26 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

A. SAFFET ATİK YAZDI- 6 ŞUBAT DEPREMİ SONRASI YAPILMASI GEREKENLER VE YUSUFELİ BARAJI İSKAN DENEYİMİ

Ana Sayfa » GÜNCEL » A. SAFFET ATİK YAZDI- 6 ŞUBAT DEPREMİ SONRASI YAPILMASI GEREKENLER VE YUSUFELİ BARAJI İSKAN DENEYİMİ

Eklenme : 08.03.2023 - 11:42

A. SAFFET ATİK YAZDI- 6 ŞUBAT DEPREMİ SONRASI YAPILMASI GEREKENLER VE YUSUFELİ BARAJI İSKAN DENEYİMİ

 

 

Son günlerde yaşanılan büyük deprem felaketi nedeniyle ülkenin, hepimizin gündemi tamamen bu konuyla ilgili haber ve gelişmelerden oluşuyor. Buna bağlı olarak programladıklarımızı iptal ediyoruz veya erteliyoruz. Ben 6 Şubattan önce Yusufeli Barajı ve Yeni Yusufeli İlçe Merkeziyle ilgili değerlendirmeler yapmak istiyordum. Ancak, bu acı ve ağır gündem nedeniyle yazımı yaklaşık 3 hafta ertenmiş olarak yazabiliyorum. Bununla birlikte, bu ertelemenin yararları da oldu. Yusufeli deneyiminin 6 Şubat Depremine bağlı olası gelişmeler için yorumlanabilmesi imkanı doğdu.

Türkiye’yi dikdörtgen gibi düşünürsek, son yıllarda bu geometrinin iki köşesinde Çoruh üzerinde Yusufeli Barajı ve Dicle üzerinde Ilısu Barajlarının su tutmalarına bağlı gelişmeler yaşandı. Ilısu Barajı daha erken devreye girdi ve tarihi Hasankeyf yerleşmesi sular altında kaldı. Yusufeli İlçe Merkezinin sular altında kalışını da yaklaşık 2 aydır gün ve gün Tv lerden canlı yayınlarla izliyoruz.

Bu bağlamda söz konusu kesimlerde hidroelektrik üretiminin ve barajların klasik sorunları yaşanıyor. Önemli ovalar, tepeler, ormanlar, tarım alanları, yerleşmeler ve orada yaşayanların anıları sulara gömülüyor.

Yusufeli’nde halen pek çok kişi bu su altında kalma sürecini gözyaşlarıyla izliyor.  Kadim yerleşmelerin yok olması gerçekten zor. Ve toplumsal pahası yüksek Hasankeyf’te paleolitikten bu yana yerleşilmiş pek çok mağara yok oldu. Artuklulardan kalma çok değerli mimarı eser, köprüler kaybedildi. Yusufeli ise tarihinde 7. kez yer değiştiriyor. Çok zor koşullarda mücadele ederek yerleşmenin bedelini bir kez daha ödüyor Yusufeli halkı. Bu süreçlerde yaşananların Türk Aydınları tarafından bilinmesi gerekiyor, çok taze olması nedeniyle bu yazımda Yusufeli’nde yaşananları gündeme getirdim.

Çoruh Projesi DSİ nin en büyük ve yeni projelerinden bir tanesi. Coğrafi özellikler, kayaç yapısı, akarsuların kısa olmasına karşın yüksek debili olması ve suyun yüksekten düşmesi hidroelektrik kullanımını ideal hale getiriyor.

Ancak, bu zor coğrafya da yaşayanlar da var. Çoruh havzası ağırlık Artvin’de olmak üzere Bayburt ve kısmen de Erzurum İllerini kapsıyor. Bayburt, İspir, Yusufeli, Borçka ve Muratlı Çoruh üzerinde bulunan il ve ilçe merkezleri.  DSİ’nin geliştirdiği projede 16 Baraj bulunuyor. Bunlardan 9 adedi işletmeye alınmış veya alınmak üzere, 2 adedi inşaat ve ön inşaat halinde ve kalanları da planlanmış durumda. Kısaca önemli aşamalar kaydedilmiş durumda.

Bu hidrolojik program gerçekleşirken en büyük sorun Yusufeli’nde yaşanıyor. Bu en büyük, alt barajlar için su düzenleyici özelliğe sahip ve Türkiye’nin en yüksek Barajı; çok zor coğrafi koşullara sahip bir kesimde yapılıyor. Su altında kalacak nüfus da en fazla bu kesimde, her şeyden önce bir ilçe merkezi sulara gömülüyor.

Yusufeli ilçesinin 2022 yılı nüfusu tahmini yaklaşık 19 bin kişi (18.854) Önemli bir kısmı ilçe merkezinde yaşıyor. Tahmini 8 bin kişi Yusufeli İlçe merkezinde yerleşmiş durumda, kırsal kesimde yaşayanların oranı Türkiye ortalamasının üzerinde.

Yusufeli ilçesi beklendiği gibi az da olsa nüfus kaybediyor. İlçe merkezinin kendi kırsalından görece nüfus aldığı söylenebilmektedir. Yusufeli Barajının yapılacağı ve ilçe merkezinin taşınacağı yaklaşık 30 yıldır yerel gündemi oluşturuyor. Bunun ilçe halkında yarattığı psikolojik baskıyı, ekonomik, toplumsal ve demografik durgunluğu tahmin etmek zor olmasa gerek. Yusufeli halkı yörede sakinliği, sahip olduğu yüksek eğitim oranı ve kültürel donanımlarıyla da tanınmaktadır. Baraj nedeniyle ilçe merkezinin naklini de olgunlukla kabul etmişlerdir. Yıllar içinde pek çok Yusufelili memleketlerini terk ederek İstanbul, İzmir ve Bursa, kısmen de Samsun, Trabzon ve Erzurum’a göç etmişlerdir.

Bu satırların yazarı Yusufeli ve Hasankeyf Yeni İlçe Merkezleri Planlarının yapımcısıdır. Bu yazıyı da; yaklaşık 15 yıldır yeni yerleşmeler planlaması, iskan, kamulaştırma ve yeniden kazanım konularındaki edinimlerini aktarmak için yazmaktadır. Bu deneyimin yaşanan büyük deprem nedeniyle, zorunlu olarak gündeme gelecek olan yeni yerleşmeler ve iskan süreçlerinde değerlendirilebileceğini düşünmektedir.

Yusufeli yeni ilçe merkezi planlamasında ilk önemli ve yönlendirici karar alma süreci, hak sahiplerinin nasıl bir yerleşim alternatifini tercih edecekleri noktasında yaşanmıştır. Örneğin, Yusufeli halkına; devlet eliyle konut yapılması ve hak sahiplerinin yerleştirilmesi veya hak sahiplerine bedel ödenerek kaybın tazmin edilmesi, ya da yeni konutların olanaklı ise kırsal kesimde yapılması seçeneklerinden hangisini tercih ettikleri sorulmuştur.

Tercihlerin alınması politik süreçlere de açık biçimde uzun bir zaman diliminde gerçekleştirilmiştir. Sonuçta; dönemin başbakanı ile aslen Yusufelili olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir akşamüstü, alaca karanlıkta arazi seçimini helikopterden yaparak, Yansıtıcılar Mevkiini yeni yerleşme alanı olarak belirlemişlerdir. Bu alan, daha sonra yasal gerekler uyarınca TBMM den geçen bir kanunla da Yeni Yusufeli İlçe Merkezi olarak kabul edilmiş ve yer seçimi yasallaşmıştır.

Seçilen alanın tek olumlu özelliği eski yerleşmeye yakın olması ve kuş bakışı görmesidir. Ancak alan, topoğrafı olarak yerleşime uygun değildir. Ortalama eğim % 50’nin üzerindedir ve yer yer % 70 lere varmaktadır. Konut ve altyapı,  çok yüksek maliyetlerle yapılabilmektedir. Öyle ki, alanı inşaata hazır hale getirmek için yapılan harcamalar, bazı yerlerde konut ve sosyal donatı yatırımlarını geçmiştir. Pek çok yükselti ve yamaç, vadi duvarı ve tepe patlayıcılarla yok edilmiş, kayaçlardan oluşan topoğrafya tamamen değiştirilmiştir.

Yusufeli tarım toprağı çok kıt olan ilçedir. Çoruh ve Barhal ırmaklarının vadilerindeki çok kısıtlı kesimde tarım ve kısmen hayvancılık yapılabilmektedir. Tarla tarımı yoktur, vadilerde ve kısmen taraçalarda sırtta taşınan toprakla elde edilen ufak bağ bahçelerde, sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Ev ekonomisi amaçlı aile tarımı yapılmaktadır. Ancak, bu alanların da 9 bin 430 dekarlık kısmı sulara gömülecektir.

 

Yeniden Yerleşim İskan Kapsamında Yusufeli’nde Neler Oldu?

Yusufeli İlçe merkezinin 2022 yılı nüfusunun yaklaşık 8 bin kişi olduğu tahmin ediliyor. Buna karşılık Yeni İlçe merkezinde 2 700 konut yapılıyor. Ortalama aile büyüklüğü 3.23  kişi varsayılırsa, yeni ilçe merkezinin 8.721 kişiye hizmet edeceği söylenebilir. Bu durumda, kentsel iskanda sayısal bir sorun olmadığı, kırsal kesimde yaşayan bazı hanelerin de iskan için ilçe merkezini tercih etmiş olabileceği söylenebilir. Köylerde de 500 yeni konutun inşa edildiğini de ayrıca belirtmek gerekmektedir. Böylece konut sayısı 3.200’e ve nüfus taşıma kapasitesi de yaklaşık 10.336 kişiye ulaşmaktadır. Bu durumda; Yusufeli’nde nüfusun yaklaşık % 55’i yerinden olmakta ve iskan edilmektedir. Bu oran da çok büyüktür ve işin büyüklüğünü göstermektedir.

Konut değil ama işyerlerinin hem sayısında, hem bitirilme ve teslimat sürecinde sorunlar yaşandığı medya ve sosyal medyadan anlaşılmaktadır. Özellikle K. Sanayi işyerlerinin yapımına çok geç başlandığı, geç teslim edileceği hak sahiplerince ifade edilmektedir.

Ayrıca dikkat çeken özellik, İlçe merkezinde son yıllarda 7-8 katlı apartmanların yaygınlaşmasıdır.  2-3 yıl içinde su altında kalacağı bilinen bir yerde,  çok katlı binalar neden yapılır? Hangi amaçla bu kadar çok yeni konut birimi inşa edilmiştir. Bunun arkasındaki politik, ekonomik ve psikolojik gerekçeler araştırılmalı, varsa bundan çıkar sağlayanlar bilinmeli ve dersler çıkarılmalıdır.

İkinci önemli husus en fazla en fazla 20 bin kişiye ulaşması beklenen bir ilçe için yapılan devasa altyapı yatırımlarıdır.  İlçenin topoğrafik yapısı nedeniyle ana ulaşım akslarında çok sayıda tünel ve viyadük yer almaktadır. Çoruh projesi kapsamında Baraj çevresinde açılan yollardaki tünellerin uzunluğu 56 km’yi bulmaktadır. Köprü ve viyadük adedi ise 19’dur.  Sayılar çok ağır bir yatırımı işaret etmektedir.  Yusufeli, kişi başına düşen yol yatırımı açısından muhtemelen Türkiye’nin en yüksek değere sahip ilçesidir.

 

Yusufeli İskan Deneyiminin Düşündürdükleri

 Yusufeli Barajı, bir dizi barajdan oluşan havza bazında bir hidroelektrik üretim projesinin en büyük ve iddialara göre vazgeçilemez halkasıdır. O nedenle yapılması zorunludur ancak boyutları tartışmaya açılabilir.  Çok zor bir coğrafyada bu denli arazi işi yoğun bir program yerine alternatifler aranabilir miydi?

Bu sorunun yanıtı kanımca evettir. Çünkü Yeni Yusufeli’nin yeri tartışmalıdır.  Daha önce şehir plancıları tarafından geliştirilen alternatifler içinde yüksek tercih skoru almamasına rağmen, yeni Yusufeli’nin kurulduğu alan politik endişelerle seçilmiştir. Bu çok pahalı bir çözüm olmuştur. “Ama halk burayı istiyor..” gibi popülist motifler yer seçimde ön plana çıkmıştır. Ancak, Yusufeli sakinlerinin büyük çoğunluğu seçim aşamasında bu alanı görmemiştir bile.

Burasının ilk tesis yatırımları kadar işletme maliyetleri de yüksek olacaktır. Bu pahayı bizzat Yusufeli sakinleri uzun yıllar ödeyecektir.

 

Yusufeli Deneyiminden 6 Şubat Büyük Depremi İçin Çıkarılacak Dersler

Yusufeli Yeni İlçe Merkezinde karşılaşılan sorunlar, halen acısını yaşadığımız 6 Şubat Depremi için de ders çıkarılacak özellikler taşımaktadır. Sadece bir ilçe merkezinin yeniden kurulması için uzmanlar yıllarca emek vermişlerdir. Yıllarca, mühendisliğin her dalında, projelendirme, tasarım ve planlamanın her ölçeğinde çalışmalar yapılmıştır. Ancak Yusufeli’ndeki bu çabalar deprem bölgesinde yapılması gerekenler ile karşılaştırılamayacak kadar küçük kalmaktadır.  Depremden sonra, toplam nüfuslu on milyonlarla ifade edilen on bir ilde yeni yerleşme ihtiyacı ortaya çıkmıştır.  Nüfus ve alansal büyüklüğü gözetildiğinde bu çabaların yeni bir ülke planlaması kadar karmaşık ve zor olacağı söylenebilir.

Yusufeli yeni yerleşme deneyimi göstermiştir ki, deprem sonrası iskan, planlama ve inşa çalışmalarında popülizme kesinlikle yer verilmemelidir. Çalışmalar son derece sakin,  bilinçli, nesnel ve bilimsel olarak yapılmak durumundadır.  Tüm öneriler takım çalışmasıyla ve olabildiğince katılımcı yöntemlerle geliştirilmelidir.

Ancak, özellikle yeni yerleşme alanları bağlamında;  basına yansıyan aceleci tavırlar, hızlı karar almalar ve demeçler endişe vericidir. Deprem Bölgesinde teknik koşul ve lazımelere uygun olmayan çalışmaların hızlıca ve hazırlıksız başlatılması sadece zaman kaybı olacak, zaten duyarlı olan yöre halkını daha da incitecektir.  Depremin yarattığı tahribat ancak, kurumsal ve organizasyonel hazırlık ve oluşumla tam ve eksiksiz olarak yapılarak giderilebilir.  Kanımca, bu ön koşullar en az teknik hazırlıklar kadar önemlidir.

 

Bundan Sonra Neler Yapılmalı?

Çekilen bunca sıkıntıdan sonra, Yusufeli halkı artık rahat etmelidir. Temel strateji Yusufeli yerleşmesinin varlığını sürdürmesi olmalıdır. Bu zor koşullarda; tarım alanı olmayan, parkların bile taşıma toprakla yeşillendirildiği bu yeni yerleşmede park ve yeşil alanların bakımı bile güç olacaktır. Yerleşmenin sürdürülebilirliği yaşamsal öneme sahiptir.

Yaklaşık 8 bin kişilik kentsel nüfusun ana istihdam kaynağı hangi sektörler olacaktır? Vadi boylarındaki ufak bağlık bahçelik alanlar da kaybolmuş, tarım daha da zayıflamıştır. Bu nedenle temel ekonomiler hizmetler sektöründen mi oluşacaktır. Sadece resmi kurumlar, eğitim ve sağlık alt sektörlerinde çalışanlar 20 bin kişilik bir ilçeyi ekonomik olarak ayakta tutabilecek midir?

Yusufeli önümüzdeki yıllarda yaz aylarında uğranılan ve hasret giderilen bir ata toprağı olarak mı değerlendirilecektir?

Yerleşmenin önünde alt kotlarda da olsa bir Baraj Gölü yer almaktadır. Bu yeni coğrafyadan yararlanılarak Yusufeli küçük ölçekli bir dinlence yeri olarak değerlendirilebilir mi?

Her şeyden önce Yusufeli’nde nüfus stabilizasyonunun sağlanması, yeni altyapıdan ve sosyal donatılardan en üst düzeyde yararlanmak gerekmektedir.

Yusufeli merkezin nüfus kaybı yaşaması durumunda ise ortaya hiç iç açıcı olmayan bir görüntü çıkacaktır. Pek çok ve birbirine benzer kullanılmayan yapılar nedeniyle terk edilmiş kent imajı bile oluşacaktır. Ayrıca, yapılan milyarlarca TL tutarındaki yatırım sorgulanabilecektir.

Yukarıdaki sorulara akıllı ve gerçekçi yanıtlar bulunmalı ve gereken ne ise yapılmalıdır. Diğer yandan da yapılan yatırımlardan en üst düzeyde yararlanılması olanakları araştırılmalıdır. Bu bağlamda aşağıdaki sorulara da yanıt aranmalıdır.

 

  • Yeni sektörlerin özendirilmesi, turizm ve balıkçılık gibi yeni iş dallarının istihdam sağlanması gündemde olmalıdır. Yeni yerleşmenin baraj gölüne kıyısı olması ve su yüzeyinin yaratacağı güzellik ve çekicilikten yararlanılmalıdır.
  • Deprem bölgesinde de temel sektörlerin desteklenmesi gündemde olmalıdır. Özellikle, tekstil, gıda sanayi, demir çelik, metal ve makine alt sektörlerine yeni teknolojiler kazandırılmalıdır.
  • Bir diğer yaşamsal öneme sahip konu; yeni yapılan bölgesel altyapıdan en üst düzeyde yararlanılmasıdır. Yusufeli sadece Artvin’in değil, Bayburt ve Erzurum’un bazı kesimlerinin ihtiyaç duyduğu işlevleri yerine getirebilir. İlçe merkezi bu iki komşu ile düzgün yollarla bağlanmaktadır. Bu üstünlükten kesinlikle faydalanmalıdır. Benzer biçimde; Deprem Bölgesinde de yeni yapılacak alt ve üst yapıdan en üst düzeyde faydalanılmalıdır. Bu amaçla gerekirse, bölgesel planlar yapılmalı ya da var olanlar gözden geçirilmelidir.
  • Yeni konut stoku ve yeni kamusal donatılar bir diğer değerlendirilmesi gereken üstünlüktür. Bu stok eğitim ve sağlık gibi bazı hizmet sektörlerinin gelişmesine, yeni okulların, yeni sağlık kuruluşlarının yeni sosyal donatıların açılmasını tetikleyebilir. Bu husus da özenle gözetilmelidir. Deprem Bölgesi planlaması, öncelikle kayıpların yeniden kazanımı olarak ele alınmalı ancak orta ve uzun erimde;  bölgesel gelişmeyi tetikleyecek olanaklar olarak da değerlendirilmelidir. Bu planlamanın gerçekçi ancak esnek ve uyumsal olmasıyla sağlanabilecektir.  Deprem Bölgesi, Doğu Marmara ve Ege Bölgesi gibi,  bir gelişme odağı olarak da kurgulanmalıdır.
  • Yukarıdaki özellikler; bölgesel ölçekte ve çok sayıda yerleşmeyi kapsayan düşünsel bir program yapmayı zorunlu kılmaktadır.

Kısaca, Yeni Yusufeli için ön görülen hususlar, 6 Şubat Depreminin yaşandığı alan için de geçerlidir.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları