27 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- ULUDAĞ’A SAHİP ÇIKMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Ana Sayfa » İÇ ve DIŞ SİYASET » İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- ULUDAĞ’A SAHİP ÇIKMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Eklenme : 25.12.2023 - 11:52

İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- ULUDAĞ’A SAHİP ÇIKMA ZAMANI GELMEDİ Mİ?

Geçmişin Keşiş Dağı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında, Osman Şevki hocanın azameti karşısında dile gelip “Yarabbim ne ulu bir dağ” dediği ve sonra da bu adın resmen konduğu, Bursa olarak en büyük hazinemiz Uludağ  elden gitme aşamasında…Bu konuya geleceğim ama, bu şehirde doğup, büyüyen ve başka bir yerde ömrünü sürdürmeyi hiç düşünmeyen biri olarak benim de söyleyecek sözlerim var. Sonra da işin politik, teknik ve siyasal yönüne dair gelişmeleri ele alacağım. Bu kadar önemli bir konu için sizlerden bir ricam olacak. Bu makalenin tümüne göz atın ve içinde bulunduğumuz durumun vahametini birlikte anlayalım.  Söz konusu,  Bursa’nın en değerli tabii varlığı Uludağ aynı zamanda  bir çok ilke  ve gelişmeye sahip olmuştur. Örneğin “Türkiye’nin İlk Kayak Merkezi” unvanına ve bu nedenle ilk Kayakevi’ne sahiptir. Dağ yolunda, bir dönemin salgını nedeni ile inşa edilen verem hastanesi, yani Uludağ Sanatoryumu da bir ilktir.  Ne yazık ki, günümüzde sadece yılbaşı kutlamaları ve diğer günlerde de konaklama için otele dönüştürülmüştür.  Bunlar, kentimizde yaşayanların büyük çoğunluğunun bildiği gerçeklerdir. Oysa Uludağ’ın güneyi, yani öteki yüzünde bambaşka tarihi kalıntılar ve de güzellikler, sessizce konuklarını bekler durur. Görecik Yaylası, Bazilika, Osmanlı’nın Bursa’yı alabilmek için yaptırdığı Beyce Kalesi’nin, bir iş yerinin içinde kalan sur parçası da, yürekleri parçalar haldedir. Bu bölgenin yakınındaki kanyondan ise sanırım çok az kişi haberlidir. Yıllardır adı bilinen ama ne kadar üretim yapılır, ya da bir halen çalışma var mıdır, bilenmez bir Volfram madeni de bulunur bu topraklarda. Türkiye’nin tüm kesimleri tarafından sadece “Yeni Yıl Kutlamaları” sırasında gündeme gelir ve biraz da kayak meraklılarının ilgisi ile tanınır. Oysa kentin doğu ve batısından girişte tüm heybeti ile kendini gösteren bu tabiat harikası, yakın geçmişte dev bir pano görevini de yapardı. Örneğin Osmanlı Dönemi’nin önemli eserlerinden Bursa Askeri Lisesi, şu anda olduğu gibi, zaman zaman kimlik değişikliği yaşardı. Bir ara dağın üzerine dev harfler ile PERSONEL OKULU yazılmıştı. İşte bu işlevlerden biriydi Uludağ’ın yaptığı. Bundan bir süre sonra, karşıdan tüm kente bakan dev bir yazı gördük dağın yüzeyinde…ULUDAĞ MİLLİ PARKI….

İşte burası çok önemli! Bu cümle bana birini hatırlattı ama konumuz bu değil şimdi!  Milli Park ilan edilerek, dağın her hangi bir yerinde gereksiz yapılaşma önlendi. Hatta bu konuya dair, “Buradan sorumlu çok sayıdaki bakanlıkların her birinden izin alınamadan çivi bile çakılamaz” denmişti ve doğal koruma sağlanmıştı. O dönemlerin yöneticilerinin acaba kafası hiç mi çalışmıyordu?

Birinin  aklına gelip, “Milli Park Statüsü’nden çıkaralım” demek istememiş   miydi? Belki de unuttuk , bilemiyorum !

Milli Park  gitti, Alan Başkanlığı resmen geldi!!!

Evet sevgili dostlar, Bursa halkına sorulmadan, görüşü alınmadan, en değerli varlığı Uludağ’ın  “Milli Park!” vasfı elinden alınmış ve kaderini bekler vaziyette…Bundan sonrasını, bir Bursa milletvekilinin TBMM kürsüsünden yaptığı açıklamaya dair habere bırakayım.

“ Bursa milletvekili Hasan Öztürk’ün TBMM’de bütçe görüşmeleri sırasında yaptığı konuşmada bu konu ele alındı. Uludağ Alan Başkanlığı’nın 61 milyon TL bütçesi olduğu ve acil olarak şehir plancısı ve mimar arandığından söz etti. Bu durum neyi hedefliyor ?

Öztürk ayrıca bu  alanın Arap sermayesine satılacağını da iddia etti.

Haberin devamında, bu dönüşümün nasıl yapıldığına dair hükümler yer alıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlı ğı kararına göre, Uludağ Milli Parkı sınırlarının Uludağ Alanı sınırları ile çakışan kısımlarının milli park vasfının kaldırılması ve bu alanda milli park iş ve işlemlerini yürütmek üzere ilgili idarelere tahsis edilmiş olan taşınmazların Uludağ Alan Başkanlığına devredilmesi kararlaştırıldı. Söz konusu kararın, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu’nun 3’üncü maddesi gereğince alındığı belirtildi.

Tam anlamıyla değişimin, yasal ve teknik boyutlarının anlatıldığı bir açıklama. Burada ne yapılması amaçlanıyor, neden bu günlerde bu değişim ihtiyacı doğdu?  Milletvekili Hasan Öztürk’ün söylediği gibi işin içine Arap sermayesi de mi dahil edildi? Hiçbir şey açık değil ve bu kentin sakinlerine doyurucu bir açıklama da yapılmamış. Çok emin değilim ama, bu tür bir değişim batı demokrasilerinde olsa, önce, halka sorarlar ve bunun için belki de bir yıl sürecek bir referandum yapılırdı. Galiba kendimi çok kaptırdım ve bir batıda bir küçük kasabada yaşıyor sandım, af ola !

Gelelim işin gerçeğine…Giderek silikleşen, sadece kuru kalabalık içinde boğulan, geçmişteki her yeniliği, gelişmeyi aratacak seviyeye gelen kadim şehrimiz Bursa’ya vurulacak son yumruk da bu olsa gerek. Bu konuda bile itirazını ortaya koyamayan bir topluluk halinde yaşıyorsak, bu gibi sonuçları da hak ediyoruz demektir. Kısaca anlatmak istediğim buydu.

Allah hepimizin layığını versin.!

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları