26 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- VİRÜSLERİN KRALI CORONA GLOBALLEŞMEYİ TAÇLANDIRDI!

Ana Sayfa » GÜNCEL » DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- VİRÜSLERİN KRALI CORONA GLOBALLEŞMEYİ TAÇLANDIRDI!

Eklenme : 30.04.2021 - 23:37

DR. YASEMİN ALPTEKİN YAZDI- VİRÜSLERİN KRALI CORONA GLOBALLEŞMEYİ TAÇLANDIRDI!

Corona, eski Yunancadan türemiş Latince bir sözcük ve ‘taç’ demek, klasik tablolarda azizlerin ya da meleklerin başı üzerlerinde görünen ‘hâle’ye de ‘corona’ deniyor. Ayrıca, güneş tutulmasında, ay güneşin önüne gelip güneşi kararttığında dışarı sızan ışık huzmeleri de ‘corona’.

Bu arada, meşhur Meksika birası Corona’nın logosu da ‘altın taç’. Eh adı Corona olan bir biranın logosunun taç olması doğal! Kral bira manasına! Katolik Meksika’nın birasına da bu marka yakışır! ‘Ey aziz bira’ da diyebiliriz Corona’ya!

Virüs de Latince kökenli bir sözcük. Türkçemizde de aynen kullanılıyor ve İngilizcedeki gibi ‘vayrıs’ değil Latincedeki virüs şeklinde okunuyor. Latincede ‘virüs’, ‘yapışkan sıvı’ ‘zehir’ ya da ‘yılan zehiri’ anlamına gelse de daha sonra bilimsel tıp söylemi içinde, hastalıklı bedende oluşan ve başkalarına da bulaşabilen ‘ifrazat’ anlamında da kullanılır olmuş.

Peki şimdi corona taç demek, virüs de yapışkan sıvı demekse, dünyanın başına musallat olan bu musibet için, biri bu kadar asil diğeri ise bu kadar rezil iki sözcük nasıl yan yana geliyor? İşte izahı: Tacın üstünde vantuz benzeri çıkıntılar var. Bu corona virüsünün de, çok güçlü mikroskoplarla çekilen fotoğraflarında benzer vantuzları olduğu görülüyor. Corona virüsü çoğalabilmek için vantuzlarıyla bir organa yapışıyor. Çoğalırken de organı yiyip bitiriyor ve hasta ediyor! Sonrası malum. Organın sahibi sizlere ömür. Demek ki taç taşıyıcılarla virüs arasında böyle bir benzerlik varmış. Yani, hem bu tacı takanlar hem de taç lakaplı virüs, yerleştikleri yerden kolay kolay kalkmıyor da denebilir. Yapışıp kaldıkları yerde kendileri çoğalırken bulundukları yeri de kemirip tükettiklerine göre bu benzetmeyi kendini kral zannedenlere kadar uzatabilirsiniz.

Şimdi gelelim, bu benzerlikten yola çıkarak krizi fırsata çevirenlere: İki corona arasındaki isim benzerliğini fark eden ve adı sansasyonel anketlerle anılan New York’taki 5WPR adlı bir Public Relations şirketi geçen hafta 737 kişiyi telefonla arayıp ‘corona virüsü Corona birası içip içmemenizi etkileyecek mi?’ gibisinden bir soruyla, yöntemi ve amacı kendinden menkul bir araştırma yapmış! Sonuçlarını da sosyal medyada paylaşmış. Anket için arananların yüzde 4’ü ‘ben Corona’yı içerdim ama artık içmeyeceğim,’ yüzde 14’ü, ‘ben halka açık yerlerde Corona içmem artık,’ yüzde16’sı da ‘bu corona virüsüyle Corona birasının ilişkisi konusunda kafam hâlâ karışık,’ deyince, PR Şirketinin sahibi Ronn Torossian bu rakamları alt alta toplayıp sosyal medyadan, ‘Amerikan bira tüketicilerinin yüzde 38’i dünyada hızla yayılmakta olan öldürücü corona virüsü nedeniyle Corona birası almayacaklarını söylüyor’ şeklinde uyduruk bir anketin sual olunur sonuçlarından iddialı bir yorum patlatmış ortaya.

Bu ifade, anında CBS News, CNN ve Fox TV kanallarında yorum yapılmadan haber diye verilmiş, Twitter’da top trend olmuş.  PRWeek sitesindeki yazısında Steve Barett, bu araştırmanın ve yorumun hiçbir güvenirliği olmadığını söylüyor. The Atlantic dergisi de bu araştırmayı yapan şirketin sahibinin geçmişte de adını duyurmak için benzer sansasyonel yöntemlere başvurduğunu yazmış.

PRWeek, bir anda medyada virüs hızıyla yayılan bu haberin etkilerini araştırmak üzere, Corona Birası İletişim Direktörü Maggie Bowman’a gidip Corona bira satışlarını sormuş. Alınan bilgiye göre, Corona virüsünün ortaya çıktığı 2019 Kasım ayından bu yana Corona bira satışlarında 170 milyon dolarlık bir eksilme olmuş ama satışlardaki bu düşüş, virüs-bira isim benzerliğinden değil, milyonlarca Çinlinin sokağa çıkamadığı için bu birayı alamamasından kaynaklanıyormuş! Yani, anket iddialarının tersine, Corona birasının pazar payında bir düşüş yokmuş. Direktör Bowmen, ‘Bira tüketicileri, Corona virüsüyle Corona birası arasında bir bağlantı olmadığını biliyor’ demiş.

Her ne kadar bu anketin sonuçlarının geçersizliği kanıtlanmışsa da bu vesileyle PR şirketinin adı medyada çokça duyulur olmuş. Bu da bu şirketin böylesi bir anket yapmaktaki amacını ortaya koymuş oluyormuş zaten. Ancak, burada sorulması ya da irdelenmesi gereken nokta, trollerin, yalan ve sahte haberlerin ortalıkta cirit attığı bir devirde, saygın medya kuruluşlarının bu haberin üzerine atlaması ve duyduklarının gerçekliğini araştırmadan haberi yayıp kamuoyunu yanlış yönlendirmeleri. Yanlış bilginin yayılma hızıyla virüsün yayılma hızı ilişkisi.

Meksika’da 1925 yılından beri üretilen Corona birası dünyanın 180 ülkesinde satılıyor. ‘Corona extra’ biraz daha kaliteli olanı. Bunun logosunda da karşılıklı iki kızıl akbaba (griffin) bulunuyor. Kızıl akbabalar, güneşin kutsal koruyucuları anlamına geliyormuş. Bunlar ‘corona’yı yani tacı koruyorlar. Griffin’in aynı zamanda ‘haber’ ve ‘bilgi’ anlamı da var. Bu da size az önceki bağlantıları çağrıştırmıyor mu?

İşte küreselleşmenin pençesindeki dünya ve Coronavirüsü! Küreselleşmenin yararı zararı derken Corona virüsü, tacıyla tahtıyla gündeme oturunca sıradan vatandaşlara, değil dünyaya açılmak, neredeyse kapı dışarı çıkmak bile haram oldu! Tüm dünya tuvalet kağıtlarını stoklamış Corona’nın hışmından korunmaya çalışırken bir yandan da hangi haber doğrudur hangisi yalandır ayıklamaya çalışıyor.

Son olarak,  Corona Extra’nın üzerindeki güneş ve “La Cerveza Mas Fina“, (en güzel bira) güneş ufukta batarken içilir anlamına geliyormuş. Yani bira keyfi için en güzel zaman! Eğer hâlâ gün batımını izleyebiliyorsak yıkılmadık ayaktayız demektir. Bence açın bir Corona, sağlığınıza… Maçlar iptal olsa da siz keyfinize bakın.

 

*Yasemin Alptekin, Seattle, Washington

 

Yasemin Alptekin Eğitimci, yazar ve çevirmen. İstanbul’da doğdu. Boğaziçi Üniversitesi  Batı Dilleri ve Edebiyatı bölümünden mezun olduktan sonra Lisansüstü ve doktora derecelerini Amerika’da tamamladı. Akademik çalışmalarını, İstanbul, Ankara ve Amerikan  üniversitelerinde edebiyat, iletişim, eğitimde küreselleşme konulu dersler vererek sürdürdü. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarıyla gönüllü eğitim projeleri yürüttü. Eğitim, dil, çeviri ve edebiyat konulu çalışmaları İngilizce ve Türkçe dergi ve gazete makaleleri olarak yayımlandı. ‘Gitmek mi Zor Kalmak mı?’ adlı otobiyografik romanı 2018 yılında yayınlanmış olup ‘Çölün Gelini Palmira’ adlı çevirisi 2020 yılında Bilgi Üniversitesi Yayınlarından çıkmıştır.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları