SORU: Türk şirketinin oradan çıkarılması önemsiz mi peki? Bunun sebebi de tam anlaşılamadı?
PAMİR: Rosatom’un 41 sayfalık fesih belgesi var. Oda TV bir kısmını yayınladı. (**) Orada nedenlerine atıfta bulunuyor. Hususlardan biri bir mağduriyet ortaya atıyor. Bizimkiler de sessiz, pek itirazları yok… O 41 sayfalık fesih belgesinde Rosatom, -hem Rus şirketine (Titan 2) hem İçtaş‘a, ayrı ayrı Akkuyu için kullanılmak üzere 9’ar milyon dolar para yolladık, 3.2 milyon dolarını usulsüz kullandılar- diyor. Belli ki bizim bu durumdan haberimiz var ve kağıt üzerinde kurulmuş bir başka şirket İçtaş’ın yerine enjekte edilecek.
SORU: Cumhurbaşkanı da Akkuyu’ya bu durumu incelemek için gidecekmiş?
PAMİR: Şimdi Cumhurbaşkanı Akkuyu’ya gitse ne olur, gitmese ne olur? Ruslar -özür dileriz- deyip fesihnameyi yırtıp, Türk şirketini geri mi alacaklar? Tamamen iç politikaya yönelik bir şovdur yapılan. Belli ki gelişmelerden haberdar.
İÇ POLİTİKA MALZEMESİ
SORU: Bu durumda santral için verilen 2023 tarihi geçersiz mi olacak?
PAMİR: Akkuyu’da ilk ünitenin bile 2026’dan önce tamamlanması, hele elektrik üretmesi mümkün değil. Öte yandan, gerçek anlamda hiçbir denetim yok ki. Milletvekilleriniz bile Akkuyu’ya giremiyor, neler olduğunu bilemiyorsunuz. Zeminle ilgili sıkıntı çok, betonda çok sıkıntı var, çatlaklar olduğu ifade edildi, ciddi isimlerin ciddi itirazları var. Bütün bunları yok saysanız bile, yani ağzınızla kuş tutsanız bile, fiziki olarak 2026’dan önce 1. Ünitenin. tamamlanması mümkün değil. Gündemin tamamı iç politika malzemesi. Olsa olsa göstermelik bir açılış töreni yaparlar. Seçim malzemesi.
GÜVENLİKTE LAUBALİLİK
SORU: Benim uykularımı kaçıran konu ise güvenlik konusu, çünkü bizim kuşak Çernobil kabusunu yaşadı, Fukuşima örneği çok yeni, hala aklımızdan silinmedi. Ayrıca atıklar konusu var… Ne diyorsunuz bu konularda?
PAMİR: Anlaşmada atık yönetimi Ruslara bırakılmış. Bu konu biliyorsunuz ilgili bakan Taner Yıldız’a soruldu.
SORU: Evet, gazeteci Fatih Altaylı -bu atıkları neremize sokacağız?- diye sormuştu. (***)
PAMİR: Evet, bakan da (Taner Yıldız) -Onu Ruslar halledecek, atıklarla ilgili maddeler anlaşmada var- demişti. Orada söz konusu olan, ilgili maddedeki yetkinin tamamı Ruslardadır. Onlar da bir ara bir açıklama yaptılar -Toroslar’ın altına gömüleceği- iddiası da var ki bu cinayet olur. Yaşamsal önemi olan bir nükleer atık konusunu – Ruslara bıraktık- diye bir laubalilik olur mu? Sonuçta güvenlik sorunu sadece bugünkü değil, gelecek kuşaklara da güvence verecek şekilde çözümlenmemiştir. Biliyorsunuz nükleer atıklar konusu ABD’de 20 yıl tartışıldıktan sonra Başkan Bush (oğul) bir karar aldı. -Atıkları, Nevada eyaletinde Yucca Dağının altına gömeceğiz.- diye (****) Obama da -ben bunu durduracağım- sözü verdi, başkan seçildiğinde bu iş için 11 milyar dolar harcanmıştı. Tamamlandığında 77 milyar dolar daha harcanmış olacaktı, ve Obama bu işi durdurdu. Bizde bütün bu faktörler gözardı ediliyor.
RUSYA’YA TAM BAĞIMLILIK GİZLİ TUTULAN MADDELER
SORU: Teknoloji transferi yok, güvenlik yok, nükleer atık meselesi çözümlenmemiş, biz bu işin içinde neden varız? Birden bire ucuz enerji, bol enerjiye kavuşalım diye mi?
PAMİR: Teknoloji olmadığı gibi, 2010 yılında imzalanan anlaşmada siz 15 yıllık elektrik satın alma garantisi veriyor ve -elektriği KW saati 12.35 cent olarak alacağım- diyorsunuz, oysa Türkiye’de, elektriğin 10 yıllık ortalama piyasa takas fiyatı (PTF) 4 cent civarında… Yani Ruslara 3 katı fiyatla elektrik satın alma garantisi veriyorsunuz. Ayrıca santralin afişe maliyeti 10 milyar dolardı 15 oldu 25 oldu, ve onlar gerçekte ne harcar belli değil. Santralin parası bizden çıkacak, son tahlilde 3 katı parayla biz vereceğiz. Burada bize Rusların yaptığı bir kıyak yok…
GİZLİ TUTULAN MADDELER
SORU: Nükleer güvenlik konusunda dünya da endişeli öyle değil mi?
PAMİR: 2013 yılında Uluslararası Atom Enerjisi komisyonu bizim santral için rapor veriyor. O rapor kamuoyundan gizli tutuldu, oysa raporda güvenlikle ilgili 39 uyarı var. Şimdi Ruslar bu santrali yapıyor ama sizin denetleme kurulunuz yok, işi denetleyen aynı, yapan da aynı. Meslek odaları bu rapora atıfta bulunarak davalar açtılar, 39 uyarıyı dile getirerek. Hükümet -devlet sırrıdır- diyerek bu raporu açıklamadı. Elektrik Mühendisleri Odası bir şekilde elde edip, bunları da nükleer enerji raporu diye yayımladı. Düşünün, kamuoyundan gizleyerek saklayarak yürütülüyor işler.
SORU: Zaten Rusya’ya çok bağımlı bir durumdayken, bu santralle tam bağımlı duruma mı geleceğiz?
PAMİR: Enerji güvenliğinin en temel unsurlarından biri kaynakların çeşitlendirilmesidir. Oysa doğal gazda yüzde 45’le Rusya, ham petrol ve petrol ürünlerinde yüzde 24’le Rusya, taş kömüründe yüzde 39 Rusya, nükleerde de yüzde 100 Rusya. Yani enerjide Rusya’ya tam bağımlı duruma geliyorsunuz, üstelik bir taraftan da NATO üyesiyiz. Yani durumumuz tam, -iki cami arasında binamaz olma- durumu.
SORU: Yani sonuçta Türkiye ne yapmalı sizce?
PAMİR: Biz mühendisiz, nükleer enerjiye kategorik bir karşıtlığımız yok ama nihai atıkla ilgili bir netlik yokken, dünyada yaşanmış kazalar hala radyasyon yayarken, son derece riskli üstelik de olağanüstü pahalı bir santralin yapımının durdurulması gerekir. Aklın yolu birdir.