28 Mart 2024 - Hoş geldiniz

ERGUN AYDOĞAN YAZDI- 19 MAYIS 1919 SAMSUN VE BAYRAM KUTLAMALARINA KORONA ENGELİ

Ana Sayfa » GÜNCEL » ERGUN AYDOĞAN YAZDI- 19 MAYIS 1919 SAMSUN VE BAYRAM KUTLAMALARINA KORONA ENGELİ

Eklenme : 19.05.2020 - 14:24

ERGUN AYDOĞAN YAZDI- 19 MAYIS 1919 SAMSUN VE BAYRAM KUTLAMALARINA KORONA ENGELİ

 

Karadeniz kıyılarında, Samsun ve dolaylarında asayiş bozuktu. Rumlar, Doğu Karadeniz bölgesi, Trabzon ve havalisiyle Samsun havalisini içine alacak bir Pontus Krallığı çabasına kapılanlar vardı. Şimdi sınırlarımız dışında kalan Güney Kafkasya kıyı bölgelerine Kolhide, bizim Doğu Karadeniz bölgemize Pontus, Samsun ve havalisinden batıya doğru Paflagoni gibi isimler verilmişti.

O devirlerde bu bölgelerde bir Türk çoğunluğu ve hakimiyeti yoktu. Hakimiyet mücadelesi buralarda en az 100 yıl önceden beri devam etmekteydi. Dede Korkut destanı, doğudan gelip bu kıyılara yerleşmek isteyen Oğuz Türkleriyle, Pontus beylerinin savaşlarını anlatır. Fatih’in İstanbul’u almasından sonra Trabzon’daki son sığıntı Rum Krallığının tavsiyesiyle, bu bölgenin Türkleşmesi ve Müslümanlaşması tamamlanmıştır.

Oralardaki yerli Rumlar, İngiliz ve Fransız’ların gölgesinde Yunan gemilerinin İstanbul sularına gelmelerinden, Karadeniz kıyılarında gösterişli dolaşmalarından cüret alarak, müdafaasız Türk halkına saldırmışlardı. Yunanlılara ve onlarla beraber işgal kuvvetlerine göre ise, Türkler Karadeniz kıyılarıyla, bilhassa Samsun ve havalisinde Rumlara saldırıyorlardı.

1919 Nisan’ında işgal kuvvetleri kumandanları, bu vesile ile hükümete bir nota vererek bu saldırıların, önlenmesini istediler. Önlenmediği takdirde, o havalinin işgal olunacağını açıkladılar. Her şey, bütün hazırlıklar, bu vesile ile bölgenin işgal olunacağını gösteriyordu. Oysa saldırılan, tedirgin edilen, baskınlarla öldürülenler Rumlar değil, Türklerdi. Ama bunu o zamanki hükümet dile getirmekten aciz durumdaydı.

Yunan işgalini durduracak bir engel henüz yok. İtalyanlar Konya’da, Antalya’da, Akşehir Fethiye, Afyon, Marmaris, Bodrum, Milas, Bucak, Kuşadası’nda askerleri vardı.

Fransızlar, Kilikya’da ve güney bölgelerimize yerleşmiş. Rumlar azınlıklarına rağmen Sivas, Amasya ve Tokat’ta harekete geçmişler.

Mustafa Kemal’in ‘’ne suretle olursa olsun İstanbul’dan ayrılmak ve Anadolu’ya geçmek’’ kararını verdiği o günlerde, şartlar ve olaylar bu yönde gelişti.

İşgal kuvvetlerinin tehditleri karşısında Sadrazam zor durumdaydı. Dahiliye Nazırını çağırır ve ondan ne düşündüğünü tedbirini sorar. Dahiliye Nazırı Mehmet Ali Bey; Oraya Mustafa kemal Paşayı gönderelim teklifini yapar.

Şartlar oluşmuş, hazırlıklar tamamlanmıştır. 16 Mayıs 1919 günü vapurun kontrolü tamamlanır, hemen yola çıkılır. Boğazın Karadeniz ağzından itibaren köhne Bandırma vapuru kaderini Karadeniz’in dalgalarının eline bırakır. Karadeniz yolculuğu tatsız ve endişeli geçer.

Kurtarıcıları ve ülkenin kaderini yükleyen döküntü Bandırma vapurunun 27 yıllık kaptanına Mustafa Kemal’in verdiği emir ‘sahile yakın bir rota çiz ve hep buna göre yürüt…’ tehlike anında vapuru kıyıya oturtması ve kendilerini kıyıya çıkartması lazımdır.

Mustafa Kemal varışını, büyük nutkunda ‘’1335 (1919) senesi Mayıs’ının 19’uncu günü Samsun’a çıktım’’ diye yazar.
Artık Anadolu’dadır ama ne var ki, Samsun ve Merzifon’daki İngiliz askerlerinin kıskacı arasında gibi hisseder.
Anadolu karasına ayak basışını, en güvendiği arkadaşları Kazım Karabekir ve Ali Fuat Paşaya şifreli telgraflarla bildirir.

Samsun-Havza yolunda bindiği eski Mercedes-Benz sıkça yaptığı gibi yine arızalanır. Yol kenarında çift süren köylüyle o ünlü! Sohbeti yapar;

‘’-Hemşeri! Düşman Samsun’a asker çıkaracak. Belki buraların hepsini ele geçirecek. Sen ise rahat toprağı sürüyorsun…?

-Paşa, Paşa! Sen ne diyorsun? Biz üç kardaştık. İki de oğul vardı. Yemen’de, Kafkas’ta, Çanakkale’de hepsi elden gitti. Bir ben kaldım. Ben de yarım adamım. Evde sekiz öksüz ile yetim, üç dul kalmış kadın var. Hepsi benim sabanımın ucuna bakarlar. Şimdi vatanım da, yurdum da, aha şu tarlanın ucu. Düşman ora gelinceye dek benden hayır bekleme…’’

İstanbul’daki işgal kuvvetlerinin tedirginliği artar. İlk günlerden onun geri çağrılması için Harbiye Nezareti’ne baskılar başlar. İşgal Kuvvetlerinin Karadeniz Ordusu Başkumandanı General Milne’in Harbiye Nezareti’ne ‘’Mustafa Kemal Paşa ile emrindeki subayların vilayetlerde dolaşmaları halk efkarını incittiği gibi, askerlik yönünden de Mustafa Kemal Paşa ile emrindekilerin çalışmalarına lüzum görülmediğinden, derhal İstanbul’a çağrılmaları…’’
Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa Mustafa Kemal’e ‘’ Maiyeti alilerindeki istimbotlardan biri ile buraya teşrifiniz rica olunur.’’

Mustafa Kemal ‘’Hareketimin kömür ve benzin yokluğundan dolayı geri bırakıldığını bugünkü telgrafımla arz ve bu maniin giderilmesini istirham eylemiştim. Ancak ne şekilde hareket edeceğimi ona göre tayin etmek üzere davet sebebinin lütfen işarını rica ederim.’’

Daha Samsun’da İstanbul’la ipler kopmuştur.

Milli Mücadele hareketinde Amasya’nın önemli bir yeri vardır. Direniş esasları ilk defa Amasya’da yazılı bir prensipler belgesi haline getirilmiştir. 6 maddelik Amasya kararları aslında bir protokoldür. Bu kararların özü:

-Milletin istiklalini, gene milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

-Anadolu’da her türlü tesir ve murakabeden azade bir ‘milli heyet’in vücuda getirilmesi lazımdır.
Kurtuluş yolculuğu devam eder, İstanbul hükümeti boş durmaz Dahiliye Nazırı Ali Kemal, Mustafa Kemal’in bütün yetkilerinin alınıp, azledildiği yolundaki 23/24 Haziran tebliğinden sonra, 26 Haziran’daki yeni genelgeyle bütün ordu müfettişlerinin kadro ikmallerini önleyecek ve halkı ordunun icraatı aleyhine kışkırtıcı ağır bir dil kullanır.
Bir dakika kaybedecek zaman yok diyen, Amerikan himayesini fırsat gören, kendimizi idare edemeyiz diyen, borçlarımızı ödeyemeyiz; aman yabancı devlet himayesi diyenler…

Kurtuluş mücadelesine inananların sayısı yok denecek kadar az olduğu dönemler…

Samsun… Havza… Amasya… Erzurum… Sivas ve Ankara.

Emperyalizme karşı destansı kurtuluş mücadelesi 101 yıl önce 19 Mayıs 1919’da yokluklar, zorluklar ve karşıtlıklar içinde Mustafa Kemal ve bir avuç inançlı milli kahramanın ‘ya istiklal, ya ölüm’ inancıyla başladı.

Bu büyük mücadeleyi sudan sebeplerle değersizleştirmeye, görünmez kılmaya çalışmak o günkü şartlarda kurtuluşa inanmayanlardan farksızdır.

Keşke Yunan kazansaydı diyenleri baş tacı edenlerden, kendi yola çıktıklarının darbesini kurtuluş destanı görenlerden farklı bir davranış beklemek biraz aşırı iyimserlik olsa gerek.

Birileri unutmak, unutturmak istese de, 101 yıl önce emperyalizmin bu topraklardaki yenilgisi dünya tarihindeki değişmez yerini almıştır.

Korona kısıtlamaları nedeniyle törenler yapılmıyor, Bayramlar coşkuyla kutlanmıyor! Bayraklar asılacak, evlerden, balkonlardan 19.19’da istiklal marşları tek yürek söylenecek.

19 MAYIS ATATÜRKÜ ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI KUTLU OLSUN.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları