25 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ORTAK AKIL POLİTİKA GELİŞTİRME DERNEĞİ 80 YAŞINA BASAN KEMAL ANADOL’U AĞIRLADI: TÜRKİYE’DE SOL’UN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Ana Sayfa » GÜNCEL » ORTAK AKIL POLİTİKA GELİŞTİRME DERNEĞİ 80 YAŞINA BASAN KEMAL ANADOL’U AĞIRLADI: TÜRKİYE’DE SOL’UN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Eklenme : 09.11.2020 - 13:27

ORTAK AKIL POLİTİKA GELİŞTİRME DERNEĞİ 80 YAŞINA BASAN KEMAL ANADOL’U AĞIRLADI: TÜRKİYE’DE SOL’UN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

 

2002’den bu yana AKP iktidarının uyguladığı politikalar doğrultusunda toplumdaki kutuplaşmanın, bölünmenin akıl almaz boyutlara ulaştığı bir aşamada, ortak aklın yaratacağı güce, bütünleşmeye, birlikteliğe inanarak yola çıkan Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği çalışmalarını büyük bir hızla sürdürüyor.

Derneğin kurucu başkanı Enis Tütüncü’nün moderatörlüğünde, her biri kendi alanında söz sahibi, kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerden oluşan kadroları, pandemi sürecinin yarattığı zor koşulları zoom toplantılarıyla aşmayı başardı.

E. Büyükelçi Bülent Meriç, eski DPT Müsteşarı, ekonomist Dr. Ali Tigrel ve E.Diplomat- Uluslararası İş ve Politika Geliştirme Genel Müdürü Dr. Hakan Akbulut’la başlayan toplantılar dizisinin son konuşmacısı Türkiye siyasetinin yakından tanıdığı, ömrü CHP saflarında, Meclis’te ve tabanda politik mücadeleyle geçmiş Kemal Anadol’du.

Siyasi kimliğinin yanı sıra, yazar olarak da birçok kitaba imza atan Anadol, Ortak Akıl Politika Derneği’nin toplantısında yılların birikimine ve deneyimine dayanan konuşması ile katılımcılarda heyecan yarattı.

 

”Kemal Anadol 80 yaşında: Türkiye’de Sol’un Geçmişi ve Geleceği Üzerine Düşünceler” sunumuyla yapılan toplantıda deneyimli siyasetçi, solun kangren haline dönüşmüş temel sorunlarını, tartışma konularını tarihsel bir perspektif içerisinde değerlendirirken, yıllarca içinde yer aldığı CHP’nin bugünkü durumuna özel bir başlık açtı.

Kemal Anadol’un toplantının formatı gereği 35 dakika gibi sınırlı bir süreye sıkıştırdığı açış konuşmasını, 27 Mayıs sonrası filizlenen Yön hareketini anlatarak başlattı. Doğan Avcıoğlu, Mümtaz Soysal, Cemal Reşit Eyüboğlu’nun önderliğinde, aralarında Çetin Altan, Sadun Eren, Halit Çelenk, Deniz Baykal gibi isimlerin de yer aldığı 531 aydının ortak bildirisi ile adını duyuran Yön hareketinin çıkardığı derginin ilk sayısının 20 bin, 2.sayısının 50 bin satmasına dikkat çeken Anadol,  ”Türkiye’nin kurtuluşu sosyalizmle olur” sloganının buradan doğduğunu, toplumun Nazım Hikmet’in şiir ve düşünceleriyle yakınlaşmasının sağlandığını söyledi.

Yine 27 Mayıs’ı işaret eden Anadol 1961’de 12 sendikacının girişimiyle kurulan ve genel başkanlığına Mehmet Ali Aybar’ın getirildiği Türkiye İşçi Partisi’nin de sol hareketin önemli mihenk taşlarından birini oluşturduğunu, partinin 1965 seçimlerinde 260 bin oy alarak 15 vekille Meclis’e girmesinin taşıdığı önemi vurguladı. TİP’li Çetin Altan’ın Meclis’te Nazım’ın şiirini okuduğu için ölümle sonuçlanacak bir saldırıdan kurtulması da sürecin çarpıcı ayrıntılarından biriydi.

Peki bunlar yaşanırken İsmet İnönü’nün liderliğindeki CHP’de neler oluyordu?

Yükseliş trendindeki TİP’in yarattığı rüzgar, AP ile kurulan başarısız koalisyon ve Talat Aydemir’in  üst üste denediği darbe girişimleri sırasında İsmet İnönü’nün Abdi İpekçi’ye verdiği söyleşide ”Ortanın Solu” kavramını ortaya atmasının Kemal Anadol’a göre iki temel sonucu olmuştu: Adalet Partisi yüzde 52 ile tek başına iktidara yürürken, CHP içerisinde Bülent Ecevit’in başını çektiği hareket yükselişe geçmişti. Ecevit’in o süreçte yayımladığı ”Ortanın Solu” adlı kitap bu açıdan önemliydi. 1969 seçimlerinde de CHP umduğu bulamadı ama şu iki slogan yakın gelecekte solun sesini daha da yükseltmesine yönelik tabanda farklı bir anlayış yarattı:

”Toprak işleyenin su kullananın” ve ”Yoksulluk kader değildir”

Anadol, Türkiye’nin siyasi yaşamında dönüm noktaları oluşturan 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin, özellikle Özal’ın başını çektiği Anavatan Partisi döneminde depolitizasyona dönüşerek toplumu sindirmeye yönelik bir işlev üstlendiğini de söyledi. ABD’nin dünyanın jandarmalığına soyunduğu bu süreç Türkiye’yi AKP’nin tek başına iktidar olduğu 2000’li yıllara kadar taşımıştı. Deneyimli siyasetçi bunun sonucunda ortaya çıkan tabloyu şöyle özetledi:

”Yargı ve medya sindirildi, yeniden dizayn edildi. Ordu Balyoz ve Ergenekon davalarıyla, CHP 10 Aralık hareketiyle özünden koparıldı.”

 

Kemal Anadol sunumunun geri kalan bölümünü bütünüyle CHP’nin içinde bulunduğu duruma ayırarak şöyle dedi:

”Ülkenin ve muhalefet partisin kendine özgü anti-emperyalist, laik bir sol anlayışa ihtiyacı var. CHP’nin genel başkanı defalarca sol- sağ ayrımının geçmişte kaldığını ifade etti. Yani Kılıçdaroğlu bizzat sol kavramını reddediyor, sola inanmıyor. Solun dışlandığı bir CHP olabilir mi? Bir defa gençleri kazanmak zorundasınız. Partinin gençleri yanına çekecek bir ideolojisi yok. Genç dediğiniz kişi seçim ve kurultay zamanı masa taşıyan, afişleme yapan kişi değildir. Bunu günümüzde reklam şirketleri zaten kendileri yapıyorlar. Ayrıca bu delege sistemi parti içinde demokratik gelişmenin önünü tıkıyor. Kendi içinde demokrasiyi geliştiremeyen bir parti, ülkeye demokrasi getirme iddiasında bulunamaz. Kılıçdaroğlu’nun ilk genel başkan olduğu kurultayda en çok alkış alan sözü neydi biliyor musunuz: Ön seçim sözü. Ne yazık ki bu da unutuldu. Şimdi partide yönetim kadrosunun çıkarlarını koruyan oligarşik bir yapı var. Yani CHP kendi mecrasını terk etmiş durumda. Bizlere düşen görev tabanı harekete geçirecek büyük silkinişi yaratarak partiyi gerçek kimliğine yeniden kavuşturmaktır.”

Toplantının son bölümünde Kemal Anadol ile beraber CHP’de yıllarca siyaset yapmış ve şu anda da Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği kurucu başkanı olan Enis Tütüncü  ”Türkiye’de Sol’un geleceğini ben yine de CHP’ görüyorum.” diyerek şu görüşleri paylaştı:

 

”Peki bu nasıl olacak?

CHP’de “Yenileşmiş Altı Ok Hareketi” adıyla yeni bir siyasi atılım başlatılabilir. Tabii ki bu hareket içinde potansiyel genel Başkanlık ya da liderlik iddiası taşıyan genç siyasi kadrolarca sahiplenilmelidir.

Bu hareketin iki aşamada yaşama geçirilebileceğini düşünmekteyim.

Birinci Aşama, CHP’de ideolojik yenilenme aşamasıdır. Bu bağlamda Altı Ok’ta, 2020’li yıllar Türkiye’sinin, özellikle de Y ve Z kuşaklarının sorunlarına çözüm bulma odaklı bir yenilenmeden söz ediyorum. Bu amaçla, Altı Ok İlkeleri ile Atatürk’ün Modernleşme Devrimlerinin başlıca öğeleri, Sosyal Demokrasinin evrensel kuralları ve Anadolu Kültürünün hümanizm değerleri aynı potada bütünleştirilebilir. Bu bütünsellik, devrimciliğin süreklilik içinde değişim ve yenilik anlayışı uyarınca Altı OK temelinde yeniden yorumlanabilir. Bu yorum, “Yenileşmiş Altı Ok İlkeleri” olarak görünüşe sunulabilir.

İkinci aşamada, “Yenileşmiş Altı Ok”esasında, 3 büyük hedefi içeren yeni bir Parti Programı  hazırlanabilir. Saptanacak hedefler gerekli projelerle etme kemiğe büründürülebilir.Yani hedeflerin içi doldurulabilir. Böylece ideolojik yenileşme ile projeli siyaset anlayışının da (sözel siyasetten, projeli siyasete geçişin) kapısı aralanmış olur. Söz konusu Üç Hedef:

*Aş ve İş Odaklı Sosyal Devlet İnşaası hedefi

**Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ve Demokrasinin bir yaşam biçimine dönüştürülmesi hedefi

***Türkiye’nin dünyada saygın ve dostluğuna ihtiyaç duyulan bir konuma getirilmesi hedefi”

Ortak Akıl Politika Geliştirme Derneği toplantılar dizisini sürdürecek.

 

 

 

 

 

 

 

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları