19 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI YAZDI- ŞEKERİN TADI NASIL VE NİÇİN  KAÇTI ?

Ana Sayfa » EKONOMİ » PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI YAZDI- ŞEKERİN TADI NASIL VE NİÇİN  KAÇTI ?

Eklenme : 22.11.2021 - 10:07

PROF. DR. MUSTAFA KAYMAKÇI YAZDI- ŞEKERİN TADI NASIL VE NİÇİN  KAÇTI ?

 

Önce bir tespit yapalım. Günümüzde şeker fiyatlarında bugün yaşanan krizinin pancar üretiminin yetersizliğinden kaynaklanmadığı bildiriliyor. Gazetelere yansıyan haberlere göre ortaya çıkan sorunda, taraflar birbirlerini suçluyorlar. Kamu sektörü ise, özel sektör fabrikalarının zam yapmaları nedeniyle şekerde sorun yaşandığını iddia ediyor.

Bana kalırsa taraflar bu konudaki değerlendirmelerde  sorunun temeline inmiyorlar. Sorunun temelinde;  emperyalizme bağlantılı olarak şeker üretimin özelleştirilmesi var.

Özelleştirme ve Kota

Türkiye 2000’li yıllara değin şekerini şeker pancarından üretiyordu. Bu yıllardan itibaren,”şeker pancarından şeker üretimi pahalı, şeker fabrikaları zarar ediyor” denildi. Buna paralel olarak ABD’den ithal edilen Kemal Derviş aracılığıyla çıkarılan 15 yasanın birincisi  olan  “Şeker Yasası”  ile özelleştirmeler başlayacak ve şekere kota getirilecekti.

Özelleştirme çalışmalarında Kemal Derviş’i de iyi tanımak gerekiyor. Derviş, Ecevit Hükümeti tarafından 2001 yılında, Türkiye ekonomisini kurtarmak (!) amacıyla devlet bakanı yapıldı. 15 günde 15 yasayla  pancara ve tütüne kota konuldu, şeker ve tütün fabrikalarının satılması kolaylaştırıldı, ithalattaki sınırlama yabancı tekeller lehine kaldırıldı ve de kamu ihalelerine yabancıların girmesi sağlandı.

Ancak yıllar sonra 2014 yılında yapmış olduğu bir söyleşide Kemal Derviş şunları söyledi:

Bizi Özelleştirmeye Zorladılar. Daha sonra ABD’ye geldim ve Başkan Bush’un Hazine Bakanı beni çok soğuk karşıladı…Kendisi ‘krediye hiç gerek yok, eğer bilmiyorsanız özelleştirme konusunda size yardımcı olayım. Ama özelleştirirken satacaksınız, piyasa ne verirse o fiyata satacaksınız. Biz bu kadar ucuza satmayız diye bir tutum içine girerseniz o zaman hiçbir şeyi başaramazsınız.’ demişti.” (Bakını: www.egitimajansi.com/haber/kemal-dervisten-itiraflar)

Bu itiraf gibi açıklamada Derviş’in kendi yaptıklarını örtmeye çalıştığı apaçık ortada değil mi?

Bu tespiti yıllar sonra eski bakanlardan, üstelik sağ eğilimli  Güneş Taner de doğrulayacaktır. Taner, Kemal Derviş hakkında şunları söylüyordu:

Özel bir görevi vardı. Yerli sermayeyi biçerek yabancılara kapıları sonuna kadar açtı. Bankalar ve sigorta şirketleri el değiştirdi.” (Bakınız: www.ensonhaber.com/kemal-dervis ve catherina-40 milyar-dolari-ne yapti)

 

Kota ile neler oldu?

Kemal Derviş Yasaları ile pancar yanında mısır gibi diğer bitkilerden elde edilen şeker benzeri maddelerin, kısaca Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) üretimine olanak sağlandı. Bunların toplam şeker üretimindeki payına “Kota” diyoruz.

Kota ,başlangıçta %10 idi. Beklentiler, yüksek olan bu oranın sağlığa zarar verdiği için AB’de olduğu üzere  azaltılması yönünde iken, hükümetin, 8 Nisan 2013 tarihinde  TBMM’ne  sunduğu  yasa tasarısı ile NBŞ kotası yüzde 10’dan yüzde 15’e çıkarıldı. Oysa AB ülkelerinde kota oranının  % 0-4 oranında değiştiği biliniyordu.

 

Şekerin emperyalizme bağlantısı ne?

Yazının başında konunun ekonomi yönünün, emperyalizme bağlantılı olduğunu söylemiştim. Peki bu bağlantılar ne? Birincisi, özelikle ABD’nin elinde bulunan mısır stoklarının eritilmesi ile ilgili. İkincisi AB’nin Ortadoğu pazarları ile olan hesabı.

Türkiye’de şeker pancarından elde edilen şeker üretimi azalınca bu pazarlar başta AB ülkelerine kalacaktı ve öyle oldu. Örneğin Fransa. Yıllık şeker tüketimi 2 milyon ton olan Fransa, çıkarına uygun olduğu için 4,5 milyon ton/yıl şeker üretmeyi sürdürmektedir. Hedef, Ortadoğu pazarları idi.

Üçüncüsü ise daha korkunç idi. NBŞ tüketimin arttırılması  ile ortaya çıkan hastalıklar.

Bunu biraz açalım.

 

Nişasta Bazlı Şeker  tüketimi sağlığımıza zarar veriyor.

Türkiye’de NBŞ mısırdan üretiliyor. Mısır Şurubu, vücutta früktoza dönüşüyor. Fruktoz, insülün direncini olumsuz olarak tetikliyor. Şeker hastalığı ve şişmanlık başta  olmak üzere kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine kadar birçok kronik hastalıkları yol açıyor.

Türkiye’de NBŞ üretimi beş firmanın denetiminde. (*) Mısır şurubunun fiyatı, şeker pancarı şekerine göre ton başına 250-300 dolar daha ucuz ve sıvı olarak pazarlanabilmekte. Bu nedenlerle, şekerlemeler, unlu mamuller, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler gibi gıda sanayinde şeker yaygın olarak kullanılıyor.

NBŞ’lerin tüketimi, AB’nde ve dünyada düşerken Türkiye’de yükseliyor. Türkiye’de kişi başına NBŞ tüketimi 6 kg. iken, AB’de bu miktar 1 kg. civarında.

Kısacası, şekerde geçmişi bilmeden, emperyalizmin bu alandaki payını görmeden sızlananların ve hala özelleştirmeyi savunarak toplumu yanlış yönlendirenlerin gerçek yüzünü sergilemeye devam edeceğiz.

 

(*)Bu şirketler, Cargill(ABD),Amylum(Britanya ve ABD Ortaklığı),PNS(Cargill ve Ülker Ortaklığı),Tat Nişasta ve Sunar Mısır Entegre’den oluşuyordu. Sırası gelmişken, emperyalizmin yeni farkına varanlara bir anımsatma yapalım.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları