26 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

YEŞİLÇAM’IN UNUTULMAZ İSMİ SEVDAĞ FERDAĞ UZUN SUSKUNLUĞUN ARDINDAN KENDİNİ, ÖZLEDİKLERİNİ VE HAYATI ANLATTI

Ana Sayfa » HAYATIN İÇİNDEN » YEŞİLÇAM’IN UNUTULMAZ İSMİ SEVDAĞ FERDAĞ UZUN SUSKUNLUĞUN ARDINDAN KENDİNİ, ÖZLEDİKLERİNİ VE HAYATI ANLATTI

Eklenme : 16.09.2020 - 13:25

YEŞİLÇAM’IN UNUTULMAZ İSMİ SEVDAĞ FERDAĞ UZUN SUSKUNLUĞUN ARDINDAN KENDİNİ, ÖZLEDİKLERİNİ VE HAYATI ANLATTI
Sevda Ferdağ: Tarık rüyama girdi ve gülerek ‘üzülme kız, cennetteyim’ dedi
Geride bıraktığımız akşam gerçekleştirilen SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) Onur Ödülü’nü kazanan ama geçirdiği iki omurga ameliyatı nedeniyle yürüme güçlüğü çektiği için ödülünü almayan gidemeyen 77 yaşındaki Sevda Ferdağ, Sözcü’den Yüksel Şengül’ün sorularını yanıtladı.

Geçen yıl ciddi bir omurga ameliyatı geçiren 77 yaşındaki Tük sinemasının efsane oyuncularından Sevda Ferdağ, bu yıl SİYAD (Sinema Yazarları Derneği) tarafından Onur Ödülü’ne layık görüldü. Çarşamba akşamı düzenlenen törene geçirdiği ameliyat nedeniyle katılamayan Ferdağ’ın ödülünü onun yerine sinemanın ünlü yazarı Agah Özgüç aldı. Sinemaya 41 yıl hizmet eden, 150’nin üzerinde filme imzasını atan ünlü sanatçıyla oyunculuğunu, ödüllerini, anılarını konuştuk.

Sevda Ferdağ, kısaca kendisini nasıl anlatır bize?

Sinemadaki oyunculuk kariyerime 1958’de (41 yıl önce) O Günden Sonra adlı filmle başladım. 1990’larda Gizli Yüz ve Ağır Roman gibi sinema filmlerinde, 2000’lerde ise Aşkın Dağlarda Gezer, Berivan ve Yaprak Dökümü gibi televizyon dizilerinde roller üstlendim. 60’ların sonunda gazinolarda sahnelere çıktım. Bir ara modacılık yaptım.

 

SİYAD bu yıl Onur Ödülü’nü size verdi.

Bu ödül beni onore etti. Sağolsunlar. Bu benim ilk ödülüm değil. 1979’da Seninle Son Defa filmindeki rolümle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu, 1997’de Ağır Roman’daki rolümle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu ve İstanbul Film Festivali’nde Onur Ödülü’ne layık görüldüm.

Size ödül getiren Seninle Son Defa filminde Tarık Akan’la birlikte oynamıştınız.

Seninle Son Defa adlı filmden sonra Tarık (Akan)’la dostluğumuz aralıksız devam etti. Bu filmin setindeki tanışmamız kamera önüne geçmeden oldu. Otelde kalıyorduk. Birden odamın kapısı açıldı ve Tarık elindeki su dolu kovayı üzerime boca ediverdi.

Ben de onun odasına gidip ne kadar eşyası varsa aşağıya atmıştım (gülüyor). Dostluğumuz böyle başladı. Sinemanın şartlarını değil ama insanlarını çok sevdim ben. Geçen gün uykumdan ağlayarak uyandım. Tarık rüyama girdi ve gülerek ‘Üzülme kız, cennetteyim’ diyordu. Dostlar, arkadaşlar birer birer gidiyor. Çok üzülüyorum. Televizyonda gösterilen Kapıcılar Kralı filmi herkesi güldürüyor ama ben Kemal (Sunal)’i görünce ağlıyorum. O filmi çektiğimiz apartman Cihangir’de oturduğum eve çok yakın. O apartmanın önünden geçemiyorum.

27 Şubat akşamı Anahit Sahne’deki ödül törenine katılamadınız…

Yürüme zorluğu çekiyorum. Büyük bir omurga ameliyatı geçirdim. Ne yazık ki aynı ameliyatı ikinci kez yaşadım. Dolayısıyla korkunç ağrılarım oluyor. Fatma (Girik)’yı ziyarete bile gidemedim. Yıllarca hayranlarım ve beni tanıyanlar dik yürüyüşüme bayılırlardı. Şimdi yürüme zorluğu çeken bir Sevda’yı görmelerini istemedim. Onların üzülmesine de gönlüm razı olamazdı.

Sizin yerinize ödülü Agah Özgüç aldı…

Agah’tan ödülümü almasını ben istedim. Çünkü Agah beni çok iyi tanır. Dolayısıyla orada beni en iyi anlatacak olan kişi de odur. Beni anlayan bana güler, anlamayan sinirlenir. Yıllar önce Fikret Hakan’la Adem ile Havva filmini çekerken arada bir kulağıma eğilir Huysuz ve Tatlı Kadın şarkısını fısıldardı.

Şöhret size ne gibi duygular verdi?

Şöhret olmadan önce sadece bana bakarlardı, şöhret olduktan sonra bir de ‘Sevda’ demeye başladılar. Benim için şöhretin farkı sadece bu oldu. Herkes dik yürüyüşüme hayranlık duyardı.

Dikkat çeken yürüyüşünüzden dolayı Zeki Müren de size takılırdı galiba…

(Gülüyor) Gazinolarda sahneye çıktığımda Zeki Müren’in de kadrosuna girmiştim. Beni görünce çevresindekilere şöyle bağırırdı ‘Arkadaşlar dikkat, Sophie Loren geliyor’. Zeki Bey çok kaliteli espriler yapardı, çok gülerdik. Beni Sophia Loren’e benzetirdi. Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan yürüyüşüme takılan bir başkasıydı, ‘Kız sen bu gazinonun patronu gibi yürüyorsun’ derdi.

Hayatınızın en özel ve güzel hediyesini kimden almıştınız?

Ahh canım Ara’cığım… Fotoğraf ustası Ara Güler, bana hayatımın en özel ve en güzel hediyelerini verdi. Üstelik evime geldi, kendi elleriyle, 20-30 yıl önce haberim olmadan çektiği fotoğraflarımı takdim etti. O fotoğrafları gözümden bile sakınırım, saklarım. Pırlantalarımı çöpe atarım, Ara Güler’in çektiği o fotoğraflarımı atamam.

İçinize ukte olan, ‘Keşke şu rolü de oynasaydım’ dediğiniz bir karakter oldu mu?

Her rolü oynadım. Ben sinemayla dans ettim. Köylü kızını da oynadım şarkıcıyı da vampı da. Yapımcılar ‘Karar ver Sevda, hangi karakter sana uyuyor’ derlerdi. Herkes gibi olmadığımı biliyorum. Mutluluğum da mutsuzluğum da bundandır. Sevda Ferdağ farkıdır bu.

Siz 1964 yılında bir rekor kırdınız ve o yıl tam 16 filmde oynadınız… Bu zor olmadı mı?

Bilemiyorum bir yılda 16 film çekmek rekor olabilir belki, Agah (Özgüç)’a sormak lazım. Ama o yıllarda sinema öyleydi. Bir gün içinde iki ayrı film setine giderdim. O yıllarda çok güzel insanlar vardı. Sinemadaki ilk yılımda sete gittiğimde ‘Burası okul kokuyor’ demiştim. Sadri Alışık ile Vahi Öz ‘Sen nereden geldin kız?’ demişlerdi bana (gülüyor).

Anılarınızı bir kitapta toplamayı düşünmediniz mi hiç?

Bugüne kadar bunu hiç düşünmemiştim. Ama son zamanlarda çevremdeki dostlarım da aynı şeyi söylüyor. Önce sağlığıma kavuşmalıyım, sonra bakarız.

AGAH ÖZGÜÇ:

Sevda, dürüst ve açık sözlüdür

Agah Özgüç, Türk sinemasının efsane oyuncusu Sevda Ferdağ’la ilgili olarak şu açıklamada bulundu: “Dürüst ve açık sözlü olan Sevda Ferdağ, Türk Sineması’nın aklanmış oyuncularındandır. Ancak son yıllarında farkedilerek ödüllenen bir sanatçımızdır.

Onun daha önce farkına varan İstanbul Film Festivali’dir. Ferdağ, keşfedilince aklanmış filmlerinden birisi olan 1964 yapımı Erkek Ali de gündeme gelmiştir. Gerçekten de Eşref Kolçak’la başrolünü paylaştığı bu yapım Sevda Ferdağ’ın en dikkat çekici filmidir. Atıf Yılmaz’ın yönettiği bu filmde Sevda, ünlü İtalyan oyuncu Anna Magnani’yi anımsatan sadist bir dul kadın cinselliği sergilemektedir.”

RESİMALTI

Yıl, 1969… Sevda Ferdağ ve Agah Özgüç, Öztürk Serengil’in Nişantaşı’ndaki Abudik Gubidik adlı kulübünde birlikte eğleniyor.

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları