Cenaze namazından önce Kılıçdaroğlu, Kaftancıoğlu ve İmamoğlu, cami avlusuna birlikte girdi. Soysal’ın ailesine taziyelerine ileten üçlü, daha sonra cenaze namazı saflarına girdi. Kılınan cenaze namazının ardından Soysal’ın tabutu, alkışlar eşliğinde askeri törenle cenaze arabasına konuldu. Burada konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, “Bütün yaşamı adalet, insan hakları mücadelesiyle geçti. Türkiye’nin sağlık ve güzel bir anayasaya sahip olması için mücadele etti. Hapise atıldı. Uzun süre hapiste kaldı. Hapislik hayatını da üç aşağı beş yukarı hepimiz biliyoruz. Şöyle bir paradoksla hep karşı karşıya kaldık. Bu ülke için çalışanlar bu ülke için, adalet için mücadele edenler bir şekliyle ağır bir bedel ödüyorlar. O bedel ödeyenlerden birisi de rahmetli Mümtaz Soysal’dı. Mütevazı bir hayatı vardı. Görkemli saraylarda, görkemli evlerde, görkemli yerlerde oturmadı. Mütevazı kendi halinde oturan, yazan, çizen bir insandı. Aynı zamanda binlerce öğrenci yetiştirdi. Bir akademisyenin en büyük temel gurur kaynağı yetiştirdiği öğrencilerdir. Onlar bugün Türkiye’nin bütün coğrafyasında hatta dünya coğrafyasında hizmet veriyorlar. Kendisini saygı ve hürmetle anıyoruz. Allah rahmet eylesin” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre Soysal’ın kızı Defne Soysal da, gözyaşlarıyla, “Türkiye’nin, hak hukuk mücadelesi veren herkesin, bütün öğrencileri, gazetecilerin, sendikacıların hepimizin başı sağolsun” diye konuştu. Gazetemizin imtiyaz sahibi Alev Coşkun da, “ Mümtaz Soysal, çok değerli bir bilim adamı, anayasacı… Türkiye’nin son politik yaşamında ve gelişiminde önemli roller oynamıştır. 1961 anayasının yaratılmasında ve anayasa komisyonu üyesi olarak son derece önemli görevlerde bulunmuştur. 1991 yılında Dış İşleri Bakanlığı yaptı. Ulusalcı, Atatürkçü, milliyetçi, anti emperyalist bir aydındı. Başımız sağolsun” dedi.
Eski Başbakanlardan Ahmet Davutoğlu ise Soysal’ı hem akademik hayatta hem de devlet hayatında yakından tanıdığını söyleyerek, “Tecrübelerinden istifade ettiğim bir akademisyen, bilim adamı ve devlet adamıydı. Selefim olarak da Dışişleri bakanımızdı. Bir çok şahsi sohbetimiz olmuştur. Çok nazik, beyefendi örnek alınacak bir söz ustası aynı zamanda. Bütün o görüşmelerden çok istifade ettim. Ülkemiz, milletimiz için bir kayıptır. Allah rahmet eylesin. Ailesine de taziyelerimi iletiyorum” dedi. CHP’li Muharrem İnce de, “Mütaz Hoca Türkiye’nin çıkarlarını savunan bir insandı. Ne söylediyse haklı çıktı. Türkiye’yi savunan kişiydi. Tek başına kalmak pahasına dik duran bir insandı. Allah rahmet eylesin” diye konuştu.
Altan Öymen ise, “Mümtaz Soysal, ülkemizin yetiştirdiği nadir entellektüellerden biridir. Bir çok şeyi Türkiye siyasetine getirmiştir. Benim sınıf arkadaşımdı. Uzun süre birlikte okuduk çalıştık. Allah rahmet eylesin. Tüm milletimize baş sağlığı diliyorum” ifadelerini kullandı.
Hikmet Çetin de, “Hepimizin başı sağolsun. Hukuk, anayasa, siyaset, devlete sahip çıkma… Tüm bunları yapan biriydi. Yeri doldurulamaz. Özel bir insan. Hocaların hocası… Allah rahmet eylesin. Herkese baş sağlığı diliyorum” dedi. Prof. Dr. Soysal’ın cenazesi, öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından, polis korteji ve alkışlar eşliğinde cenaze aracına konuldu. Sosyal’ın naaşı, götürüldüğü Zincirlikuyu Mezarlığında defnedildi.
Eski TBMM Başkan Vekili Uluç Gürkan, 12 Mart 1971 faşist darbesinde Mamak AskeriCezaevi’nde aynı koğuşu, aynı ranzayı paylaştığı Mümtaz Soysal’la ilgili bir anısını Yurtseverlik.Com’a anlatmıştı:
Ve tabii ki hocaların hocası, devrimci, namuslu aydın Mümtaz Soysal’ı son yolculuğuna uğurlarken ona yazdığı mektuplarda ”koparılamazlığım” diye seslenen Sevgi Soysal’ı anmadan geçmek olmaz. Onlardan geriye sadece kitapları, düşünceleri değil aşkları da kalacak. Yurtseverlik.Com Genel Yayın Yönetmeni Ferhan Şaylıman bu aşkı Sevgi Soysal’ın mektuplarından yola çıkarak bakın nasıl anlatmış:
YAYIN İLKELERİ
———————-
YURTSEVERLİK.COM sitesi Türkiye’nin birlik ve beraberliğinden, hiçbir ayrım gözetmeksizin toplumsal barışın korunmasından, insanın en yüce varlık ve emeğin en yüce değer olduğu savından, demokrasiden, insan hak ve özgürlüklerinden, sosyal adaletin hakim kılınması düşüncesinden hareketle yayıncılık yapar. Sınırları bu noktalardan geçen ilkeler çerçevesinde sitede yazılarına yer verilen herkesten aynı sorumluluğu eksiksiz göstermelerini bekler. Dolayısıyla YAYIMLANAN YAZILARIN HUKUKİ SORUMLULUĞU TAMAMEN YAZARLARINA AİTTİR.
İLETİŞİM
———————-
f.sayliman@gmail.com