29 Mart 2024 - Hoş geldiniz

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- YAPAY ZEKA ÖZLENEN BİR DÜNYANIN KAPISINI ARALAYABİLİR Mİ?

Ana Sayfa » GÜNCEL » SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- YAPAY ZEKA ÖZLENEN BİR DÜNYANIN KAPISINI ARALAYABİLİR Mİ?

Eklenme : 10.02.2021 - 18:39

SÖNMEZ ÇETİNKAYA YAZDI- YAPAY ZEKA ÖZLENEN BİR DÜNYANIN KAPISINI ARALAYABİLİR Mİ?

 

 

Geçen yüzyılın büyük bilimsel ve teknolojik gelişmelerinin  ardından yaşamlarımıza Yapay Zeka (Artificial Intelligence) adı verilen bir olgu girmekle kalmadı, birçok alanda  kullanılmaya bile başlandı.

Konuya girmeden  önce terminolojik olarak belki kısaltma tercihini yapmak  yerinde olur. İngilizce’de iki kelimenin baş harfleri ile AI, neredeyse bütün dünyada kullanılıyor.

Ben bunun yerine kendi dilimizdeki adının baş harfleri YZ’yi tercih etmeye eğilimliyim.

Böylece hem anlaşılma kolaylığı sağlamış, hem de bu teknolojiyi ortaya çıkaran Y ve Z kuşaklarına haklarını vermiş oluruz diye düşünüyorum.

O zaman YZ nedir?

Kısaca, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolundaki bir robotun çeşitli faaliyetlerini  (her canlıya değil)  zeki canlılara benzer şekilde yerine getirme yeteneğine verilen addır. Ayrıca insanlar gibi düşünebilen, öğrenebilen ve eğitilebilen bilgisayarlar üretmeye uğraşan bilim dalına da bu ad verilmektedir. YZ Bilimi, bilgisayar bilimi dışında matematik, felsefe, biyoloji ve psikoloji bilim dallarıyla da ilgilenir.

Bazı düşünürlere göre YZ  insanlığın ilerleyip dönüşmesinde, 18.yüzyılda ortaya çıkan Endüstri Devrimi’nden bu yana görülmemiş bir potansiyele sahiptir.

Ancak böylesine büyük bir potansiyelin kullanıldığı alanlarda, beraberinde çok sayıda  etik ve yasal soruna neden olmaması elbette mümkün değildir. Bunlar arasında akla hemen gelen klasik örneği ele alarak devam edelim.

Bilindiği gibi Google ve Tesla’nın başı çektiği ve dünya ölçeğinde birçok marka üreticisinin geliştirdiği sürücüsüz araba modelleri de ileride  YZ’ya sahip olacaktır.

Böylece, şimdilik sadece yol ve trafik durumu üzerinden kolaylık ve verimlilik sağlayan bu araçlar yakın gelecekte insanların araba kullanma zorunluluğunu ortadan kaldırabilecektir.

O zaman hemen birkaç soru akla geliyor. Sürücüsüz böyle bir araba içindeki dört yolcu ile giderken, teknik arıza nedeniyle aniden yaya kaldırımındaki kalabalığın arasına dalma ihtimaline karşı, arabanın yazılımı, arabadakileri mi, yoksa kaldırımdakileri mi korumaya öncelik vermeli?

Kaldırımda kalabalık yerine sadece bir kişi olması durumunda bile, arabanın sürüş yazılımı o kişinin mi, yoksa arabadaki dört kişinin korunmasına mı öncelik vermeli?

Böyle bir durumda yasal sorumluluk kimde olmalı? Yanıt olarak akla hemen araba üreticisinin sorumluluğu gelebilir. Ancak hangi araba üreticisi ürettiği bütün arabalar için böyle bir sorumluluk alır? Alsa bile sorumluluğun açıkça ortaya çıkarılması için mahkemelere intikal edecek davaların içinden nasıl çıkılır vb. önemli soruların yanıtı, şimdilik ortada görünmüyor.

Şimdi hayali olmayan gerçek bir örnek üzerinden ilerleyelim. Londra’da metropol polisinin, pop konserleri, festival ve futbol maçlarında deneme amacıyla bir süredir  kullanmaya başladığı “otomatik yüz tanıma sistemi” ile ilgili tartışmalar var. Bilindiği gibi, aranan suçluları anında yakalamak üzere mobil kapalı devre kameraları, gelişmiş bazı ülkelerde kullanılmaya başlandı. İngiltere’de Bilgi Edinme Yasası çerçevesinde elde edilen verilere göre bu sistemle yapılan eşleştirmelerin %95’in üzerinde yanlış olduğu ortaya çıktı.

İngiltere’de bir baskı grubu olarak 2009 kurulan Büyük Birader Gözetliyor (Big Brother Watch) adlı bir STK, otomatik yüz tanıma sistemi ile kamu alanlarının biyometrik kontrol istasyonlarına dönüştürüldüğünü savunuyor. Bu yüzden söz konusu uygulamanın özgür toplum üzerinde oluşturacağı baskı ile insanları, yanlışlıkla suçlu olarak yakalanıp bir süreliğine de olsa tutuklanma korkusuyla protesto gösterilerine katılmaktan alıkoyma olasılığına karşı ısrarlı uyarılarda bulunuyorlar.

Bir başka ilginç örnek, YZ’nın yargıç olarak kullanıldığında nasıl bir sonucun ortaya çıkacağını araştıran Londra’daki University College araştırmacıları tarafından ortaya kondu.

Araştırmacılar Strazburg’daki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) tarafından bakılan 584 davanın verilerini YZ Yargıca yüklediler. Sonuçta YZ Yargıç bu davaların % 79’unda AİHM yargıçlarının verdiği karara ulaşabildi. Tamamına ulaşamamasının nedeninin, AİHM yargıçlarının, işkence, kişisel mahremiyeti ihlal, aşağılama ve adil yargılama gibi davalarda yasal değerlendirmeden çok, gerçeklere göre karar vermeleri olduğu anlaşıldı.

Bir başka büyük sorun YZ’nın çalışıp yerinde karar verebilmesi  için çok geniş veri setine gereksinim duymasından kaynaklandı.

Bu ise insanların rızası, hatta bilgileri dahi olmadan haklarındaki birçok kişisel bilginin elde edilip saklanması ve sonrasında bu bilgilerin manipülasyon amacı ile kullanılabilmesine açık kapı bırakmasıydı. Bu ihtimal en son ünlü Cambridge Analytica (CA) olayında ortaya çıkmıştı.

Bilindiği gibi CA adlı bu şirket veri madenciliği, veri komisyonculuğu ve seçimler için stratejik iletişim kapsamında veri analizi yapan bir özel şirkettir. 2018 yılı mart ayında bu şirketin Facebook ile birlikte veri ihlali yaptığı ortaya çıktı. Daha sonra ABD Federal Ticaret Kurumu CA hakkında dava açtı ve CA tasfiyeye gitti.

Bir de elbette sorunun farklı ülke ve bireyler arasındaki kültürel ve siyasi farklardan kaynaklanan boyutları var. Mesela bir kültürde kişinin fotoğrafının çekilmesinde sakınca görülmezken, bir başka toplumsal yapı için bu dini ya da farklı nedenlerle sakıncalı durumlar yaratabilir.

Yine bir başka ciddi sorun da,  YZ programcılarının ve onların iletişimde bulunduğu kişilerin ön yargılarını programlara yansıtmalarıdır.

Mesela Microsoft’un Tay adlı sohbet robotu, bir insan izleyicisi ile 24 saatlik interaktif öğrenme süreci sonunda ırkçı, cinsiyetçi ve anti-Semitik oldu.

Bir başka ilginç olay, ABD mahkemelerinde kendisini savunan suçlunun yeniden suç işleme olasılığını belirlemek için kullanılan COMPAS adlı yazılımın Siyah Amerikalıları suçlamaya yatkın olduğunun anlaşılmasıyla ortaya çıktı.

Bütün bunları değerlendirerek AB Verileri Koruma Yeni Yasası’nın yazılmasında önemli görev ve sorumluluk  yüklenen Paul Nemitz’e göre, YZ Çağı’na girilen şu günlerde teknoloji ve iş yönetiminde yeni kurallara duyulan ihtiyaç kendini iyice hissettiriyor.

Yani “hukukun üstünlüğü, demokrasi ve insan hakları” açılarından yeni tasarımların daha fazla gecikmeden ortaya konması gerekiyor.

Çünkü dünya artık YZ benzeri teknolojilerin büyük bir hızla yayıldığı yeni bir döneme giriyor.

Bugüne kadar diktatörlerden çok çekmiş olan toplumlar için kritik bir dönemeç bu.

Teknolojilerin insanların mutluluğu ve refahı yolunda geliştirilmesi ve programlanması ideali, belki de daha güzel bir dünya yaratma hayalini gerçeğe dönüştürecektir.

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları