muhtaç olanlara, çocuklara ve yaşlılara sahip çıkma, tüm engellilere destek, öncelikli hedeflerdir. Bu hedefler, toplumun ortak duyarlılığı ve kaygısı içinde tutulmalıdır. Bu amaçla sivil toplumun gönüllü örgütleri, hem merkezi hükümet, hem de yerel yönetimlerce özendirilmelidir.

Türkiye Cumhuriyetini oluşturan tüm yurttaşların birliği, güvenliği, esenliği, dünyadaki saygınlığı, bağımsızlığı, siyasi ve ekonomik hakları, Türkiye’nin ulusal bağımsızlığı, üniter yapısı ve toprak bütünlüğü temelinde, titizlikle korunmalıdır.

Başka ülkelerde yaşayan yurttaşlarımızla Türk topluluklarına eşit yaklaşılmalıdır. Onların ana dillerini ve kültürlerini yaşatıp geliştirme çabaları da aynı ölçülerde desteklenmelidir.

Çeşitli ülkelerdeki sosyal demokrat partilerle de dayanışma içinde olmaya özen gösterilmelidir

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları