24 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

PROF. DR. BİNNUR YEŞİLYAPRAK YAZDI- DEPREM GERÇEĞİ VE İNSAN: PEKİ, YÜREĞİMİZDEKİ FAY KIRIKLARINI NASIL ONARACAĞIZ?

Ana Sayfa » GÜNCEL » PROF. DR. BİNNUR YEŞİLYAPRAK YAZDI- DEPREM GERÇEĞİ VE İNSAN: PEKİ, YÜREĞİMİZDEKİ FAY KIRIKLARINI NASIL ONARACAĞIZ?

Eklenme : 11.02.2023 - 20:07

PROF. DR. BİNNUR YEŞİLYAPRAK YAZDI- DEPREM GERÇEĞİ VE İNSAN: PEKİ, YÜREĞİMİZDEKİ FAY KIRIKLARINI NASIL ONARACAĞIZ?

 

Soğuk bir kış gecesi, sıcacık yataklarında uyuyorlardı.. Deprem yönetmeliğine uygun olduğu ‘iddia’
edilen evlerde yaşıyordu kimileri.. Evlerinin borçlarını ödemeye devam ediyorlardı belki de.. Kimi
uykudan uyanamadı.. Kimi panikle uyandı, kaçmaya çalıştı..

Yaşayanlar değil de ‘ölenler’ kurtuldu bir kez daha!..

Yaşayanlar, üzerlerinde tonlarca enkazın altında umutla beklerlerken bin kere ölürken sağ kalmaya
çalıştı.. Enkazın dışında, yakınlarından ‘ses’ almaya çalışanlar/ ses alanlar, yardımlar geciktiği için
binlerce kez öldü.. Bekleyenlerin umutları tükenince; sırtında enkazdan ‘kurtaramadığı’ yakınlarının
tonlarca ağırlığı ile yaşamaya nasıl devam edeceğini bilemez bir halde kalakaldı!.

Çaresizlik… Ölenlere değil yaşayanlara yüklenen bir acı!. Taşıması en zor, en ağır acı belki de..

“Geri kalmış” bir ülkede yaşayanlar olarak ( daha az incitici olsun diye ‘gelişmekte olan ülke’ diye ifade
edilen) daha kaç kez bu acıları yaşayacağız?

Yaşanan, yaşanacağı bilinen, görülen ve görmezden gelinen gerçekler

 

Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerin ardından 10 il büyük yıkıma
uğradı. AFAD depremin merkezini Doğu Anadolu Fay hattı üzerinde, Gaziantep’in 26 kilometre
doğusundaki, Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesi olarak açıkladı. Ancak etki alanı bundan çok daha
geniş oldu; deprem Kıbrıs, Lübnan, Irak, İran ve Suriye’de de hissedildi. Türkiye’nin kuzeyinde ve
batısında da yer yer hissedildi.

Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler; sismologlara göre, Anadolu ve Arap yarımadasına
uzanan 100 kilometreden uzun bir çatlağa yol açtığı için bölge tarihinin en geniş etki yaratan
depremlerinden biri oldu.

Dünya’nın kabuğu “levha” adı verilen iç içe geçmiş ama aslında birbirinden ayrı parçalardan oluşur.
Bu levhalar sıklıkla hareket etmeye çalışır ancak birbirine değen diğer parçaların baskısı sonucu bunu
başaramaz. Ancak bazen bu levhalardan birinin üzerindeki baskı birikir ve daha sonra bu basınç enerji
olarak yüzeye çıkar. Bu enerji yüzeyi hareket ettirir; yani deprem yaratır.

Son olayda Arap levhası kuzeye doğru hareket ederek Anadolu levhasına baskı yaptı. Bu levhalar
arasındaki itme gücü ve baskı, geçmişte de çok ciddi sarsıntılara yol açmıştı.

Deprem…. Dünyada ve ülkemizdeki pek çok bilim insanı ve araştırmacının üzerinde çalıştığı bir konu.
Sismoloji, jeoloji, jeofizik, jeomorfoloji, ekoloji vd alanlarda çalışan bilim insanlarının bildiği,
öngördüğü, açıkladığı gerçekler..

Ülkemizin fay hatları üzerinde olduğunu biliyorduk.. Bu faylara ilişkin öngörüler, yaklaşık kırılma
zamanlarına ilişkin bilimsel tahminler olduğunu biliyorduk..

Bu bilgiler benim uzmanlık alanımla ilgili değil elbette.. Alan uzmanlarının söylediklerine inanırım.
Çünkü bilim bize gerçeği gösterir!

Benim alanım depremle ilgili değil, ben sadece ‘insan’ ile ilgiliyim.. İnsan davranışını anlamaya çalışan
bir bilim alanında 40+ yılını geçirmiş bir akademisyen olarak, bireysel ve toplumsal psikolojik yapımızı
anlamaya, görmezden geldiğimiz gerçeklerin sonucundaki tepkilerimizi anlamlandırmaya çalışıyorum
çaresizce!. Benim elimden gelen bu.. ne kadar açıklayabilirsem kendime.. Çünkü anlamakta, empati
kurmakta güçlük çektiğim ya da anladığım ama kabul edemediğim insan davranışları karşısında bir kez
daha ‘yetersizliğimi’ fark ediyorum.

Öyle ki; 6 Şubat 2023, sabaha karşı, saat 04.17’de, bir kış gecesi gelen deprem “bir gece ansızın
gelebilirim” demişti elbette!

Bunu biliyorduk.. Tehlikeyi görüyorduk.. Görmezden gelmeyi tercih ettik.. Öngörüleri biliyorduk..
bilmezden gelmeyi seçtik..

Günlük çıkar hesapları ile ‘Doğanın kuralları’na meydan okuduk: Fay hatları üzerine, dere yataklarına,
gevşek zeminlere şehirler kurduk..

Rant ve iktidar hırsı ile ‘Bilimin kuralları’na meydan okuduk: Zemin etüdü yapmadan gökdelenler
kurduk.. Depreme uygun yerleşim planlarını çöpe attık.. Bilimsel verileri hasır altı ettik..
Yönetmeliklere uygun yapılandırma yapmadık,

‘Her şeyi ben biliyorum’ sendromu ile ‘Dinin kuralları’na meydan okuduk.. “Çalmayacaksın-yalan
söylemeyeceksin-kul hakkı yemeyeceksin” diyen bir dinin mensubu olarak, dini çıkarımız için
kullandık/dinin sömürülmesine göz yumduk.. imar affı çıkardık.. yanlış yapanı bağışladık.. hata
yapanla helalleştik. .eğrileri doğru kabul ettik.. uzlaştık.

 

İnsan, sadece insan..

İnsanoğlu olarak ne kadar güçlü olduğumuzu kanıtlamak için ‘Meydan okuma’ nın hırsına kapılıp
kendimizi yok ettiğimizi görmezden geldik.. Günü kurtarmanın geleceğimizi kurtarmayacağını
anlamadık (mı?).

Doğaya, bilime karşı çıkarak, dinin insanı iyiye /doğruya yöneltmeye çalışan kurallarını hiçe sayarak
bu dünyada var olamayacağımızı göremedik (mi?).

Sonuçta, yaptığımız bütün bu ‘akıldışı’ davranışlarla, var olmanın mümkün olmadığını anlamak için
kaç afet daha yaşayacağız?

Meydan okumayı sürdürerek hızla yok olduğumuzu anlamadıkça bu ağır yükle yaşamaya mahkum
ediyoruz kendimizi.. Yüreğimizde ölenlerin acısı.. Üzerimizde, kalanların çaresizliği..

Geçmiş olmayacak.. Zihnimizdeki fay hatlarını bilimsel ilkelere göre düzeltmedikçe yüreğimizin fay
hatları kırılmaya devam edecek..

Yüreğimizdeki fay kırıklarını ‘yardım’ bantları ile kapatabilir miyiz?.. Gönderdiğimiz koliler, yatırdığımız
paralar, yaptığımız destek duyuruları ile çaresiz çırpınışlar..

Belki şimdilik.. Yaptığımız bireysel yardımlar ile vicdanımızı rahatlatmaya, hissettiğimiz olumsuz
duyguları hafifletmeye çalışıyoruz.

Nasıl ki yara bantları kısa bir süre için/geçici olarak işe yararsa, yaptığımız yardımlar da aynen öyle..
Kısa bir süre için deprem bölgesindeki insanların işine yarayacak .. Bizi geçici olarak ‘iyi’ hissettirecek..
Ama hiçbir zaman görmezden geldiğimiz gerçekleri değiştirmeyecek!

Aklımızı başımıza toplayıp bilimsel ilkelere göre çözüm için hepimiz sorumluluk alıp harekete
geçmedikçe sonuç değişmeyecek.. İnsanoğlunun kendini kandırma döngüsü umutsuzca devam
edecek..

Çünkü biliyorum ki değişim için sorumluluk almaktansa, mucizelere inanmayı sürdürmeye devam
edeceğiz.. Değişim için çaba harcamadıkça, kendimizi ve sorumluları zorlamadıkça bir şeylerin
kendiliğinden değişmesini umut etmeyi tercih edeceğiz

Ben kendim ile helalleşemiyorum doğrusu.. Masum değiliz hiçbirimiz.. Önce kendimizi sorgulamalı,
kendimizle hesaplaşmalıyız!

Dilerim ki yüreğimizdeki fay kırıkları bizi sarsmaya devam etsin.. Öyle sarsılalım ki değişmekten başka
çare olmadığını anlayalım ve aklımızı kullanma cesaretini bulalım.

 

Saygı ve sorumlulukla,

B.Y.
Ankara, Bahçelievler, 09 Şubat 2023

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları