30 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

NURSUN EREL YAZDI- HABER KUTSAL, YORUM HÜRDÜR

Ana Sayfa » GÜNCEL » NURSUN EREL YAZDI- HABER KUTSAL, YORUM HÜRDÜR

Eklenme : 18.06.2023 - 17:33

NURSUN EREL YAZDI- HABER KUTSAL, YORUM HÜRDÜR

Son günlerde muhalefetteki isimler üzerinde koparılan fırtınayı aklım almıyor…

Yıllardır süren “olmadı baştan” şeklindeki politikalar yüzünden ülke ekonomisinin sıfırı
tüketmesinin, bozulan toplumsal ve siyasi yapının, keskin çizgilerle ayrışan toplumun, kaybedilen
dış itibarın ve gereksiz yere girilen savaşların, iç ve dış politikadaki fahiş hatalar nedeniyle
çözümsüz hale gelen mülteci sorununun hesabını soran yok…

Varsa yoksa veryansın muhalefet…

Asıl tartışılması gerekenler işte böyle bir karambolle halının altına süpürülürken, muhalefet
sözcülerini ekranlarda sigaya çeken meslektaşlarıma bakıyorum da, “hocalarımızdan hiçbir şey
öğrenememişiz” diyorum…

-Neydi ki size öğrettikleri? Hem siz gazetecilerin savaşı bitmez, -alaylı mı mektepli mi?- sorusuyla
aranızda çatışır durursunuz…

-Canım mektepliysek bunca yıldır artık alaylı da olmadık mı? Dinle bak, hocalarımız derdi ki, –
eğer bir televizyon röportajı söz konusu ise soruyu direkt sorun, sözü dolandırmayın, muhatabınızı
yargılamayın, yorum yapmayın, sorunuz 20 saniyeden uzun olmasın- İşte bu kuralları öğreten
değerli hocalarımız vardı.

-I-ıh, öyle soru soran gazeteci varsa bugün artık hiçbir yerde işe almazlar. Gazeteci dediğin kodu
mu oturtacak, adamın konuşmasına fırsat vermeyecek, muhatabı kaçacak delik arayacak, hatta
mümkünse istifa ettirecek adamı canlı yayında…

-Yeni nesil gazetecileri çok beğeniyorsun anlaşılan. Acaba bu işin evrensel ilkelerine hiç kafa
yordun mu? Örneğin bu konuda tartışmasız marka sayılan BBC’deki röportajlara bir göz attın mı?

 

—-gülümseme hakkın yok—-

Ayıptır söylemesi 40 yıldır bu işlerin içindeyiz, inanın artık ben görüntülü yayınları izleyemez
duruma geldim. Bakmayın siz yukardaki “hayali” diyaloga, herkes farkında Türkiye’de son
dönemde gazeteciliğin ne kadar irtifa kaybettiğine, inanılırlık ve saygınlığını tükettiğine…
Üstelik ne yazık ki “duayen!” Diye anılan kimi meslektaşlarımızın zaman içinde gösterdiği değişimi
anlamakta da zorlanıyorum. Bir anektod anlatayım, ne demek istediğim daha iyi anlaşılsın.
Tansu Çiller’in Başbakanlığı döneminde, eşi Özer Çiller’in bürokratlara talimat verdiği, işlerin genel
olarak onun üzerinden yürütüldüğü dedikoduları ayyuka çıkmıştı. Çalıştığım televizyon kanalı adına
dönemin Başbakanlık Müsteşarından röportaj randevusu istedim, kabul etti, kameramanımla
birlikte başbakanlığa gittik. Müsteşar, çeşitli konulardaki sorularımı samimiyetle yanıtladı, ardından
şunu sordum:

-Devlet işlerinin yürütülmesinde Başbakanın eşinin de etkili olduğu, zaman zaman bürokratları
bizzat arayıp talimatlar verdiği ifade ediliyor, bu doğru mu?

Müsteşar kamera kaydı sürerken bu soruya, biraz “eeee, şey” diye tereddüt ettikten sonra “Evet,
zaman zaman oluyor” diye yanıt verdi.

Ana haber bülteninde yayınlanan bu haber hem rating rekoru kırdı hem de siyasi çevrelerde çok
yankılandı. Devlet işleyişinde asla kabul edilemeyecek bu “hariçten gazel okuma” işinin söylenti
değil, gerçek olduğunu hem de bizzat Başbakanlık Müsteşarı birinci elden itiraf etmiş oldu.

-Ee, sen epey tebrik almışsındır?

-Yoo, tam tersine azar işittim…

-Aaa, neden?

-Bizim en tepedeki yöneticimiz duayen gazeteci, haber bülteninden hemen sonra beni aradı:

-Nursun Hanım, müsteşar sorunuzu yanıtlarken kamera sizi ikili görmüş, siz o anda başınızı
sallamış üstelik de gülümsemişsiniz. Yani muhatabınızı bir anlamda yargılamış, küçümsemiş gibi
oluyorsunuz bu davranışınızla. Olmaz, sizin orada gülümseme hakkınız olamaz… Tarafsız olmak
ve asla yorum yapmamak zorundasınız bunun unutmayın…

-Ne oldu peki sonra?

-Düşündüm hak verdim bizim duayen yöneticimize, bir daha da öyle bir aymazlığa düşmedim açık
söyleyeyim. Ama geçenlerde o yöneticimizi CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na soru sorarken izledim
ve çok şaşırdım.

-Niye? Çok mu gülüyordu Kılıçdaroğlu’nu dinlerken?

-Ya dalga geçmeyi bırak… Tam tersine o kadar üst perdeden ve azarlar gibi konuşuyordu ki
Kılıçdaroğlu ile… Yayını bir kaç meslektaşımla birlikte izliyorduk, biri dedi ki, -yahu bu nasıl bir
röportaj? Öyle bir hava estiriyorlar ki, gören der ki, Kılıçdaroğu’ndan canlı yayında istifasını
isteyecekler…- İşte böyle…

-Peki senin yıllar sonra o programda görüp, soru sorma şekline şaşırdığın duayen gazeteci kimdi?

-Uğur Dündar…

-Demek ki o da artık evrensel ilkelerden vazgeçmiş, yeni nesil gazeteciliği benimsemiş, öyle değil
mi?

-Yorum yok… Olanı anlattım ben, yorum sana ait. Ha, bu arada yıllar önce çalıştığım gazetenin
başlığındaki deyişi de hatırlatayım:

“Haber kutsal yorum hürdür”

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları