Türkiye Suriye batağında yeni bir dönemece girdi.
Erdoğan’ın bugün Azerbaycan’a hareketinden önce yaptığı açıklamada Rusya’yı ilk defa açıkça rejim güçlerine destek vermekle suçlaması dikkat çekiciydi:
“İdlib’i süratle çözmemiz gerekiyor. Türkiye-Rusya arasında yaşanan bir süreç var. Bütün Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde desteği veriyor. Bunun tespitleri elimizde. Dolayısıyla bizim burada 911 km sınırımız varken biz böyle bir mücadelenin içerisinde olmayacağız da onlar mı olacak? Biz bu mücadelenin içerisinde olmaya mecbur değil, mahkûmuz. Bu haftasonu yapılan görüşmelerle ilgili ise sayın Macron ile aynı şekilde Merkel ve Sayın Putin arasında tam bir ittifak söz konusu değil. Bizim Putin ile belirlediğimiz tarih yani 5 Mart’ta bizim en kötü ihtimalde Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu olabilir. Telefonun ötesine geçip yüz yüze bu görüşmeleri yapmamız söz konusu olacak.”
Erdoğan bir yandan Rusya’yı Esat yönetimine destek vermekle suçlarken, diğer yandan 5 Mart’ta yapılması öngörülen 4’lü zirveyle ilgili sözleri de çarpıcıydı. Bu açıklamaların hemen ardından Kremlin Sözcüsü Dimitri Peskov; Türkiye, Almanya ve Fransa ile Suriye konulu bir dörtlü zirve organize etme konusunda “bir çalışmaları olmadığını” duyururken, İran ve Türkiye’den temsilcileri bir araya getirmek için temasları olduğunu bildirdi.
Peskov, Kremlin’in sadece İran ve Türkiye’nin dahil olduğu bir İdlib konulu zirve üzerinde durduğunu dile getirdi..
Sputnik’in aktardığına göre Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Erdoğan arasında ikili bir görüşme üzerinde konuşulmadığını aktardı.
Rusya’dan gelen bu açıklamanın ardından Türkiye’nin Suriye’deki pozisyonu, biraz daha karmaşık ve tehlikeli hale dönüşmüş görünüyor. Rusya İdlib’in rejim güçlerine teslim edilmesi noktasındaki ısrarını sürdüreceğine göre, Erdoğan’ın”Orada bulunmaya mahkumuz” açıklaması şunu mu ortaya çıkarıyor:
Rusya ile ilişkiler kopma noktasında değil, koptu.
Öyle görünüyor ki Rusya, Soçi ve Astana zirvesinde Türkiye’yi bölgeden geriye çekebilmek için bir oyun oynadı ve şimdi bunun son vuruşlarını yapıyor.
O zaman bir soru daha:
Rusya’dan çuvalla para ödenerek alınan S-400’ler çöpe mi atılacak?
