Fransa Cumhurbaşkanı Macron büyük bir Fransız iş insanı grubu ile geçen hafta sonu Çin’e gitti. Başkan Xi Jinping ile temaslarında Çin bayrağı yanında, AB bayrağının da bulunması beklenirken sadece Fransa bayrağı olması dikkat çekti.
Halbuki Macron, Xi ile temaslarında sadece Fransa adına değil AB adına da konuşmayı planlamıştı. Bu diplomatik mesajın küçük bir görsel hatırlatma olarak ne anlama geldiği tartışılırken, Macron dönüşünü takiben Elysee Sarayında The Economist muhabirine birçok kişiyi şaşırtan bir demeç verdi.
Üstelik bu demeç NATO ülkeleri liderlerinin Londra’da yapılacak toplantısına sadece birkaç hafta kala verildi.
Macron’un açıklamalarına şaşırıp tepki gösterenler arasında Almanya Şansölyesi Merkel ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de vardı.
Daha önce bir hayli duygusal tarza yer verdiği bazı söylemlerinde Macron, Amerika’nın Avrupa’dan uzaklaştığı konusunda bütün Avrupalıları uyarmıştı. Bu durumda eski kıtanın bir hayli kötü duruma gireceğine de değinerek, eğer önlem alınmazsa Avrupa’nın kontrolünün artık kendilerinde olmayacağını açık bir şekilde dile getirmişti.
Macron bu yeni demecinde daha da ileri giderek, NATO’nun ‘ beyin ölümü ‘ aşamasına girmek üzere olduğunu ifade ederek, Avrupa’nın kendi askeri gücünü geliştirmesi zorunluluğunu açıkça vurguladı.
Şimdiye değin AB’nin kendilerini sadece bir pazar olarak gördüğünü, ancak teknolojik gelişmeler ve iklim değişikliği gibi konularda ortaya çıkan yeni koşullara göre yeni bir siyasi blok olarak hareket etmeye mecbur oluklarını vurgulayan Macron bir kez daha şaşırttı.
Bilindiği gibi geçmişte Fransa başkanlarının bazıları, Amerika’ya güvenilmemesi gerektiğini açıklıkla ifade ederek, ülkenin kendi gücüne güvenmesini salık vermişlerdi. Anlaşıldığı kadarıyla Macron bu eski görüşü yeniden gündeme getirmiyor.
Ancak Farnsa Cumhurbaşkanı AB olarak, Avrupa ve Amerika’nın ortak çıkarları nedeniyle Başkan Trump ile iyi ilişkileri korumaya azami dikkat harcadıklarını; bütün bu çabaya rağmen, ilk kez bir Amerikalı Başkan’ın Avrupalılık fikrine sıcak bakmadığının açıkça ortaya çıktığına dikkat çekiyor.
Buna karşılık Euroactive’den Benjamin Fox’un Berlin’den bildirdiğine göre Şansölye Merkel, Macron’un bu söylemini önemsemiyor.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile perşembe günü Berlin’de yaptığı bir toplantı sonunda Merkel’in şunları söylediği belirtiliyor: ” Bazı problemlerimizin çözümü için birbirimize yakınlaşma zorunluluğumuz düşünüldüğünde, böyle bir söylem bence gereksiz.”
Şansölye’nin ayrıca ”Macron’un sert sözleri benim NATO ile işbirliği yaklaşımımla uyuşmuyor. NATO bizim için vazgeçilmez niteliktedir. ” sözlerine de yer veriliyor.
Merkel’in bu yaklaşımı ile mutabık olduğunu ifade eden NATO Genel Sekreteri Stoltenberg de, NATO’nun güçlü olduğuna vurgu yapıyor.
Öte yandan İngiliz The Guardian, Berlin Duvarı’nın yıkılışının 30. yıl dönümü törenleri için Berlin’e gelen ABD Dışişleri Bakanı Pompeo’nun, NATO’nun önemini koruduğunu söylediğine işaret ediyor.
Öyle anlaşılıyor ki 3/4 Aralık tarihlerinde Londra’da toplanacak NATO liderler zirvesinde Macron’un bu sözleri gündemin önemli konuları arasında yer alacak.
Diğer taraftan Barış Pınarı harekatında Türkiye’yi, başta Fransa olmak üzere NATO’nun diğer ülkelerine danışmadan destekleyen Trump’a karşı tepkiler de gündemi bir hayli meşgul edecek gibi görünüyor.
Macron’un dramatize ettiği şekliyle Nato’nun gerçekten ” Beyin Ölümü ” aşamasına gelip gelmediğini ise söz konusu zirve sonrasında göreceğiz
Benzer Haberler
Facebook'ta Biz