29 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

E. BÜYÜKELÇİ SELÇUK İNCESU YAZDI- GABON’DA SÖMÜRGECİLİĞİN İZLERİ: VARSIL YAŞAMLAR, YOKSUL İNSANLAR

Ana Sayfa » GÜNCEL » E. BÜYÜKELÇİ SELÇUK İNCESU YAZDI- GABON’DA SÖMÜRGECİLİĞİN İZLERİ: VARSIL YAŞAMLAR, YOKSUL İNSANLAR

Eklenme : 10.02.2024 - 11:21

E. BÜYÜKELÇİ SELÇUK İNCESU YAZDI- GABON’DA SÖMÜRGECİLİĞİN İZLERİ: VARSIL YAŞAMLAR, YOKSUL İNSANLAR

 

Gabon Orta Afrika; da yaklaşık iki buçuk milyon nüfuslu orta büyüklükte bir ülke. Ekvator çizgisi bu
ülkeden geçiyor. Atlas okyanusu boyunca uzun bir sahili var.

Ülkede görev yapan yakınımın yanına gideli dört hafta oldu. Bir ay sonra da Türkiye’ye döneceğim.
Bundan kırk beş yıl önce bir görev gezisi nedeniyle bazı Orta ve Doğu Afrika ülkelerini görme fırsatını
bulmuştum. Geçen bu yıllardan sonra, o zaman gördüklerimle bir kıyaslama yaparsam, ne gibi
değişikler görürüm diye kendi kendime sordum.

Beni en fazla ilgilendiren halkların yaşam koşulları. Burası doğanın cömert davrandığı yemyeşil bir
ülke. Senede üç yüz gün yağmur yağıyor. Her taraf ormanla kaplı. Üstelik petrol ve manganez gibi
yeraltı zenginliklerine sahip. Bunların ve orman ürünlerinin dışsatımı ülke ekonomisine büyük gelir
sağlıyor.

Gabon uzun yıllar boyunca bir aile tarafından yönetilmiş. Geçen yıl ortasında yapılan bir askeri darbe ile bu aileye mensup cumhurbaşkanı iktidardan indirilmiş. Aile üyelerine karşı Fransız mahkemelerinde yolsuzluk davaları açılmış.

Başkent Librevil’ in Okuyanus’a bakan kıyısı boyunca uzanan bulvar üzerinde ülkenin varsılları ile
yabancıların görkemli binaları yer alıyor. Deniz kıyısından iç taraflara doğru girince göz alabildiğine,
çatıları ondüle saçla kaplı, birbirinin içine girmiş gecekondular önümüze çıkıyor. Gecekonduların
arasına ayak üzeri yiyecek atıştırılacak salaş aşçılar ve barakadan bozma bakkal dükkanları yerleşmiş.
Benzer mahalleleri kırk beş yıl önce Nairobi ve Lagos’ta gördüğümü hatırlıyorum.

Biz şehrin yabancıların oturduğu şık mahallelerinde yaşıyoruz. Burada bizde olduğu gibi Carrefour
veya benzeri markalı, sattıkları ürünlerin çoğu Fransa’dan gelen, büyük mağazalar var. Fiyatlar arazi
tipi araçlar kullanan yerli kodamanların ve yabancıların alışveriş yapacağı düzeyde.

Bunlar başkent Librevil izlenimleri. Ülke içlerine doğru uzanan karayolu şebekesi bulunmadığından
buralara gitmek olanaksız. Yolların ancak yüzde yirmisi asfaltla kaplıymış. Yönetimler bu tür altyapı
yatırımlarını ihmal etmiş.

Gelir uçurumu yeme-içme sektörüne de yansıyor. Avrupalıların ve varsıl Gabonluların gittiği
lokantalarda Avrupa fiyatlarıyla Avrupa yemekleri yeniyor. Düşük gelirli yerlilerin ise salaş dükkanları
var. Neyse ki yabancı sermayeli bir şirket makul fiyatlı yerli bira üretiyor.

Ülkede alıştığımız sebze ve meyveleri bulmakta bir sıkıntı yok. Ananas, muz ve mango gibi yerli
meyvelerin fiyatları makul. Tatlı patates, yemeklik muz ve beyaz turpa benzeyen manyok yerlilerin
ana besim kaynağı. Bu bitki kurutulup toz haline getirildikten sonra yemeklerin yanında bulamaç
olarak da tüketiliyor.

Av hayvanları da ucuz fiyatlarıyla vatandaşların beslenmesinde önemli yer tutuyor. Timsah gibi
yabani hayvanların etinin de Afrika sofralarında yer bulduğu söyleniyor.

Balık bolca bulunurken et daha çok Çad veya Fransa’dan ithal ediliyor. Fransızlardan kalma alışkanlıkla uzun baget ekmekleri tüketiliyor.

Özetle; sayıları artmış lüks arabalar, varsılların yaşadığı görkemli binalar ve lüks lokantalar dışında
fazla bir şey değişmemiş. Sokak aralarında çöp yığınları duruyor. İşsizlik oranı yüzde yirmi.

 

GABONLU ÇOCUKLAR

İşte anlatmaya çalıştığım bu ülkede aklımda en çok çocuklar kaldı.

Ben onları ilk kez yabancılar mahallesinde bir alışveriş merkezinde gördüm. Bir buçuk, iki yaşlarda
olmalılar. Kız babasının, oğlan annesinin omuzuna başını koymuş kıvırcık kirpiklerinin arasından güzel
gözlerini açarak etrafa bakıyorlardı. Belki de ikizdiler. Kızın saçları ikili örgülüydü. Oğlanınki ise
erkeksi kesimdi. Çin işi oyuncak çikolata bebeklere benziyorlardı.

Daha sonra biraz daha büyükleri gözüme takıldı. Bunlar ayaklanmışlar annelerinin çevresinde dönüp
duruyorlardı. Bizim ülkelerin çocukları gibi bağırıp çağırmadan, sessizce oyunlarını sürdürüyorlardı.
Giyimlerinden varlıklı ailelerin çocukları olduğu anlaşılıyordu. Üzerlerindeki özenle seçilmiş giysileri
anneleri büyük olasılıkla Paris’ten, hadi bu olmadıysa, başkentteki Avrupa markalı mağazalardan,
almış olmalıydı.

Zaten dar gelirli halkın bu tür yerlerden alışveriş yapması mümkün değildi. Onların yiyecek, üst baş,
neredeyse her türlü gereksinimlerini karşıladıkları, avm’lere bakılarak fiyatları çok uygun, bazen üç
beş salaş dükkandan oluşan, mahalle pazarları vardı.

Buna karşın Fransa ile yakın ilişkiler içinde bulunan ülkenin üst sınıflarının Paris’e komşu kapısı gibi
gidip geldikleri, gereksinimlerini buradan karşıladıkları, yaşamlarının bir bölümünü bu şehirdeki
evlerinde sürdürdükleri söyleniyor.

Gabon’un başkenti Librevil, Atlas Okyanusu boyunca uzanan, ekvator çizgisinin yakınlarından geçtiği, büyükçe bir Orta Afrika şehri. Kentin büyük devlet binalarının, yabancı şirket ve temsilciliklerinin gösterişli yapılarının, yerli varsılların şık villalarının bulunduğu sahil kıyısından içeri doğru girince karşımıza, halkın çoğunluğunun yaşadığı, çatıları ondüle saçla kaplı, birbirlerine yapışık derme çatma gecekondulardan oluşan mahalleler çıkıyor. Sabit pazarlar bu mahallelerin girişinde yer alıyor.

Milli gelirin kişi başına sekiz bin dolar olarak tahmin edildiği, petrol ve manganez gibi doğal kaynaklara sahip, göreceli olarak az nüfuslu ülkede, gelirlerin adil dağılımı başta gelen bir sorun.

Gabon’dan bende iz bırakan ayrıntılar bu kadar.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları