23 Nisan 2024 - Hoş geldiniz

ZAFER ANAYURT YAZDI- TÜM ACILARINA KARŞIN ANLAMLI BİR YAŞAM MI YOKSA NARKOZLU BİR MUTLULUK MU?

Ana Sayfa » GÜNCEL » ZAFER ANAYURT YAZDI- TÜM ACILARINA KARŞIN ANLAMLI BİR YAŞAM MI YOKSA NARKOZLU BİR MUTLULUK MU?

Eklenme : 02.05.2021 - 11:39

ZAFER ANAYURT YAZDI- TÜM ACILARINA KARŞIN ANLAMLI BİR YAŞAM MI YOKSA NARKOZLU BİR MUTLULUK MU?

 

NİÇİN ÜTOPYASIZ OLMAZ?

Cennet ve cehennem dinsel içeriği dışında da sonsuz değerdeki metaforlardır.

İlki yaşanan andan hoşnutluğun ve dışıyla uyumlu bir dengenin, ikinci ise benliğin aldığı her nefesi bir işkenceye
çeviren yürek ağırlığının metaforudur. Ortalama insan, tipik bir toplumda bu imgeleri dinsel eğitimiyle ya da bazen masallar üzerinden edinir. Bu imgeler, kişinin tüm ömrü boyunca iyi, güzel, kötü yargılarının en derin köklerinde etkilerini gösterecektir.

Cennet özlem duyulan, cehennem kaçıp kurtulma isteği uyandırandır.

Ütopyalar, yaşamdan hoşnutluğu toplumsal ilişkiler ve uyumda arayanların eserleridir. Yıllar önce Nail Bezel’in ütopyalar üzerine derlemesinde kullandığı iyi düşünülmüş isimlendirmeyle ütopya, yeryüzü cennetidir. Aynı yazar ikinci kitabında distopyalar için “yeryüzü cennetlerinin sonu” ifadesini kullanmıştır. Düpedüz yeryüzü cehennemi dense yeridir.

Distopya olasıdır ve daha kötüsü şu anda olgunlaşmakta olandır.

İnsan yaşamdan ne arar? Ne aramalıdır?

Neden yüzyıl öncesine göre onlarca kat üretken bir toplumda hâlâ ihtiyaçlarımızdan yoksunuz, sürekli boşluk ve kaygı içindeyiz?

Kaygı bozuklukları, panik atak neden bu kadar yaygın?

Neden bütün başarılarımıza rağmen, geçmişte tehdit olarak gördüğümüz doğaya tehdit oluşturacak kadar güç toplamış bir insanlık içinde kendimizi hâlâ güvende hissedemiyoruz?

Eskiden zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yoktu, şimdi ise düzene bağlanacağımız zincirimizi de bize satın aldırıp taksitle ödetiyorlar. Retorik mi? Yoksa paralı eğitimin uygun bir tasviri mi?

Her yaş günü kutlamasında dostlarıma ne diyeceğimi bilemem. Dikkatli olanlar cümleme bir “anlamlı” kelimesi sıkıştırmak için her fırsatı değerlendirdiğimi fark etmiştir. Acı, yaşamsal bir belirtidir. Ancak gerçekten yaşayanlar acı çekebilirler. İnsanın vücudunu başka ellere terk ettiği operasyonlarda narkoz yaşamsal bir işlev olan acıyı bastırır. Narkozun etkisi geçtiğinde acıyı duymaya başlarsınız.

Anlamlı bir yaşam narkozlu bir mutluluğa yeğdir, tüm acılarıyla. Acı, ters giden şeyi gösterir. Düzelmesini mümkün kılar. Başka insanların da acı çekebileceğini öğretir. Ancak o zaman turkuaz tabloyu her akşam dinlerken dört işlemden fazlasını düşünebilirsiniz örneğin.

Sosyalist de insandır. Olmalıdır. Var oluş bunalımını bunalım olarak yaşamayan, bunalım olarak yaşamayana erişemez. Siyaset insanın hallerini dışlayamaz. Dışlamamalıdır. Siyaset yaşama dair söylemekle başlamalıdır. Hedefiniz bunalmış insandır. Çok sayıda vardır.

Bugün ne durumdayız?

Geçim kaygısını aşmış ve ideolojinin kuluçka yatağı olan kesimlere bir bakalım: elektronik ticaret, paket yemek, netflix, bu sene kaçırılan efsane yaz tatili, ufaktan kripto para deneyleri, maç bahisleri, sağlıklı yaşam ve diyet, sosyal medya var oluşu, tıp okumadan-yazarlığı, popüler bilim kitapları, belgesel destekli toplumbilim ve tarih, televizyon iktisatçılığı ve ana-akım ev dekorasyonuna sıkışan, sıkıştırılan hayatlar.

Yani ezilenin düşü, yaşayanın çürüyüşü.

Eksik kaldı mı bu listede?

Çocuklarımız. Bizlerden çok daha büyük kaynaklarla yetişen çocuklarımız. Yaşama baştan umutsuz olarak adım atıyorlar. Üzerindeki büyük yatırım sayesinde kalbur üstü olup çıtayı aşanlar yapacakları işin anlamsızlığını daha ilk adımdan iliklerinde hissediyorlar. Yaşam, coşkuyla açılacakları bir deniz değil. Kuralına uygun oynarlarsa içinde kalabilecekleri, yol katedebilecekleri bir oyun. Yoksul emekçi çocuklarına gelince ancak çok sınırlı bir kesimi, sınıfsal konumunu aşarak düzgün bir eğitim alabilir. Başarısı, içinden çıktığı durumun reddine dönüşürse düşündeki çürüyüşe adım atabilir.

Düşümüz ne olmalı?

Yaşananın aynısının daha fazlası mı?

Hep gittiğimiz mağazanın iki misli malı yarı fiyatına vereni mi bekliyoruz gelecekten?

Belki de ücretsiz ganimetleri evimize taşımak?

Bu düş kimseyi yerinden kıpırdatamaz.

Yeni bir yaşamı çizmek gerekli, bütünlüğü içinde ve mevcuta bakarak kopya çekmeden.

Şu anın en yakıcı siyasi ihtiyacı budur

Benzer Haberler

Facebook'ta Biz

Çanakkale Rent a Car Banka Kredisi diş rehberi Bozcaada Otelleri Bozcaada Otelleri Bozcaada Pansiyonları