Farkında mısınız, doğalgaza son bir ayda toplamda yüzde 30 zam yapıldı, kimsede tık yok.
Burhan Kuzu ‘Zammı yapan hükümet değil, Botaş’tır.’ diye beyin yakan bir açıklamada bulunmasa, alıştığımız zamlardan biri daha uygulandı, fiyat ayarlaması yapıldı ‘rahatlığıyla’ kendi dünyamıza dönüp başka şeylerle uğraşmaya devam edeceğiz.
Hayretle izliyoruz ki konuşması, tepki vermesi ve hatta ortalığı ayağa kaldırması gerekenler başka bir frekanstalar.
Hadi o zaman çok basit tümcelerle bu akıl, mantık dışı zammın ne anlama geldiğini biraz açıklayalım.
Doğalgaz ekonominin, sanayinin, üretimin temel itici güçlerinden biri. Bunu kestiğinizde, kullanılamaz hale getirdiğinizde, fiyatını fahiş noktalara yükselttiğinizde ülkeyi felç edersiniz. Her şeye rağmen çarkı döndürmeye çabalayan işletmelerin, üretimde yükselen maliyetlerinin bedelini vatandaşa ödettirmelerine neden olursunuz.
Ama günlük yaşama ilişkin daha basit ve acıtıcı gerçekler üzerinden konuşacak olursak doğalgaz evlerde ısınmak, yemek yapmak, yıkanmak gibi hayatın temel gereksinmelerinin karşılanmasında vazgeçilmesi mümkün olmayan bir işleve sahip değil mi?
Bunu bilmemek, görmemek, anlamamak için yontma taş döneminden fırlayıp gelmek gerekir ki, öyle bir şey de yok.
Yüzde 30’luk zammın yarattığı, yaratacağı etkiler öylesine somut olarak duruyor ki karşımızda, insan ürküyor. Çünkü bu kış evler daha az ısınacak ya da hiç ısınmayacak. Çocuklar hep üşüyerek girecekler yataklarına. Mutfakta tencerelerin kaynaması mucizeye dönüşecek. Hastanelerde sağlık, okullarda eğitim, ulaşım giderleri, kiralar, giyim kuşam harcamaları birbirine bağlı olarak fırlayacak.
Zammı yapanlar özetle şöyle diyorlar: Sakın hastalanma, okula gitme, üşüme, acıkma, iş yerine metroyla, otobüsle falan ulaşmaya kalkışma, kirlendiğinde yıkanma.
Daha somut olarak ifade edecek olursak bunlar babalara, annelere, çocuklara, dar gelirlilere, yoksullara siz yaşamayın diyorlar.
Bu tablo karşısında ortalığı ayağa kaldırması gerekenlerden çıt yok.
Şimdi soru şu: Nasıl geldik bu hale?
