26 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- G-7’DE BİLEK GÜREŞLERİ..KİM KAZANDI/KİM KAYBETTİ

Ana Sayfa » GÜNCEL » SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- G-7’DE BİLEK GÜREŞLERİ..KİM KAZANDI/KİM KAYBETTİ

Eklenme : 27.08.2019 - 13:01

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- G-7’DE BİLEK GÜREŞLERİ..KİM KAZANDI/KİM KAYBETTİ

 

 

G-7’DE BİLEK GÜREŞLERİ

KİM KAZANDI/KİM KAYBETTİ

G-7 olarak adlandırılan dünyanın önde gelen ” liberal sanayi ülke ” liderleri, geçtiğimiz pazar günü, Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un ev sahipliğinde, Fransa’nın Bask bölgesindeki Biarritz kentinde bir araya geldi.

 

GEÇEN YIL G-7’DE NELER OLMUŞTU?

Bilindiği gibi Trump, geçen yıl Kanada’da yapılan toplantının sonunda; karşılıklı ticari tarifeler açısından ” Kanada Başbakanı Trudeau’nun kendisini arkadan bıçakladığını” söyleyerek, ortak bildiriyi imzalamadan terk edip gitmişti. 

Elbette tek neden bu değildi. G-7 toplantılarına Rusya’nın da davet edilmesi talebinin reddi ve ” iklim değişikliği” konusunun da bildiride olması Trump’ın sert tepkisinin nedenleri arasındaydı.

Toplantı ardından Trump’ın adamlarının Trudeau’ya salvoları adeta ” belden aşağı ” denilecek düzeye kadar inmişti.

İşte Macron bu yılki toplantı sonunda ortak bildiri yayınlanmayacağını önceden açıklayarak, Trump’ın benzer bir skandala neden olma ihtimalini baştan bertaraf etmiş oldu.

 

 TOPLANTI ÖNCESİ RUSYA KONUSUNDA TARTIŞMA

Dünyayı ilgilendiren, başta ticaret savaşları ve İran konusu olmak üzere başka birkaç konu açısından bakıldığında, b gözlerin üzerinde olduğu Trump, başlarda oyuna sert girdi.

Nitekim ilk  tartışma toplantı öncesi cumartesi akşamı düzenlenen yemekte ortaya çıktı. Trump, geçen yıl olduğu gibi bu sefer de, Rusya Başkanı Putin’in de toplantılara yeniden davet edilmesi talebini gündeme getirdi. 

Hatırlanacağı üzere beş yıl önce Rusya’nın da içinde olmasıyla G-8 olarak adlandırılan grup, Rusya’nın Kırım’ı işgali nedeniyle dışarıda bırakılması sonucunda, o yıllardan bu yana G-7 olarak toplantılarına devam etmişti.

Ancak Trump, özellikle Suriye, İran ve Kuzey Kore ile ilgili hususlar görüşülürken Rusya’nın masada olmasında ısrar etti. İtalya Başbakanı Guiseppe Conte kendisine destek olurken, Japonya Başbakanı Abe çekimser kaldı. 

Fakat diğer dört ülke lideri bu oluşumun özünde “liberal demokratik ülkelerin ” aile toplantıları olduğunu ileri sürerek, Putin’in aralarında yeri olmadığını görüş birliği içinde ifade edince, Trump ilk oyunu kaybetmiş oldu.

Aslında Trump’ın bu toplantıya katılmak istemediği yönünde haberler gelmesine karşın, son anda verdiği kararla geldiği Fransa’da, uçaktan inerken sergilediği vücut dilinden bile sıkıntılı olduğu belliydi. Nitekim daha önce ABD tarafına bildirilmeyen bir manevra ile Macron Trump’ı gelir gelmez öğle yemeğine götürerek toplantı başlamadan, baş başa görüşmeyi başardı.

 

 

 TOPLANTININ İLK GÜNÜ

Toplantının ilk gününde Trump, diğer liderlerin kendisini yumuşatma çabalarına rağmen, gerek Çin ile ticaret savaşı, gerek İran konusunda sert tutumunu sergilemekten kaçınmadı.

Çünkü daha bir iki gün önce ABD’nin resesyona gitme ihtimalini ortadan kaldırmak için faizleri indirmesi konusunda Fed Başkanı’nı ikna edemeyince ” Bu ülkenin en büyük düşmanı Fed Başkanı mı, yoksa Xi Jinping mi?” diyerek, söz arasında Çin’i düşman görmeye devam ettiğini ima etmişti.

Hatta ticaret savaşları konusunda kendine soru yönelten basın mesuplarına ” Çin tarifeleri arttırdıkça, kendisinin iki misli arttıracağından” söz ederek savaşın devam edeceği sinyallerini verdi.

Kuzey Kore konusunda da Kore Başkanı Kim ile yakında tekrar görüşeceğini, çünkü Kim ile yaptığı son Singapur toplantısından bu yana, uzun menzilli füzeler konusunda onun verdiği sözü tuttuğunu söyleyerek Japon’ların esas kaygısı olan kısa menzilli füzeler konusundaki talebine kulaklarını tıkadı. 

Bu arada Macron, bir oyununu daha sahneye sürdü. Fransa Dışişleri Bakanı’na, İran’lı mevkidaşı Zarif’i, mevcut diğer gözlemci ülkeler için olduğu gibi toplantıya davet ettirmişti. Zarif’in davet edilmiş olmasından haberi olup olmadığı sorulan Trump her ne kadar   “Evet Macron bana sormuştu” dediyse de, gerçekliğin ne olduğu pek anlaşılamadı.

 

 

TOPLANTININ İKİNCİ GÜNÜ

Ancak toplantının ikinci günü Trump’ın retoriğinde, ilk günün aksine ciddi değişiklikler gözlendi. 

Gazetecilere verdiği yanıtlarda; ilk günün gecesi adamlarının, Çin Başkan Yardımcısı tarafından arandığını söyledi. Bu temas sırasında dile getirilen, Çin’in bir araya gelme talebinin kendisine iletildiğini ve yapılacak ön hazırlıklar sonrası Çinlilerle bir araya gelebileceği sinyalini verdi.

Bu arada ticaret savaşlarının aslında, Çin yönetiminin hatalarından değil, başta Obama olmak üzere son yirmi beş yıllık ABD yönetiminin hataları sonucu ortaya çıktığını mazeret olarak ifade etmekten çekinmedi. Çünkü Trump’a göre ABD bu süre içinde, başta ” fikri ve sınai mülkiyet hakları” olmak üzere, başka birçok yanlışlık nedeniyle Çin’e milyarlarca dolar kaptırmıştı ve bunun düzeltilmesi vazgeçilemez koşuldu.

 

 

 İRAN İLE İLİŞKİLER

Her ne kadar toplantı boyunca Fransa’da olan İran Dışişleri Bakanı ile görüşmeyi kabul etmemiş olsa da; eğer İran 

” iyi oyuncu ” olmaya karar verirse, İran Başkanı Rouhani ile görüşmesinde bir sorun olmayabileceğini söyledi.

 

 

RUSYA’NIN G-7’YE DAVET EDİLMESİ

Rusların, gelecek yıl ABD’de yapılacak G-7 toplantısına gözlemci olarak davet edilip edilmeyeceği konusunda ise her ne kadar kendisi bir bilgi vermemiş olsa da; Macron ile bu konuda anlaştığı haberleri medyaya yansıdı. Buna göre, ABD’de yapılacak toplantıya Rusya’nın da davet edileceğine kesin gözle bakılmaya başlandı.

Yazının başında da değindiğim gibi, toplantının sonunda bir ortak bildiri yayınlanmadı. Ancak toplantı kapanışında, Macron basının karşısına Trump ile birlikte çıktı.

Trump, özet olarak yukarıda aktarmaya çalıştığım görüşlerini, sorulan sorular üzerine bu toplantıda da teyid etti. 

Sonunda iki lider sahnede tokalaşırken, Macron bir atak yaparak Trump’ı kucakladı ve skandalsız bir toplantıyı düzenlemiş olmanın rahatlığı yanında, umut verici gelişmelerin ortaya çıkmasındaki rolünden duyduğu memnuniyet vücut dilinden okunuyordu.

 

 

BUNDAN SONRASI

Eğer karşınızdaki kişi Trump ise, elbette bundan sonra ne olacağını, sözlerine bağlı kalıp kalmayacağını kestirmek elbette çok güç! 

Ancak, Macron’a hakkını teslim etmek açısından şu tesbiti yapmak gerekir. AB ülkeleri ( Brexit henüz gerçekleşmediğine göre İngiltere dahil ) ve Japonya’nın da desteğini alan Macron’un bir hayli başarılı olduğunu tekrarlamak yerinde olur.

Trump’a gelince; galiba tek kazancı; gelecek yılki toplantının ABD’de yapılacak olması nedeniyle, şimdiden toplantı yeri olarak belirlediği Florida’nın Miami kentindeki kendi oteli  “Trump National Doral Miami Golf Resort”un reklamını başarılı bir şekilde yapmış olmasıydı!

Ancak bu kararını, gelmeden birkaç gün önce açıkladığı için, bir uluslararası toplantıyı bile kişisel çıkara çevirmiş olmasından ötürü, ülkesinde çoktan eleştirilmeye başlandı bile. 

Ama sonuçta; karşınızdaki ne de olsa her fırsatta iş adamlığındaki başarıları ile övünen Trump!

O kadar da olsun artık!

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları