8 Mayıs 2024 - Hoş geldiniz

NURAY BENSİMON YAZDI- FRANSA’DA İSYAN, AVRUPA’DA ENDİŞE

Ana Sayfa » GÜNCEL » NURAY BENSİMON YAZDI- FRANSA’DA İSYAN, AVRUPA’DA ENDİŞE

Eklenme : 06.07.2023 - 23:13

NURAY BENSİMON YAZDI- FRANSA’DA İSYAN, AVRUPA’DA ENDİŞE

 

17 yaşındaki genç, Nahel Merzouk’un ölümü Fransa’yı bir kez daha ciddi bir krize sürükledi.

27 Haziran 2023’te Paris’in Nanterre bölgesinde, aşırı hızla araç kullanan bir gencin, polisin dur ihtarına uymadığı için, vurularak hayatını kaybetmesi ile başlamıştı olaylar.

Ölümün sarsıcı şokunun ardından başlayan öfke kısa zamanda isyana dönüşerek diğer şehirlere de yayıldı.

Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ilk açıklaması “Affedilemez bir olay. Sorumlular soruşturularak yargılanacaktır” şeklinde olduysa da, isyanı bitirmeye yeterli olmadı ve şiddet büyüyerek devam etti. Taşkınlığını sınırlarını aşan protestolar, çok sayıda polis yaralanması ve sokak yağmaları olarak daha büyük bir üst isyana dönüştü.

Nahel’in Cezayir asıllı oluşu sebebi ile sokak isyancılarının büyük bölümünün Afrikalı olduğu gözleniyor.

Krizin başlamasına neden olan polis memurunun savunması “Aşırı hızla kullanılan aracın, sokakta bulunan halka zarar vereceği endişesi ile ateş açtığı” yolunda idi. Halen gözaltında tutulan polis memurunun, “silah kullanımı için yasal gerekçe oluşmaması” ve “kasıtlı adam öldürme” suçlamalarıyla, ilk yargılanma oturumu 6 Temmuz da yapıldı ve tutukluluğunun devamına karar verildi.

Emmanuel Macron, ulusa seslenişinde “tüm ebeveynleri sorumluluğa” çağırdı, Nahel’in istenmeyen ölümünün “araçsallaştırılmasını” eleştirdi ve sosyal medya ağlarından “içeriğin geri çekilmesini ve bağlantılı kullanıcıların kimliğinin belirlenmesini” talep etti.

Buna karşın eleştirel muhalif basında şöyle cümleler görülüyor:

“Fransa’nın bir kısmı alevler içindeyken, Macron’un başkanlığı, kamuoyunun hassasiyetlerine karşı kayıtsız görünüyor.”

“Cumhurbaşkanı, birkaç küçük özür kelimesi ve süslü cümleler ile yoluna devam ediyor.”

“Nahel M.’nin ölümü zaten fazlasıyla eleştirilen bir genel politikanın geldiği noktadır ve şehir yönetimi politikaları için de suyu taşıran damladır.

Avrupa’nın diğer ülke liderleri ise, yayınladıkları mesajlarında “Fransa’da olanları endişe ile izlediklerini” belirtiyorlar.

Tansiyonun yükseldiği ilk günden bugüne, yaş ortalamaları ’17’ olan yüzlerce kişi tutuklandı. Özellikle Paris’in merkezinde hedef alınan 500 kadar bina hasar gördü, araçlar yakıldı ve onlarca mağaza yağmalandı.

Nahel’in cenazesinin ardından büyükannesi Hatife, yaşanan şiddete son verilmesi çağrısı yaptı. Büyükkanne “İnsanların incinmesini istemiyorum. Ailemiz her türlü şiddete karşıdır” dedi.

Öte yandan, bir bağış toplama platformu, Nahel’in ölümüne neden olan polis memurunun ailesine yardım organizasyonu başlattı. Bir kedicik ile sembolize edilmiş olan kampanyada bir milyon eurodan fazla bağış toplandı. Organizasyonun ardında aşırı sağ politikaların olduğu vurgulanıyor. Bu kampanya, isyan tarafında öfkeye neden oldu ve karşı bir bağış kampanyası başlatıldı bile.

30 yıldan bu yana Paris’te birçok yaşanmışlığı beraberce paylaştığımız bir arkadaşımla bugün konuşurken olaylara ilişkin anlattıkları dikkat çekiciydi:

“30 yıl önce bu ülkeye gelip yaşamaya başladığımızda her şey çok daha farklıydı. Sosyalist Parti lideri François Mitterand zamanları idi. Bizim gibi olan göçmenlerin nazikçe kabul edildiği ve kolayca entegre olunan politikalar geçerliydi. Geçen zaman içinde hızla çoğalan göç dalgaları ile suç oranı ve dolayısı ile ülkedeki sağ ulusalcı rüzgarlar hızlandı. Hükümetler yeni gelenleri sisteme dahil etme politikaları yerine izole etme yönünde planlara yöneldiler. Başka kültür, adetler ve dinlerden gelen bu nüfusu şehirlerde baş ağrısı nedeni olmamaları için ”HLM’  lere, yani, düşük gelir düzeyi için yaratılan site konutlara yerleştirdiler. O siteler zamanla hareketin yüksek olduğu suç kaynaklarına dönüştü. Ve böyle böyle bugünlere gelindi.”

Fransa’da uzun yıllardır sendikal hareket içinde yer almış Türkiye kökenli Fransız arkadaşım Nejat Firuz ise olayları ülkenin sömürgeci geçmişi ile ilişkilendirerek şunları söyledi:

”Aynı sorun derece derece tüm Batı Avrupa ülkelerinde var. Belli ki Fransa’da daha derin. Bunun en büyük nedenlerinden biri de, belki Fransa’nın sömürgeci geçmişiyle tam anlamıyla yüzleşememiş olması. Ancak ezilenlerin isyan etme geleneği Fransa topraklarında galiba bir tür gelenek gibi kuşaktan kuşağa geçiyor. İşte 1848 Haziran ayaklanması, 1871 Paris Komünü, Büyük Devrim, Halk Cephesi, Faşizme karşı direniş, 1968, Sarı yelekliler… Bakalım bu son başkaldırı aşırı sağın yükselişine set mi çekecek ya da sağ söylemi daha da güçlendirecek mi?”

Oturduğum binadaki karşı komşum Rose ise “Bu bir istenmeyen kaza. Elbette ki polis görevini yapmış. Ama bu olay sadece suyun görünen yüzeyi. Dibe gittikçe daha koyu ve daha ürkütücü.” diyor.

Paris ve Fransa’yı ayağa kaldıran ve daha şimdiden ülkeyi adeta ikiye bölen gelişmelere yakın tanıklığımız devam edecek. Çünkü Nahel M.’nin ölümünün artçıl etkileri dalga dalga yayılacak gibi görünüyor. Yaklaşmakta olan 14 Temmuz Ulusal Bayramı kutlamalarının her yıl taşkın gösterilere fırsat oluşu, bu defakinin daha da sıcak geçeceğini gösteriyor.

Sükunetin sağlanıp ülkeye huzurun geri getirilmesinin büyük önem taşıdığı başka bir organizasyon da Fransa’da yapılacak olan 2024 Yaz Olimpiyatları… Üstelik küresel bir organizasyon.

Diliyoruz ki, uzun zamandır hazırlıkları süren oyunlar, sportif centilmenlik ve barış havası içinde gerçekleşsin. 17 yaşındaki çocukların yeri mezarlıklar, sokaklar ya da hapishaneler değil, hayatı insanca koşullarda yaşayabilecekleri sıcak yuvalar, kendilerini gerçekleştirebilecekleri okullar olsun.

 

6 Temmuz 2023- Paris

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları