27 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 5- YENİDEN LAİKLİK

Ana Sayfa » GÜNCEL » ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 5- YENİDEN LAİKLİK

Eklenme : 02.09.2019 - 18:51

ENİS TÜTÜNCÜ YAZDI- TAM DEMOKRATİK CUMHURİYET İLKELERİ – 5- YENİDEN LAİKLİK

 

Anımsatma:Bu yazı dizisinin amacı,CHP Programının yenilenmesine katkı yapmaktır.Bu çerçevede, Cumhuriyetimizin 100. Yılı için, Tam Demokratik Cumhuriyet İlkelerinin ne olması gerektiği belirlenmeye çalışılmaktadır. Burada, bir önceki 3 bölümlük yazı dizisinde (CHP Programının Yenilenmesinde Öncelikler) geliştirdiğimiz öneri paketi uyarınca,yeni bir siyaset açılımı yapılmaktadır.

 

Söz konusu açılımda Kemalizm/Atatürkçülük, “Cumhuriyet Devrimi ve Altı Ok” ile Yedi Tamamlayıcı İlke bütünselliğinde” tanımlanmaktadır. Kemalizm, özünden (Cumhuriyet Devrimi) kopmadan temel dinamikleri (devrimcilik, bilim ve bilimsel yöntem) uyarınca, zamanın gerektirdiği değişim ve gelişim sürecini yaşamaktadır. Bu süreçte, bir yandan Anadolu ve Trakya’nın Tarihsel ve Felsefi Birikiminden, diğer yandan Sosyal Demokrasinin Evrensel İlkelerinden beslenmekte, “Yenilenmiş Altı Ok Sentezi”olarak güncellenmektedir.

 

CHP Programında Laiklik İlkesi Şöyle Yer Almıştır:

 

Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı tutulmasıdır. İnanç ve vicdan özgürlüğünün omurgası, toplumdaki farklı inançların barış içinde birlikte yaşamalarının ön koşulu ve güvencesidir.

 

Cumhuriyetin ve demokrasinin, ulusal bütünlüğün ve iç barışın temel değeridir. Devletin ve kurumlarının, toplumun, hukukun ve eğitimin laik olması, asla ödün veremeyeceğimiz temel kuraldır. Laiklik ilkesinin temel amacı aklın özgürleştirilmesidir.

 

CHP için laiklik;

 

Ulusal bütünlük ile iç barışın, çağdaşlık ile bilimselliğin temel taşıdır. Bu anlayışla, siyasetin dini istismar etmesine kesinlikle karşıdır. Ne dinin siyasallaştırılması, ne de siyasetin dinselleştirilmesini kabul etmez. Devlet din ve inançlar karşısında eşit mesafededir. Devletin dini olmaz. Din kamusal alanın değil, özel alanın olgusudur.Cumhuriyetin, bilimselliğin, demokrasinin, iç barışın, insan haklarının ve ulusal bütünlüğün temel taşıdır.İnsan haklarının, kadın-erkek eşitliğinin, çağdaşlığın ve modernleşmenin güvencesidir.Bütün bu özellikleriyle anayasamızın değiştirilemez ve vazgeçilemez hükmüdür.

 

  1. YENİDEN LAİKLİK: Devletin ve Toplumun Dini Esaslara Dayandırılmaması ve Aklın Özgür Kılınması

 

Yeniden Laiklik sentezinde, Atatürk’ün aşağıdaki kimi görüşleri esas alınmıştır:

 

-Osmanlı İmparatorluğu, Türk tarihinde din ile devlet işlerini birbirine karıştırma hatasının son kurbanıdır. Sözlerimi açıklayayım. Ben dinin insan ruhu için bir ihtiyaç olduğunu kabul ediyorum. Şahsen ben de inanan bir Müslüman’ım. Fakat şunu da açık olarak söyleyeceğim. Din, ne zaman devlet ve dünya işlerine karışmışsa, millet için bir felaket olmuştur. (Trabzon, 16 Eylül 1924)

 

– Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse, hiçbir kimseyi, ne bir din ne de bir mezhep kabul etmeye zorlayabilir. Din ve mezhep, hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. (1930, Kılıç Ali)

 

– Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması değildir. Bütün yurttaşların, vicdan, ibadet ve din hürriyetini de üstlenmek demektir. (Ankara, 1932)

 

Yeniden Laiklik; Devletin ve sosyal yaşamın din esaslarına dayandırılmadığı, aklın özgür kılındığı, bu bağlamda din/vicdan/ibadet/mezhep ve düşünce özgürlüklerinin, bir bütün halinde, yurttaşın en kutsal ve dokunulmaz hakkı olarak teminata kavuşturulduğu, bir devlet yönetimi ilkesidir.Bu itibarla tam demokrasinin, laik eğitimin, laik hukukun, tüm insan haklarının, kadın/erkek eşitliğinin,  yurtta barışın ve ulusal bütünlüğün ön koşuludur.

 

Yeniden Laikliğin özü/esası, “aklın özgürleştirilmesi” ve “yaratıcılık melekesinin”serbest kılınmasıdır. “Yaratıcılık melekesi”, insan yüceliğinin gizemi/sırrı konumundadır. Bu gizem, el emeği veya düşünsel emekle görünüşe çıkar. Yani emek, yaratıcılık melekesinin ortaya çıkmasını sağlayan ana güçtür ve bu nedenle en yüce değerdir.

 

Özgürleştirilmiş akıl temelinde insan, “yaratıcılık melekesiyle” kendini belirleyen tamamen insansal bir yapıt, ya da bir sanat eseri meydana getirir.Bu arada kendi sınırlarını hatta evrenin boyutlarını aşar, evrenin değerlerini çoğaltır ve büyütür. Bu süreç;hem insanın en yüce varlık ve emeğin en yüce değer olarak kabulünü, hem de laikliğin ve demokrasinin bir yaşam biçimi olarak yerleştirilmesini zorunlu görür. Laiklik, bu zorunlulukta kilit taşı konumundadır.

 

Yeniden Laiklik’te:

 

-Din ve mezhep, hiçbir zaman politika aleti olarak kullanılamaz. Allah ile aldatma ve Allah’a şirk koşma gibi sapkınlıklar kesinlikle yapılamaz.

 

-Türban, kılık/kıyafet, eğlence ve dinlence gibi tercihleri, hukuk kuralları çerçevesinde, yurttaşların bireysel özgürlüklerinden sayılır.

 

-Devlet, bütün dinlere eşit uzaklıkta durur, tüm inançları ve farklılıkları eşit olarak kucaklar. Toplumdaki farklı din ve mezhep tercihlerinin güvencesi olur.  Belli bir dinin savunuculuğuna, yasaklayıcılığına veya öğreticiliğine kalkışmaz. Yurttaşları diledikleri dini inancı benimsemek, ibadet etmek veya etmemekte özgür bırakır.

 

-Kamu kurumlarının ve istihdam olanaklarının,çeşitli mezhep, tarikat veya cemaatler arasında paylaşılması söz konusu olamaz. Her aşamada liyakat ön planda tutulur.

 

-Anadolu ve Rumeli’nin geleneksel İslamiyet yorumunu yaşayan Alevi-Bektaşi yurttaşlarımızın, Diyanet hizmetlerinden yararlanma hakları yaşama geçirilir. Diyanet İşleri Başkanlığı, inanç dünyamızdaki yorum farklılıklarını ortak bir paydada temsil edilebilecek bir konuma getirilir.

 

Laikliğin  uzun vadeli amacı, demokrasinin bir yaşam biçimine dönüştürülmesine paralel olarak, inanç dünyasının sivil topluma terk edilmesidir.

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları