Dünyanın en yakışıklı erkeklerinden birini sinemaya hediye eden Fransızlar şu sıralar yasta çünkü; henüz 6 ay önce sinemalarının bir başka sembolü olan Belmondo’yu yitiren Fransa halkı şimdi de, sadece en yakışıklı değil; ülkesinin en yetenekli efsane oyuncularından biri olan Alain Delon’u, artık o dayanılmaz karizması ve çok konuşulan filmlerinden ziyade ölümcül hastalığı ve ötenazi hakkı istemesi ile tartışıp yitirmeye hazırlanıyorlar.

Bu tartışmaların üzerinden çok geçmeden bir sosyal medya asparagası ile öldüğü haberi yayılan Alan Delon ise, ne mutlu ki hala ayakta ama; sağlıklı mı? Ne yazık ki hayır!

Çok değil, 20 gün önce manşetlere taşınan ”Alain Delon Ötenaziye Karar Verdi” haberi ile sarsılan sinemaseverler, sanatçının ”Yaşlanmak berbat! Hiçbir şey yapamıyoruz. Görünüşümüzü ve görme duyumuzu kaybediyoruz. Ayağa kalkamıyor, ağrı hissediyoruz. Büyük bir eziyet” sözleri ile üzüntüye boğuldu. Ve oğlu Antony’den kendisinin hayatını sonlandırmasını istediğini belirterek bir kez daha şoka soktu hayranlarını ünlü aktör.

Fransızları şoka sokan, sanatçının ötenazi hakkını istemesinden çok, bu hakkın ülkede hala tartışılan bir yasa olmasından da kaynaklanıyordu elbet.

Hatta Fransızların yaramaz çocuğu olarak bilinen ve sinemanın genç dalga yetenekli yönetmenlerinden biri olan François Ozon, geçtiğimiz Kasım ayında, son Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye için yarışan filmi “Her şey Yolunda / Tout S’est Bien Passé” ile bu soruna parmak basmıştı.

Oldukça varlıklı Fransız-Yahudi burjuvazisini temsil eden, sanatçı bir ailenin 85 yaşındaki reisi Andre Berhaim’in kızlarından ötenazi istemesini konu edinen filmle ve birçok ülkede de halen tabu sayılan bu kanunla ilgili Cannes Film Festivali’nin açılışında konuşan yönetmen “Umarım filmim kamuoyunun bilmediği bir gerçekliğe, ötenazi konusuna bakışını değiştirir” şeklinde bir açıklama da yapmıştı.

Filmde bu hakkı elde edemeyen Berhaim’in, kızları üzerinden bu konularda sıkıntı yaşamayan ve yasak getirmeyen İsviçre hükümeti ile anlaşmaları da yer almaktaydı.

O DÖNEMDEN BU YANA TARTIŞILIYOR

Mart 2015’de Fransız Parlamentosu’nda alınan bir kararla, Fransa’da tedavi edilemeyen hastaların ölüm anına kadar uyutulmasını öngören yasa taslağının onaylanıp kanunlaştığına dikkat çekmek gerekiyor. Yasa taslağına ismini veren milletvekili Jeon Leonetti’den dolayı “Leonetti Yasası” olarak bilinen uygulama, o dönemden bu yana tartışılıyor…

Film, bir insanı en yakını tarafından gerçekleştirilmesi vicdanen çok zor bir iş ve çok zor bir kararın arasında bırakıp seyirciyi de duygu seline dahil ederken; “İntiharın yardımı olur mu?” sorusunu sorarak ve Ötenazi hakkını isteyenin, geride suçlanacak kişi bırakmaması adına yapması gerekenleri de anlatıyordu.

Alain Delon’ a gelince, oğlunun bu isteği geri çevirdiğini belirten ünlü aktörün uzunca bir zamandır neden İsviçre’de yaşadığı ve de intihar girişiminin ardından İsviçre’den vatandaşlık alma sebebi de  açıklık kazanmış oldu gibi.

Hayvanseverliği ve aşırı milliyetçi Fransız Siyasetçi Le Penn’e yakınlığı ile tanınan aktör, Rocco and His Brothers (1960), Plein Soleil (1960), L’Eclisse (1962), The Leopard (1963), The Yellow Rolls-Royce (1965), Lost Command (1966) ve Le Samouraï (1967) gibi filmlerle elde ettiği büyük başarıları sayesinde inanılmaz bir hayran kitlesine de sahip oldu.

Hayatında unutulmaz aşkları da olan sanatçı, en fazla, genç yaşında intihar eden Alman asıllı aktris Romy Schneider ile anılmıştı..

Alain Delon şimdilik hayatta; film çekemiyor, konuşmakta ve yürümekte zorlanıyor, daha fazla yaşamak istemiyor. Herkes kendi tercihlerini yapmakta özgürdür; bu ölüm dahi olsa..

la vie est belle après tout…  Her şeye rağmen yaşamak güzeldir)