27 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- İKTİDAR SAVAŞLARINDA TOPUN AĞZINDAKİ KADIN

Ana Sayfa » GÜNCEL » DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- İKTİDAR SAVAŞLARINDA TOPUN AĞZINDAKİ KADIN

Eklenme : 25.05.2021 - 8:49

DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- İKTİDAR SAVAŞLARINDA TOPUN AĞZINDAKİ KADIN

Günümüzde savaşlar, terör ve aile içi şiddet son tahlilde büyük ya da küçük bir iktidar savaşıdır. Bir yılı aşkın bir süredir, bu savaşlara bir de iktidarların COVİD-19 vaka-ölüm sayılarını çarpıtma ve aşı savaşları eklendi. Bu savaşların türü ne olursa olsun sonuçta hemen her ülkede en büyük zararı kadınlar görüyor. Evini, işini, eşini, çocuklarını, dostlarını, yakınlarını bombalara ya da virüse kurban veren kadınların çilesi bu kayıplarla bitmiyor. Kimsesiz kalan kadınların, hamilelerin, bebeğini emzirenlerin, çocuğunu yitirenlerin, adet döneminde başına bombalar yağarken gerekli hijyen bezini bulamayan genç kadınların yaraları ateş-kes sağlansa da, barış olsa da hep kanayacak, travmalarından kolay kolay kurtulamayacaklar.

Ülkemiz bir yandan pandeminin elinde yiten yaşamlara yanıp salgının yarattığı toplumsal ve ekonomik krizle cebelleşirken diğer yandan da İsrail-Filistin arasında bir türlü susmayan silahların aldığı canlar ve yerle bir olmuş Gazze’yi izliyor haber kanallarında. Siyasi ve kişisel hırsların tetiklediği karşılıklı saldırılar, havada uçuşan roketlerin görüntüsü ve alt yazıda verilen ölü sayısıyla yansıyor ekranlara.

İsrail kaynaklarına göre, ölen 248 Filistinliden altmış altısı çocuk. İki bin de yaralı var. Ölen her bir İsrailliye karşı yirmi Filistinli öldürülüyormuş! İşte bu birbirine düşman aşırı uçların ateşlediği roketlerin düştüğü topraklarda en büyük acıyı yine kadınlar çekiyor. Ailenin ve toplumun yükü kadınların omuzunda.

Kadınlar, yalnız savaşların değil, terörün de hedefinde. Bu kez, mağdur olmamak için, ayakları üzerinde durmak için eğitimi seçen kadınlar topun ağzında. Afganistan terör örgütü İslamcı Taliban’ın 9 Mayıs günü bombaladığı kız okulunda ölen seksenden fazla öğrenci 11-15 yaşları arasında kız çocuğu. Aynı saldırıda aralarında kadın öğretmenlerin de bulunduğu yüzden fazla yaralı var. Kızların yüzüne asit dökerek onları toplum içine çıkamaz hale getiren yine Taliban. Pakistan’daki Taliban’ın 2012 yılında başından vurup yaraladığı Malala Yousafzai kızların eğitimini savunduğu ve bunu dile getirdiği için Taliban’ın hedefindeydi. Malala susmadı. İyileşir iyileşmez kızların eğitimini savunmayı sürdürerek sesini tüm dünyaya duyurdu ve 2014 yılında Nobel Barış ödülü aldı. Sözün özü, elinde kitap olan bir kız havadaki silahlı drondan daha tehlikeli görünüyor din kisvesi altındaki Talibancı kafalara. Çünkü eğitimli kadın haksızlıklar karşısında susmuyor, eğilmiyor, dik duruyor.

Bu arada, ISİD’in Yezidi soykırımında kadınlarına karşı uyguladığı akıl almaz işkence, tecavüz ve vahşet senaryolarını da unutmamak gerek. Aktör George Clooney’nin karısı avukat Amal Clooney bir Yezidi kadının, Nadia Murad’ın, tüm Yezidi kadınlar adına savunmasını ve korunmasını üstlenmiş. 2018 Nobel Barış ödülüne layık görülen yirmi üç yaşındaki cesur yürekli Nadia Murad, uğradığı saldırıdan kurtulmayı başarmış. ISİD teröristlerinin, kendisine ve diğer Yezidi kadınlarına uyguladığı insanlık dışı muameleyi, ‘On Her Shoulders’ (Kadının Omuzlarında) adlı bir belgeselle gözler önüne seriyor. IŞİD elebaşlarından Abu Sayyaf,  karısı Umm Sayyaf’ın da yardımıyla, tutsak ettikleri Yezidi kadınlarına tecavüz etmiş. IŞİD’in altı binden fazla Yezidi kadına cinsel saldırıda bulunduğu, Abu Sayyaf’ın karısının itiraflarıyla bu belgeselde anlatılıyor.

Bu tabloya ülke dışında olan olaylar diye bakmayalım ve gelelim kendi topraklarımıza. Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi olan İstanbul Sözleşmesi 2014 yılında yürürlüğe girmişti. Sözleşme, dört ilkeye dayanıyordu: Kadına şiddetin önlenmesi, şiddet mağdurlarının korunması, suçluların cezalandırılması ve kadına karşı şiddet ile mücadelenin bütüncül politikalarla desteklenmesi.

Ancak bu sözleşme toplum yapısına tehdit oluşturduğu gerekçesiyle muhafazakar kesimin eleştirilerinin hedefi haline geldi. Sonuç olarak, bu kadar masum ve bu denli onurlu bir amaç içeren ve Bakanlar Kurulu ve Meclis kararı ile onaylanıp yürürlüğe giren, yürütme tasarrufuyla feshedilemeyecek bir anlaşma olmasına rağmen Cumhurbaşkanı, 20 Mart gecesi resmi gazetede yayınlanan haberiyle İstanbul Sözleşmesini feshettiğini duyurdu. Neden? Kadının haklarını aramasından rahatsız olan oy makinesi tarikatlar mutlu olsun diye!

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “1 milyon kişi başına kadın cinayeti oranları, dünya 13 kişi, Avrupa 7 kişi, Türkiye 3.8 kişi. Sorumluluğumuz, şiddetin her türlüsü ile mücadele etmektir. Türkiye, mücadelesiyle dünya ülkelerine örnek olacak” dedi mi? Dedi! Peki örnek olduk mu? Ne gezer! Ölümleri bile diğer ülkelerle karşılaştırmalı olarak sayılara indirgeyen bir söylem ne kadar inandırıcı olabilir? Olmadığı gibi, o günden bugüne hemen her gün, öldürülen kadınların haberleriyle dolup taşıyor ekranlar, sosyal medya ve gazete sayfaları. Ülkeler, belli bir kesimin değil, tüm ulusun varlığını koruyan ve savunan ilkelerle, yasalarla, anlaşmalarla, uluslararası sözleşmelerle yönetilir, görünmeyen ve kimin elinde olduğu bilinmeyen vicdanlarla değil.

Bir de erkeklerin çoğunlukta olduğu masalarda yer alan konu mankeni kadınlar var. Bu kadınlar da erkek egemen söylemin maşaları. İktidar partisinden bir kadın milletvekili, katıldığı bir televizyon programında “Bizim için aile korunması gereken bir kurum. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi’nin yaklaşımını doğru bulmuyorum,” deyiverdi. Neden öyle dedi? Belli değil! Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça, kadınlar yasalar önünde seslerini duyuramadıkça şiddet boyut değiştirerek devam edecek demektir.

İsrail-Filistin savaşı da mevcut koşullarda bitecek gibi görünmüyor. Oturduğu koltuğu bırakmak istemeyen iktidar sahipleri iki toplumun geleceğinden çok kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettikleri sürece kan akmaya devam edecek. Zira, dokuz milyonluk İsrail’in savunma bütçesi, nüfusu kendisinden on kat fazla olan İran’dan büyük, kişi başına düşen GSMH’si, yani ekonomik gücü, dünyada 13. sırayla Birleşik Krallık’ın önünde. Bu koşullarda Hamas’ın İsrail’e kafa tutması sadece kendi taraftarlarına karşı bir gövde gösterisi. Olan, arada yiten canlara ve geride kalan acılı ve çaresiz kadınlara oluyor.

Böylesine şirazesinden çıkmış dengesizlikler içinde ülkeleri ya da yasa dışı örgütleri masaya getirerek, ikna yöntemleriyle barış sağlamak imkansız. İnsanlığın gözünü açıp haksız ve hukuksuz yönetimleri uyararak, iktidar savaşları karşısında ahlaki ve insani değerler üzerinden hareket etmesi gerek. Barış içinde daha güzel bir dünya, kadınların aydınlanması, kadınların eğitilmesiyle mümkün. İnsani değerleri savunan eğitimli kadınlar ve kadınların eğitimine gönül verenlerin öncülüğündeki temiz yönetimler neden hayal olarak kalsın?

Son olarak, yedinci bölümüyle gündeme düşen Sedat Peker videosunun ardından, yirmi sekiz yıl önce, faili meçhul bir cinayete kurban giden Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu, eğitimli ve güçlü bir kadın olarak, duruşuyla ve toplum içindeki saygın yeriyle sorulan bir soruya en güzel cevabı veriyor:

‘Senelerdir Uğur Mumcu cinayetinin aydınlatılması için kim ne biliyorsa anlatsın, işin ucu kime dokunuyorsa dokunsun dedik. Bu görüşümüzü korumaya devam ediyoruz. Çekin tuğlaları yıkılsın, duvar altında kim kalırsa kalsın.’

Ahlaki ve insani değerler üzerine kurulu bir dünyada, yasal ya da yasadışı iktidar savaşlarına ve kirli işlere bulaşmış iktidarlara değil, aklı selimin öne çıktığı, kadınların savaş, terör, taciz ve aile içi şiddette mağdur ya da kurban olmadığı bir düzene ihtiyaç var. Bunun gerçekleşmesi için ahlaki ve toplumsal değerleri olan kadın ve erkeğin elele vermesi gerekiyor. Söz konusu videolardaki iddiaları bile, ‘karısının iç çamaşırları arkasına saklanıyor,’ benzetmesiyle kadını aşağılayarak, söylenenleri kulak arkası etmeye çalışan üst düzey yetkilisi erkin ve erkeğin değil!

Seattle, Washington

 

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları