25 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

PROF DR AZİZ EKŞİ YAZDI- KORONA SALGINI VE MUCİZE GIDA ARAYIŞI!…

Ana Sayfa » GÜNCEL » PROF DR AZİZ EKŞİ YAZDI- KORONA SALGINI VE MUCİZE GIDA ARAYIŞI!…

Eklenme : 03.04.2020 - 17:46

PROF DR AZİZ EKŞİ YAZDI- KORONA SALGINI VE MUCİZE GIDA ARAYIŞI!…

 

 

 

Korona salgını ile birlikte korona karşıtı gıdalar da gündeme geliyor. Çoğu pazarlama amaçlı mucize gıda listeleri yayınlanıyor. Günlerdir kapalı savunma yapan vatandaşlar bunlardan etkileniyor. Sumak kuyruğunda yaşanan karmaşa da bu etkilenmeyi yansıtıyor.

Gerçi korona  virüsünün bu mutantını yeni tanıyoruz.Daha doğrusu yeterince tanımıyoruz. Ne ilacı ne de  aşısı var henüz. Dolayısı ile söz konusu gıdaların  antikorona etkisi(!) de bilimsel bir kanıta dayanmıyor.

Gerçekte gıda hakkındaki bu tip sağlık beyanlarının EFSA’dan onaylı olması ve Tarım Bakanlığı’ndan da izinli  olması gerekiyor. Fakat ne dinleyen var ne de  denetleyen…

Konu uzmanlarına göre, viral  hastalıklara karşı  en etkili silahlardan biri de  güçlü bir bağışıklık sistemidir. Sistem zayıfsa, hastalığa yakalanma olasılığı  artarken hastalığı atlatma olasılığı azalıyor.Sistem ne kadar güçlü ise hem hastalığa yakalanma şansı azalıyor hem de hastalığı atlatma ve yaşama devam şansı artıyor.Bu genel doğrular kuşkusuz korona hastalığı(COVİD-19) için de geçerlidir.

O zaman yapılacak iş bağışıklık sisteminin olabildiğince güçlü tutulmasıdır. Bu gücü belirleyen bir çok faktör vardır…Yeterli beslenme, hareketli yaşam,kaliteli uyku, stresi savuşturma gibi. Fakat en önemlisi yeterli ya da optimal beslenmedir.

Optimal beslenme tek bir gıdadan beklenen bir şey değildir. Bunun için günlük diyette karbonhidrat, protein ve yağ dengesinin kurulması dışında   40  dolayındaki  besin ögesi (13 vitamin, 10 amino asid,  14 mineral ve 2 yağ asidi) gereksiniminin  karşılanması gereklidir.Bunların günlük gereksinimi  miligram veya mikrogram düzeyindedir fakat tümünü birlikte içeren bir gıda yoktur. Bunun yolu, farklı gıdaların tüketilmesi, başka bir deyişle diyette gıda çeşitliliğinin sağlanmasıdır. Tek gıdaya dayalı beslenme;besin ögesi eksikiğine, özgül sağlık problemlerine ve bağışıklık sisteminin zayıflamasına yol açmaktadır. Optimal beslenme için  günlük diyetin; et(kırmızı, kanatlı, balık), süt, yumurta, baklagil,tahıl,meyve, sebze gibi farklı gıdalardan oluşması gerekiyor.Kısaca bağışıklık sistemini güçlü tutmanın birinci koşulu optimal beslenmedir.

Gııdaların bir de fonksiyonel bileşenleri var. Bunlara fitokimyasal veya biyoaktif madde de  deniliyor.Sayıları 25 000 dolayında olan bu bileşikler besin ögesi sayılmıyor fakat sağlığın korunmasına yardımcı oluyor. Bunların başında  da antioksidan etkili maddeler geliyor.Bunların etkisi  özellikle bağışıklık sisteminin korunmasına yönelik…

Vücutta zamanla(metabolizma, egzersiz, hava kirliliği, hastalık vb nedeni ile)  aktif radikal denilen zararlı bileşikler oluşuyor.Gerçi vücut, kendi oluşturduğu antioksidanlarla bunlara karşı mücadele ediyor. Fakat bazı durumlarda  yetersiz kalıyor ve vücutta oksidatif gerilim oluşuyor. Oksidatif gerilim bağışıklık sisteminin   zayıflamasına yol açıyor. Bu nedenle hemen kırılması gerekiyor. Gıdalarıın antioksidan bileşenleri aktif radikalleri bağlayarak bu gerilimi kırıyor  ve bağışıklık sisteminin güçlenmesini sağlıyor. Bu nedenle bağışıklık sistemini güçlü tutmanın ikinci koşulu antioksidanca zengin beslenmedir.

Gıdaların antioksidan gücü; ORAC ve TRAP gibi kriterlerle tanımlanıyor. 3100 gıdayı kapsayan bir çalışma,  bitkisel gıdaların bu açıdan  hayvansal gıdalardan daha  zengin  olduğunu gösteriyor. Hayvansal gıdaların ortalama  FRAP değeri(mmol/100 gram) 0.2 iken bitkisel gıdalarınki 11.6 dolayındadır.

Bu açıdan bitkisel gıda grupları arasında da önemli farklar vardır. Antioksidanca en zengin olanı baharat grubudur. Baharatların en başında ise karanfil yer almakta ve bunu sumak izlemektedir. Karşılaştırmayı bu kez ORAC değeri (mikromol/100 gram)   ile yaparsak; karanfilin antioksidan gücü 314 000 iken, bu değer  sumak için  310 000,  tarçın için 267 000,kekik için 200 000 ,zencefil için 29 000, kırmızı biber için 24 000,  sarımsak için 7000 dolayındadır.Bu veriler baharatın toz formu için geçerlidir.  Görülüyor ki baharat  yemeğe yalnız çeşni açısından değil antioksidan açısından da katkıda bulunmaktadır. Fakat karanfil,sumak vb ile yetinemeyiz.Çünkü  tüketim düzeyi kısıtlıdır.

Antioksidanca zengin diyetin esas kaynağı meyve ve sebzedir. Bu açıdan meyve, sebzenin oldukça önündedir.FRAP değeri ortalaması meyve ve meyve suyunda 1.25 iken sebze ve türevi gıdalarda 0.80’dir.Meyvelerin başında ise  vişne, nar, siyah üzüm, çilek ve portakal gelmektedir. Ancak meyvelerin  her mesim bulunması zordur.  Ayrıca enfeksiyon hastalığı döneminde  fazla miktarda sıvı tüketimi öneriliyor. Antioksidanca en zengin içecek grubu ise meyve suyu(%100) ve meyve nektarıdır.

Görüldüğü gibi, mucize gıda yoktur fakat  dolaylı da olsa gıdaların viral hastalıklardan korunmaya katkısı vardır. Öte yandan antiviral gıda listesi düzenlemek zor değildir. Fakat bu listelerin uygulanabilirliği tartışmalıdır. Bunun nedeni  gelir dağılımı dengesizliğidir.DİSK’e göre 4 kişilik bir aile için  yoksulluk limiti 7 200 TL, açlık sınırı ise   2 200 TL dolayındadır.  Tüketici Hakları Derneği’ne göre ise Türkiye’de 48 milyon insan ( yaklaşık %60)yoksulluk sınırının, 16 milyon insan(yaklaşık %20) açlık sınırının altında yaşamaktadır.  Demek ki böyle bir ülkede sağlıklı gıda listesinin   nüfusun %60’ı için bir anlamı yoktur. Çünkü satın alacağı gıdayı belirleyen ne kadar bildiği değil ne kadar  parası olduğudur.Onların bahtına yine karanfil çiğnemek düşüyor…Yaşadığımız ülkenin en  acı gerçeği budur…

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları