26 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

TÜRKİYE’DE SOSYAL YARDIM GERÇEĞİ..DEVLET ESKİ BAKANI HASAN GEMİCİ’DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR

Ana Sayfa » EKONOMİ » TÜRKİYE’DE SOSYAL YARDIM GERÇEĞİ..DEVLET ESKİ BAKANI HASAN GEMİCİ’DEN ÇARPICI AÇIKLAMALAR

Eklenme : 29.11.2021 - 8:31

Avatar

Yurtseverlik Haber

yazarın tüm yazıları

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Yerel Yönetimler Başkanı Mehmet Özhaseki, Antalya’da düzenlenen Yerel Yönetimler Bölge Toplantısı’nda konuştu. Özhaseki konuşmasında; “1994 yerel seçimlerini milat olarak gösterdi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul’da büyükşehir belediye başkanlığını kazanması ile kentin çehresinin değiştiğini ve Anadolu’nun her köşesinde AK Parti’nin hizmete gelmesiyle şehirlerde dev projelerin hayata geçmeye başladığını anlattı.

Mehmet Özhaseki; “Yine o dönemleri hatırlayın. Devletin şimdiki gibi sosyal imkânlar bakımından dezavantajlı gruplara özel bir desteği yoktu. Benim şehrimde terminallerde, garlarda bir sürü adam yatardı. Aç bî ilaç bir birçok insan vardı.”  dedi.  Bu cümleler yeniden Türkiye’de 2003 öncesi devletin sosyal destekleri nasıldı? Sorusunu gündeme getirdi. İlk alka gelenler olarak hızla şunları sıralayabiliyoruz; Engelliler Başkanlığı 1990’ların sonunda kuruldu. Engelli araçlarında gümrük indirimi de 2000’li yıllardan önceydi. Daha da gerilere gidersek Sosyal dayanışma ve yardımlaşma fonunun mucidi Turgut Özal’dı… ”

Muhalif.Com’un sorularını yanıtlayan Devlet Eski Bakanı Sn. Hasan Gemici konu ile ilgili asıl gerçeği  oraya koydu:

Türkiye’de 2003 öncesi devletin sosyal destekleri nasıldı?

“Maalesef kendilerinden önce yapılan her şeyi yok sayma alışkanlıkları var. O sosyal yardımların nasıl yapıldığını en iyi Mehmet Özhaseki’nin biliyor olması lazım! “

Hasan Gemici, Mehmet Özhaseki’nin cümlelerini ve AK Parti’nin konuya yaklaşımını Türk siyasi tarihinden verdiği örneklerle eleştirdi.

“Sosyal Yardımlar zaten yapılmaktaydı. Bugüne kadar kaleme aldığım yazılarda bu rakamları somut olarak sundum. Bir fikir vermesi açısından 1997-2002 yılları arasında yapılan sosyal yardım çalışmalarına bakacak olursak. Fonun yaptığı sosyal yardımlar ve ulaşılan insan sayılarında 1997 yılından başlayarak çok ciddi artışlar yaşanmıştı.

•    Gıda, giyecek ,ilaç vb periyodik yardımlarla desteklenen  aile sayısı 2milyon 400 bine ulaşmıştı.

•    1997 yılından başlayarak taşımalı eğitimdeki 600 bin ilköğretim öğrencisine öğle yemeği veriliyordu.

•    Aileleri yardıma muhtaç durumdan kurtarmak (bir anlamda balık vermek yerine balık tutmayı öğretmek)amacıyla geliştirilen   (tarım,hayvancılık,seracılık ,arıcılık,halıcılık,el sanatları vb ) gelir getirici projelerle 300 bine yakın aileyi desteklenmişti.

•    Fon Başbakanlık bursu adı ile 1997 yılında 30 bin üniversite öğrencisine karşılıksız burs verirken bu sayı her yıl kademeli olarak arttırılarak 2002 de 254 bine ulaşmıştı.

•    2002 yılında başlatılan  “okul sütü” projesi ile Ankara İstanbul ,İzmir ve Diyarbakır yoksul semtlerindeki ilköğretim okullarında 1 milyon 100 bin çocuğa her gün bir bardak süt içiriliyordu.(Bu projeden 2003 yılında vazgeçildi)

•      SHÇEK’ e aktarılan kaynaklarla kurumun ayni nakdi yardım yaptığı aile sayısı(bu yardımlar genelde ekonomik yoksulluk nedeniyle çocuğunu kuruma vermek isteyen ailelere yapılır)8 binlerden 24 bine çıkarıldı….   ”

Gemici daha sonra şöyle devam etti:

”1999’da deprem oldu, 2001’de ekonomik kriz oldu ve Kemal Derviş’le birlikte yeniden yapılandırma programı yapıldı ve dünya bankasından bu amaçla 15 Milyar Dolar kredi alındı. Rahmetli Ecevit’in Başbakanlığında Bakanlar Kurulu bu 15 Milyar’ın 500 milyon dolarını sosyal yardım olarak kullanılması kararını aldı. Ekonominin kadınlar, gençler ve çocuklar üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmak için ayrıldı bu bütçe. Dünya bankasıyla beraber çalışarak 2001 yılında Sosyal Riski Azaltma Projesi (SRAP) hazırlandı. Bu projenin 4 ana bileşeni vardı. Birinci bileşen; sosyal yardımlaşma vakıflarının yeniden yapılandırılması, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu’nun yeniden yapılandırılması, Bu yardımların yapılabilmesi için altyapı kurulmasıydı ve bu gerçekleşti. İkinci bileşen, Şartlı nakit transferiydi. Zaten yapmakta olduğumuz yardımlar daha geniş kitlelere yapılmaya başlandı. Bir hamile kadına sosyal yardım veriliyorsa şart; rutin kontrollerini ihmal etmemesi,  Çocuğa yapılan bir sosyal yardım varsa ondan beklenen fayda da çocuğun okula bağlanması dolayısıyla yardımın şartı çocuğun okula devam etmesi. Burada amaç sosyal yardımın bir faydaya bağlanarak devam etmesi. Üçüncüsü, sözünü ettiğimiz kişilere kömür, kırtasiye, giyecek yardımlarının yapılması. Dördüncü bileşen ise; bir taraftan yardım yaparken bir taraftan da o kişileri muhtaç durumdan kurtarmak için küçük istihdam projeleri yaratmak. Örneğin, köydeki aileye inek vererek o aileyi üretici haline getirmek, tarımda arı kovanı desteği vermek gibi küçük istihdam projeleri ile desteklemek.”

AKP’ye dağıtıma hazır 375 milyon dolar bıraktık:

”Biz ayrıldığımızda bu 500 milyon  doların yalnızca 125 milyonu harcanmıştı. Biz AKP’ye 375 milyon dolar dağıtılmaya hazır para ve yardım alt yapısını bırakmış olduk. AKP bir anlamda hazıra kondu. O yüzden bugün inkar etmeleri yok saymaları doğru değil. AKP 2002-2005 arası yaptıkları sosyal yardımları hep gündeme getirir ya, işte o yardımların temelinde bizim yaptığımız çalışmalar var. Maalesef her şeyi kendileriyle başlatıyorlar ve kendilerinden öncesini yok sayıyorlar. Bizim o dönemdeki çalışmalarımız sosyal proje anlamında üniversitelerde tez çalışmalarına döndü ve literatüre geçti. Yapılan yardımlar lütuf değil vatandaşın hakkıydı Ben 6 sene bakanlık yaptım,  arşivler açılsın bu kadar bu konunun içerisinde çalışmama rağmen elimle bir kişiye bir şey verirken göremezler beni. Yaptığımız yardımları sosyal devlet olmanın gereği, vatandaşın da hakkı olarak görüyorduk. Bunu hiçbir zaman bir parti ve hatta kişiye mal etmeyi biz ayıp görüyorduk ama AKP ilk günden itibaren lütuf anlayışıyla yaklaştı sanki yardımı dağıtan cebinden veriyormuş algısı yarattı. Ben bu konuyu yıllar önce de kaleme aldım. Öyle bir dönemdi ki biz bunları söylüyorduk ama kimse duymuyordu. Şimdi insanlar dinlemeye başladı bu da  iyi bir şey…”

Ne yapılmalı?

”Toplumda yoksulluk 2001’den daha yakıcı ve görünür hale geldi. O sırada nüfusun yüzde 60’ı şimdi ise yüzde 85’i kentlerde yaşıyor. Kent yoksulları daha korunmasız ve çaresiz. Çalışanların yoksulluğu ayrı bir sorun. Önerimiz yeni ve kapsamlı bir  sosyal politka programı oluşturulması. Yani Sayın Özhaseki ve AKP geçmişi irdelemektense geleceğe  ve mevcut sorunların çözümüne kafa yormalı”

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları