28 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ORTA VADELİ PROGRAM VATANDAŞIN SOFRASINDAN DAHA KAÇ DİLİM EKMEK GÖTÜRECEK?

Ana Sayfa » GÜNCEL » ORTA VADELİ PROGRAM VATANDAŞIN SOFRASINDAN DAHA KAÇ DİLİM EKMEK GÖTÜRECEK?

Eklenme : 09.09.2023 - 8:50

Avatar

Yurtseverlik Haber

yazarın tüm yazıları

 

 

Türkiye ekonomisinin gelecek 3 yılı için yol haritası olan Orta Vadeli Programın (OVP) açıklanmasıyla iktidarın emek düşmanı politikaları bir kez daha gözler önüne serildi. Programın içeriği AKP iktidarının krizin faturasını yine emekçilere kestiğini gösterdi. Ortaya koyulan program halkı büyük bir krizle baş başa bırakırken sermaye kesimlerini rahatlattı.

İktidarın ekonomideki attığı ilk hamleler;  vergilerin artması, ürünlere gelen zamlar olurken yeni programla birlikte uygulanacak sıkı para politikası halkın daha fazla yoksullaşacağının, işsizliğin artacağının, geleceksizliğin ve güvencesizliğin devam edeceğinin ortaya koydu.

Birgün’den Öncü Durmuş’un haberine göre açıklanan OVP programında öne çıkan maddelerden bazıları ise şunlar;

Dolar kuru beklentisinin 2026 yılında 47,8 TL’ye çıkacağı ön görülürken enflasyonun aynı yıl tek haneli rakamlara inmesi, yüzde 8,5 olması bekleniyor. Uzmanlar dışa bağımlı ekonomiler için bu tabloyu gerçekçi bulmazken ortaya çıkacak tabloda günlük hayattaki pahalılığın artacağı görüşünde.

Özel tüketimin baskılanması ucuz iş gücüne neden olacak. Üretilen ürünlerin dışarıya satışı hedeflenirken ülkede talep düşürülmeye çalışılacak. Bu sayede enflasyon ve dış ticaret açığının düşürülmesi hedefleniyor ancak ülkede işsizliğin boyutları artacak.

Yurttaşlara gelen ‘kredi kartı limitleriniz azaltılacak’ mesajları sehven denilerek yalanlansa bile artan faiz oranları yurttaşın tüketimini azaltmaya yönelik bir hamle olarak yorumlandı. Kart harcamalarının rekorlar kırdığı bir dönemde bu hamle de yurttaşların alım gücünü doğrudan etkileyecek.

Ücret zamları hedeflenen enflasyon verilerine göre yapılacak. Bu sene içerisinde bile birkaç kez enflasyon tahminini güncelleyen iktidarın ücret zamlarında yapacağı bu uygulama güvenilirliğini yitirmiş durumda.

Kıdem tazminatında gün sayısının 30’dan 15-20 bandına düşürülmesi ve ödenen tazminatın aylık olarak getirisi yeni sistemde piyasa koşullarına göre değişecek fonlara bağlanacak. Bu uygulama da kıdem tazminatının günden güne ortadan kaldırılacağı ve yerine bireysel sigorta priminin ikame edileceğini gösteriyor.

Enflasyonu düşürmek için tüketimin düşürülme hedefi ve talep azaltma uygulaması ise kemer sıkma politikalarının en gözle görünen gerçeğini ortaya koyuyor. Halk büyük bir işsizlik dalgası ile karşılaşacak.

SEÇİME YÖNELİK EK BÜTÇE

Öte yandan ekonominin yanında yerel seçimleri gündeminde tutan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan için yeni programdaki bütçe düzenlemesi de ekonomistler tarafından 2023 dönemi için oluşturulan ek bütçeye artı bir ek bütçe daha oluşturulması anlamına geliyor şeklinde yorumlandı.  2023 döneminde harcama hedefi ek bütçeyle beraber 5.6 trilyon olarak belirlenmişken yeni OVP programı ile bu rakamın 6.6 trilyona çıktığı görüldü. Aradaki farkın yerel seçimler için kullanacağı ve Saray’ın paralel bir ek bütçe yarattığı görüşü tartışma yarattı. Uzmanlar ise meclise gelecek bütçe görüşmelerinde muhalefetin bu maddeyi es geçmemesi gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.

Ekonomist Özgür Müftüoğlu AKP iktidarının bu program ile ekonomideki çözüm arayışını BirGün’e değerlendirdi. Müftüoğlu, “Nereden bakarsanız bakın halk düşmanı bir ekonomi modeli hayata geçirilmeye çalışılıyor” dedi.

NEOLİBERAL PROGRAM

Müftüoğlu ortaya çıkan programın AKP’nin karakteri olduğunu belirtti şöyle konuştu: “AKP’nin 2021’den itibaren Ortodoks politikalardan uzaklaştığı eğilimi seçimlerden sonra göreve gelen Mehmet Şimşek ile beraber tekrar bu yola girdi. Açıklanan ‘OVP’ programı neoliberal programların güncellenmiş hali olarak hayata geçecek. Programın genel hali bütün bir krizin faturasını emekçi halkın üzerine yıkıp sermayeyi daha çok desteklemek ve yabancı sermaye çekmek üzerine kurulu. Önümüzdeki program IMF’siz bir IMF programı. Bu da emeğin daha ucuzlaştırıldığı, doğanın talana daha çok açılacağı, kamusal kaynakların daha fazla sermayenin hizmetine sunulacağı gibi bir dizi gelişmeleri içerisinde bulunduruyor. AKP iktidarının çok ötesinde durum değil aslında bu. Her kriz anında çekinmeden başvurdukları bir yol ve bugün de bunu uygulamaya çalışıyorlar. Emekçilerin daha fazla esnekleştiği, güvencesizliğin egemen kılındığı bir durum yaratacaklar”

IMF, DÜNYA BANKASI UYARDI

Müftüoğlu, program dâhilinde sunulan yeni emeklilik sistemi hakkında ise ‘Batı’dan aldıkları uyarıları dinlediler’ dedi. Müftüoğlu, “ Yeni emeklilik sistemi bunun başka bir parçası. Bir süredir uyarılarını aldıkları AB, İMF ve Dünya Bankasının sosyal güvenlik harcamalarını kısın aktif pasif yaşlılık durumunu dengeleyin dedikleri söylemleri yeni emeklilik sistemiyle;  yaşlılık sigortası ve emeklilik hakkını tasfiye edip piyasaya yöneltiyorlar” dedi. Müftüoğlu’nun bu değerlendirmesini Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla itiraf etmiş oldu. Şimşek, programın Dünya Bankası tarafından onaylandığını dile getirdi. Dünya Bankası’nın Türkiye’ye olan ilgisini artırma kararının, Orta Vadeli Program’mın bir başka onayı olduğunu söyledi. Şimşek, Dünya Bankası’nın paha biçilmez ortaklığını ve Türkiye’nin ekonomik kalkınmasına yönelik güçlü bağlılığını takdir ediyoruz” ifadelerini kullandı.Program yoksulluğa mahkûm edecek.

Müftüoğlu konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi:  “AKP’nin bu politikalarına karşı emekçi kesimlerde büyük bir dağınıklık, sendikaların günümüzdeki etkisizliği, muhalefetin parçalı yapısı ise AKP iktidarının önünde engel olmaktan uzak bir görüntü çiziyor. Öte yandan bu zamana dek zaten ülkedeki işçilere, emekçilere vurulan darbelere bir yenisi de öngörülen enflasyona göre ücret artışı uygulaması ile hayata geçecek. Normal şartlarda tam tersi olan bu duruma insanlar nasıl güvenecek? TÜİK’in gerçekleri gizlediği, AKP’nin inandırıcılığını yitirdiği koşullarda bu uygulama da emekçilere düşman bir hale geliyor.

Son olarak ise özel tüketimin baskılanmasındaki ana hedef talebi kısıp var olan üretimi dışarıya yönlendirmek. Bu sayede insanlar satın alamayacaklar ama siz ürettiğiniz malları dışarıya satmaya çalışacaksınız. Talep düştüğü durumda enflasyonunda düşmesinde payı olacak. Ancak dışa bağımlı bir ekonomide emek maliyetini kıssanızda sonuç olarak emeğin üretimini de dışarıdan ithal ediyorsunuz. Bu programın uygulanması açlığa yoksulluğa işsizliğe yol açacak.”

 

İLGİLİ HABER:

PROF. DR. AZİZ KONUKMAN: ”HEDEFLENEN ENFLASYONA GÖRE ÜCRET ZAMMI BÜYÜK BİR ALDATMACADIR”

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları