8 Mayıs 2024 - Hoş geldiniz

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 4- YENİDEN DEVLETÇİLİK

Ana Sayfa » GÜNCEL » ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 4- YENİDEN DEVLETÇİLİK

Eklenme : 16.08.2019 - 19:09

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 4- YENİDEN DEVLETÇİLİK

 

 

Anımsatma: Bu yazı dizisinde yeni bir siyaset açılımı önerilmektedir. Bu öneride CHP’nin Temel Kurucu ideolojisi olarak Kemalizm, “Atatürk’ün Modernleşme Devrimi ve Altı Ok” ile Yedi Tamamlayıcı İlke bütünselliğinde tanımlanmaktadır. Bu tanımlamanın gerekçeleri önceki yazılarda açıklanmıştır. Bu bağlamda Kemalizm, zaman sürecinde, özünden ( Modernleşme Devrimi) kopmadan temel dinamikleri (devrimcilik, bilim ve bilimsel yöntem) uyarınca bir yandan Anadolu ve Trakya’nın Tarihsel ve Felsefi Birikiminden, diğer yandan Sosyal Demokrasinin Evrensel İlkelerinden beslenerek değişimi yaşamaktadır. Böylece, Tam Demokratik Cumhuriyet İlkeleri (Yenilenmiş Altı Ok Sentezi) olarak güncellenip görünüşe çıkmaktadır.

 

CHP Programında Devletçilik İlkesi Şöyle Yer Almıştır:

 

CHP Devletçidir: CHP’nin devletçiliği, devletin halka hizmet için yapılanmasını, katılımcı yönetimi, demokratik hukuk devletini öngörür.

Bizim Devletçilik anlayışımız; Yurttaş, devlet için değil; devlet, yurttaş için, anlayışının yaşama geçirilmesidir. Devletin tüm ekonomik, sosyal ve siyasal hedeflerinin odağında insanın olmasıdır.

Özel yararlarla toplumsal yararlar arasındaki dengenin sağlıklı oluşması için getirilmiş bir güvencedir.

Örgütlü sosyal piyasa ekonomisine karşı değildir. Piyasaların hata yapabileceği gerçeğinden hareketle devletin düzenleyici ve denetleyici rolünün önemini kabul eder. Piyasaların halkın iradesinin üzerine çıkarak devlete yön verme çabalarına karşıdır.

 

  1. YENİDEN DEVLETÇİLİK: İnsan ve Üretim Odaklı Sosyal Devletçilik

(Gerekçe, metnin uzunluğu nedeniyle, ayrı bir yazı olarak yayınlanacaktır.)

Yeniden Devletçilik, ucube başkanlık sistemi ile dağıtılan devlet yapısını;güçler ayrılığının esas alındığı,yargı bağımsızlığının sağlandığı,yürütmenin yasama (TBMM) denetiminde olduğu, tam demokratik parlamenter sisteme göre yeniden yapılandırır.

Yeniden Devletçilik, öncelikle üretken/verimli istihdam olanakları yaratarak tüm yurttaşlarını insan onuruna yaraşır iş-aş sahibi yapmayı ana hedef kabul eder.İnsanın yaratıcılık melekesi ile tasarım ve girişimcilik yeteneğini, sosyal ve ekonomik kalkınmanın itici gücü görür. Bu itici gücün, devlet ya da çağdışı eğitim, tekel, kartel gibi kurumsallaşmalarla köreltilmesine engel olur.

Yaratıcılık melekesi insanın beyinsel gelişme düzeyine bağlıdır. Beyinsel gelişme, aile ocağında anne karnında başlar, doğum sonrası ilk sekiz ayda hızlanır ve on yaşında en yüksek düzeye ulaşır.Bu nedenle Yeniden Devletçilik, ailenin korunmasını ve laik eğitim olanaklarından en geniş ölçüde yararlandırılmasını, yaşamsal önemde sayar.

Yeniden Devletçilik, devletin tüm ekonomik, sosyal ve siyasal hedeflerinin odağına insanı yerleştirir. Devlet ile insan ilişkileri söz konusu olduğunda, insanı daima devlettin önünde tutar. Hukukun ve adaletin üstünlüğünü yerleştirir, yolsuzluk bataklıklarını kurutur ve kul hakkı yiyenlerden mutlaka hesap sorar.

“İnsan ve Üretim Odaklı Sosyal Devlet”, kalkınmacıdır. Sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınmacılığı, tarım ve tarım dışı üretim sektörlerinin modernleşmesini ve sektörel gelir farklılıklarının dengelenmesini zorunlu görür. Demokratik üretim kooperatifçiliği öncülüğünde, tarım ve hayvancılık planlamasını yaşama geçirir.

Ekonominin gelişmişlik düzeyini yansıtmakta kullanılan ekonomik büyüme hızı, kişi başı veya toplam milli gelir gibi göstergeleri, bir başına yetersiz görür. Bunların yanında Birleşmiş Milletler İnsani Gelişmişlik ölçütlerini de esas alır ve sosyo-ekonomik kalkınmayı ön planda tutar. Bu nedenle Türkiye’de 25 yaş üstü nüfusun ortalama okul süresini, beklenen ortalama eğitim süresini, doğumda beklenen ortalama ömür yılını ve kadın işgücü katılım oranını yükseltmeyi; buna karşılık işsizliği, bebek ölüm hızı ile 15-19 yaş arası genç anne doğum oranlarını ise düşürmeyi amaçlar. Türkiye’nin değişik bölgeleri arasında, söz konusu göstergeler açısından yaratılmış büyük farklılıkların giderilmesine çalışır.

Yeniden Devletçilik, toplumsal duyarlılığa sahip Sosyal Piyasa Ekonomisini öngörür. Türkiye’de, sürdürülebilir sosyal ve ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesi için, Makro Strateji Planlamasını ve Yeni Kamu Girişimciliğini, politika araçları olarak kabul eder. Devletin yeniden yapılandırılmasında, Devlet Planlama Teşkilatının yeni bir anlayışla kurulmasına öncelik tanır.

Söz konusu politika araçlarını, stratejik önemi büyük yüksek teknolojili ve sermaye yoğun endüstrilerin kurulmasında, Doğu ve Güneydoğu ile geri kalmış diğer yörelerin bölgesel kalkınma projelerinde etkinlikle kullanır. Devlet yeni kamu girişimciliğini bir başına,ya da yerli/yabancı ortaklıklarla uygular. Buralarda, siyasetin elinin asla uzanamayacağı özerk bir yönetim anlayışını, verimliliği, etkinlik ve rekabet gücünü ön planda tutar.

Yeni Kamu girişimciliğini, sosyal piyasa mekanizmasının alternatifi değil, tamamlayıcısı sayar. Piyasa mekanizmasının özel çıkarlar için çarpıtılmasına ve tekellerin oluşmasına engel olur. Rekabet kurallarına uyulmasını, hem tüketicinin, hem de üreticilerin haklarını bir arada korur.

Türkiye’nin iş ve çalışma yaşamındaki standartları en azından, Uluslararası Çalışma Teşkilatı’nın (ILO) asgari normları düzeyine çıkartır. Bu çerçevede, işçi ve memurların grevli, toplu sözleşmeli sendikalaşma haklarından en geniş ölçüde yararlandırılmasını sağlar. Taşeronlaşmaya engel olur, kıdem tazminatında kazanılmış hakları korur.

Gelir dağılımındaki adaletsizliklerin düzeltilmesini, eğitimde fırsat eşitliğini, çalışma yaşamında yarışma özgürlüğünü, herkese sağlık ve sosyal güvenliği, temel insan hakları olarak kabul eder. Eğitim ve sağlık hizmetlerinin, son tahlilde, parasız hale getirilmesini öngörür.

Kalkınma sürecinde, doğadaki bitki ve hayvan varlığına, tarih ve kültür mirasına özenle sahip çıkar. Kalkınmanın çevre ile uyum içinde gerçekleştirilmesini sağlar. Verimli tarım arazilerinin, kentsel yerleşim ve sanayi alanları şeklinde kullanılmasını önler. Yer altı ve yer üstü su kaynaklarını her türlü kirlenmeye karşı korur ve geliştirir. Hava kirliliğinin önlenmesinde merkezi ve yerel yönetimlerin eşgüdüm ve işbirliği olanaklarını güçlendirir.

Çarpık ve sağlıksız kentleşmenin, Türkiye’nin kıt kaynaklarını yutan bir kara delik konumuna gelmesini, ayrıca yerel yönetimlerde isteğe bağlı yapılan imar planı değişiklikleriyle büyük rantların yaratılmasını engeller. Türkiye’nin deprem kuşağında olan bölgelerindeki kentleşme dokusunun, daha sağlıklı ve inşaat yapılarının daha dayanıklı olmasını sağlar.

 

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları