20 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

KATLEDİLİŞİNİN 30. YILINDA UĞUR MUMCU

Ana Sayfa » GÜNCEL » KATLEDİLİŞİNİN 30. YILINDA UĞUR MUMCU

Eklenme : 24.01.2023 - 8:18

KATLEDİLİŞİNİN 30. YILINDA UĞUR MUMCU

Araştırmacı gazeteciliğin sembol ismi Uğur Mumcu’nun katledilişinin 30. yılında, basının deneyimli isimleri onu anlattı:

Emin Çölaşan: Uğur Mumcu ile çok uzun yılların ötesinden başlayan bir arkadaşlığımız ve onun da ötesinde dostluğumuz oluştu. 1950’li yılların sonuydu. Ankara Bahçelievler’de mahalle arkadaşları olarak tanışmıştık. İkimiz de lise öğrencisi… Uğur bizim mahalledeki Deneme Lisesi öğrencisi, ben TED Ankara Koleji…

Pazar durağında sık sık buluşup birlikte olduğumuz bir duvar köşesi vardı. Oraya başka ‘meraklı’ arkadaşlarımız da gelir, lise çağlarındaki çapımız ve bilgi birikimlerimiz açısından ‘memleket meselelerini’ tartışırdık! Sonra kader ikimizi de gazeteciliğe taşıdı… Bu kez de ‘meslek arkadaşlığımız’ başladı.

Uğur Türkiye’nin gelmiş geçmiş en önemli gazetecisidir. Uğur, Türk gazeteciliğine somut olayları, yolsuzlukları ve belki daha da önemlisi, belgeciliği sokmuş olan gazetecidir.

Onun gazeteciliğinin çok önemli ilkeleri vardı:

– Türkiye’nin nasıl soyulduğunu kanıtlayan belgeli yolsuzluk yazıları.

– Din sömürüsüne ve din ticaretine karşı çıkışları. 

– Ödünsüz Atatürk ve lâik Cumhuriyet savunuculuğu.

– Her konuda yine belgeli olmak koşuluyla araştırmacılık.

Sedat Ergin: Uğur Mumcu güçlü bir gazeteciydi. Köşe yazarlığına sığamayacak bir yazardı. Araştırmacı gazeteciliğin Türkiye’de yerleşmesi ve önemsenmesinde öncü rol oynamıştı. Bir konuya odaklanıp yılmadan en ince detayına kadar didiklemek, sorgulamak, gerisindeki bütün ilişkileri ortaya çıkarmak… El attığı her konunun üstündeki perdeyi kaldırabiliyordu. Araştırmacı gazetecilik alanındaki en önemli çalışmalarından biri Rabıta dosyasıdır.

Uğur Mumcu’nun önemli bir avantajı çok iyi bir hukukçu olmasıydı. Gazetecilik merakı, kuvvetli hukuk donanımı, cesareti, kararlılığı, hepsi bir araya girince ortaya bu büyük külliyat çıktı. Öldüğünde 51 yaşındaydı. Bu cinayete kurban gitmeseydi kim bilir ortaya çıkaracağı hukuksuzlukların, yolsuzlukların ve bunların devlet ve siyaset kurumları ile kesiştiği alanlardaki çürümüşlüklerin hacmi ne kadar büyük olurdu diye insan düşünmekten kendini alamıyor.

Uğur Mumcu bir konuyu daha sorgular, çok önemlidir. Medya iktidar ilişkileri, medya sermaye ilişkileri ya da gazeteci patron ilişkilerini sorgular. Gazetecinin bağımsız olması çok önemlidir. Gazeteci hem devletten, hükümetlerden bağımsız olmalıdır. Hem de çalıştığı kurumda patrondan bağımsız olmalıdır. Uğur Mumcu bunu çok sorgular. Çünkü basın özgürlüğü kutsal bir haktır. Gazetecilik de kamu adına yapılan bir iştir. Halkın haber alma hakkını önceler. Dolayısıyla bir kamu hizmetidir. Gazetecinin özgürlüğü de aslında şahsına değil kamuya ait bir özgürlüktür. Dolayısıyla “gazeteci bu özgürlüğü sonuna kadar cesurca savunan kişidir” der.

Zülal Kalkandelen: Türkiye’nin en eski fikir gazetesi Cumhuriyet’teki köşesinde bilgiye dayanan fikirleri büyük bir ustalıkla kaleme aldı. Fikri takip dediğimiz kavramı en etkili biçimde kullandı. Yazdığı bir olayla ilgili gelişmeleri izleyip halka aktardı. Adaleti eğip bükenlerin peşini bırakmadı.

Onun gazeteciliğin gücünün tek nedeni bu değildi. Aynı zamanda etik değerleri çok yüksek bir zeminde ilerledi. Laikti, Atatürkçüydü. Ayrılıkçı terörün ve şeriat yanlıların üzerine cesaretle gitti. Kendi değerleriyle çelişmeyen, korkmayan, yılmayan ve baskıcı iktidarlara karşı dimdik duran tavrıyla gazeteciliğe onur katanlardandı.

Barış Terkoğlu: Türk aydını sıcak yatağında doğmadı. Türk aydını Malta sürgününde, Bekirağa Bölüğü’nde, Ziverbey Köşkü’ndeki işkencelerce doğdu. İşte o direngen, inatçı aydın kuşağının en yüksek tepelerindendi Uğur Mumcu. Mumcu, antiemperyalist bir duruş demekti.

O duruş için gerekirse bütün makamlardan vazgeçmek demekti. Uğur Mumcu demek, kamunun hakkını savunmak, yolsuzlukla mücadele demek. Mumcu her bir harfi, aydın faaliyeti olmanın parçası haline getirmişti.

Barış Pehlivan: Uğur Mumcu gazeteciliği her şeyden önce sorumluluktur. Yurdu için hayatını ortaya koymanın gözü pekliğidir.

Bunu hamasetle değil bilgiyle, olguyla ve vicdanla yapmanın adıdır.

Biz gazeteciler için ayrıca ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimizdir. Hep en zirvede, hep varmak istediğimiz o sığınağımızdır.

Timur Soykan: Eşsiz araştırmacı gazeteciliğinin yanı sıra, bir basın özgürlüğü mücadelecisiydi. Her türlü baskıya karşın gazetecilerin halka gerçekleri ulaştırmasının yılmaz bir savunucusuydu.

Büyük yolsuzlukları, vurgunları, tarikatları anlattı, yazdı. Siyasi cinayetlerin karanlıkta kaldığı sürece ülkenin aydınlığa ulaşamayacağını anlatan kalemdi.

Murat Ağırel: Uğur Mumcu demek devrimcilik demek, demokrasi demek, Cumhuriyet devrimleri demek, kalemin namusu demektir.

Kalemi namus bilen gazeteciler, onun aydınlattığı yolda hiç durmadan devam edecek.

İsmail Saymaz: Uğur Mumcu, Türk basınında araştırmacı gazetecilik çabasının kurucu babasıdır. Onun iki ayırt edici özelliği vardır. Birincisi hukuk fakültesi mezunu olmasıdır. Ulaştığı belge ve dosyaları savcı titizliği ile irdeleyip gazeteci mahareti ile okurlarına aktardı. Bir olayı değil, olguların kendisini irdeledi. Bu sayede Abdi İpekçi cinayetini araştırırken Türkiye’de silah kaçakçılığına ve bunun Avrupa’daki bağlantılarına kadar uzandı.

Dil bilmesi Mumcu’yu uluslararası ölçekte tanınan ve araştırma yapabilen gazeteci haline getirdi. Mumcu’nun ikinci niteliği ise dünyaya Sosyalizm ve Kemalizm ekseninde bakan donanımlı bir düşün insanı olmasıydı. Bu bakımdan Mumcu, ezen-ezilen çatışmasında tarafsız kalmak gerektiğini vaaz eden Babıali putlarını yerle bir etti.

 

kaynak: Cumhuriyet-Çağdaş Bayraktar

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları