25 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- YERELDE İNSAN VE DOĞA ODAKLI FARK YARATMA

Ana Sayfa » Köşe Yazarları » İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- YERELDE İNSAN VE DOĞA ODAKLI FARK YARATMA

Eklenme : 17.02.2021 - 14:43

İSMAİL KEMANKAŞ YAZDI- YERELDE İNSAN VE DOĞA ODAKLI FARK YARATMA

 

 

Hafızanızı bir yoklayın ve  bir an için 2014 yerel seçimleri öncesine gidin lütfen.

O süreçte otuz “Bütün Şehir” kapsamında, kente bağlı belde ve köyler “mahalle” yapıldı.

İlk bakışta, sanki yakın köylere kentin olanakları sunuluyor havası vardı.

Büyükşehir belediyelerinin, bu yerleşim yerlerine tarımsal destek verecek umudu da yeşertildi.

Aslında iktidar kanadının gerçek amacı, bu yerlerdeki seçmeni büyükşehir başkanlığı seçimini etkilemek için sandığa sokmaktı. Kırsaldaki gücünü, kent başkanını seçerken de kullanacaktı iktidar partisi… Amaç bir şekilde gerçekleşti. Ama unutulan önemli bir konu vardı. O da bu yeni kırsal mahallerde, yani eski köylerdeki mera gibi, köy konağı gibi, sulama kanalları gibi ortak alanların statüsü ne olacaktı? Evlerine su alma olanağına kavuşan eski köy sakinleri büyükşehir belediyelerine su faturası mı ödeyecekti? Merada hayvan otlatırken ücret mi ödeyecekti? Bunlara benzer sorunlara çözüm için fazla düşünülmedi ve bu ilginç seçim değişikliği uygulandı. İktidar istediğini almıştı ama, ya köylerde yaşayanlar, onlar  mutlu muydu?

Bu arada gelen tehlikenin farkından olan öngörülü bazı eski köy sakinleri kooperatif kurarak bu ortak alanları koruma altına almıştı. Böyle bir yöntemi akıl edemeyenler de, meranın kullanımını, ormandan yararlanmayı ve de ilk kez gördükleri su faturalarını düşünmeye başladılar. Ve günümüze geldik. Bu değişimler eşliğinde ülkemizdeki köy sayısı yarı yarıya azaldı. Tarımsal üretim ve hayvancılık giderek zayıfladı. Hatta bazı yerlerde tarım alanları imar değişiklikleri ve benzeri uygulamalarla amaç dışı kullanıma açıldı. Köylerin meralarının belediyeler tarafından satıldığı da oldu. Bu durum şikâyet konusu olunca, geç olsa da gerekli önlemler alınmaya başladı. Sonunda Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 6 Kasım 2020’de bakanlığın 2021 bütçesinin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında Büyükşehir Yasası ile köylerin mahalleye dönüştürülmesinin tarıma zarar verdiğini itiraf etti. Sonra da bir torba kanun içine bu yerlere dair maddeler eklenerek şu düzeltme yapıldı:

“Köy veya belde belediyesi iken mahalleye dönüşen ve büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunup sosyo-ekonomik durumu, şehir merkezine uzaklığı, belediye hizmetlerine erişebilirliği, mevcut yapılaşma durumu ve benzeri hususlar dikkate alınarak ilgili ilçe belediye meclisinin kararı ve teklifi üzerine büyükşehir belediye meclisinin en geç 90 gün içinde alacağı karar ile kırsal yerleşim özelliği taşıdığı tespit edilen mahalleler, kırsal mahalle kabul edilir.”

Bu geri dönüşe sevinmeli mi, yoksa siyasi hesaplar ile yapılan gereksiz ve yersiz değişimin neden olduğu tarımsal meseleleri, mesele mi edelim!

Nilüfer Belediyesi’nin tarım ve gıda projeleri

Şimdi yerel yönetimlerden konuyla ilgili bir örneğe geldi sıra.

Kırsal mahallerinin önemli bir bölümünü sınırları içinde barındıran Bursa Nilüfer Belediyesi, 2020 yılında ilk hamlesini yapmış. Dünyadaki açlık ve sağlıklı gıdaya ulaşmanın güçlüklerine dikkat çeken belediye,  2020 yılını tarıma adayarak toplumda bu konuda farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar başlatmış. Birleşmiş Milletler de 2021 yılını “Uluslararası Meyve ve Sebze Yılı” ilan edince, bir yıl önceki çalışmalara ilaveten yeni bir program hazırlamış Nilüfer Belediyesi…Mişli, mışlı anlatıyorum, rastlantı sonucu bu durumu öğrenmesem, daha önce de çok ilgimi çeken eski köylerin mahalle olması konusundaki merakımı gideremeyecektim. Şimdi de Nilüfer Belediyesi’nin 2021’  “Gıda Yılı” olarak ilan etmesi ile yapmak istediklerine bir bakalım.

“Konunun bütün aktörleri Nilüfer Gıda Meclisi çatısı altında buluşturularak,  Gıda Politikası hazırlanacak. Ayrıca belediye bünyesinde bir gıda komisyonu oluşturulacak ve bir gıda tüzüğü hazırlanacak. Nilüfer Bostan Satış Noktaları yaygınlaştırılacak. Üretici Pazarlarının sayısı artırılacak. Nilüfer’de yapılan toprak analizlerinin raporları 2021 yılında ilan edilecek ve çiftçiler buna göre verim alacakları ürünlere yönlendirilecek. Nilüfer’de Meyve Bahçeleri kurulması desteklenecek. Çiftçilere, ekolojik koşullarda üretim yapmaları şartı ile alım garantisi verilerek meyve bahçeleri oluşturulacak.”

Hazırlanan raporda yazılanlar böyle.

Öncelikle bunlar uygulandığında, toprağından uzaklaşan çiftçi yine işine dönebilir diye düşünüyorum. Ürün alım garantisi nedeniyle bir tereddüt de yaşamayacak çiftçi. Daha dönemlisi toprak analiz raporları ile verim alınacak alanlara ve ürünlere yönelmek aslında tüm ülke tarımı için yapılması gereken örnek bir uygulama. Bu alanda başarı sağlanırsa Nilüfer Belediyesi’nin çalışmaları Türkiye’ye neden örnek olmasın?

Bekleyelim ve görelim.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları